DSİ sularını, polis yollarını kesti

Elazığ'da çiftçiye 980 bin TL'lik elektrik faturası geldi. Çiftçiler, yüksek elektrik faturaları ve mazot fiyatlarına gelen zamlar sonrası DSİ Bölge Müdürlüğü'nü protesto etmek isteyince polis ve jandarma müdahalesiyle karşılaştı.

Elazığ'da çiftçiler yüksek elektrik faturaları ve mazot fiyatlarına her gün zam yapılmasıyla birlikte, ekili alanların sulanmasında yaşanan zorlukları protesto etmek üzere Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğüne gidince jandarma ve polis müdahalesiyle karşılaştı. Polis ve Jandarma çiftçilerin traktörleriyle DSİ Elazığ İl Merkezine girmesine izin vermedi.

Elazığ merkeze bağlı Muratcık, Fatmalı, Pirinççi, Koruk, Dambüyük, Dallıca köylerinde, çiftçilikle geçimini sağlayan yurttaşlar, DSİ'nin Keban Baraj gölünde sağladığı sulama suyuna bir haftalık elektrik kullanım bedeli olarak 980 bin TL para istemesine tepki gösterdi.

DSİ’nin böyle bir uygulamasının olmadığını, daha önceki yılar elektrik ücretinin 4/1’lik kısmının köylüden tahsil edildiğini ama artık tamamının köylüden tahsil edildiğini söyleyen köylüler, yaklaşık 40 traktör ile DSİ bölge müdürlüğü binasına gitmek istedi. Güvenlik güçleri çiftçilere engel olarak gidişlerine izin vermedi. Köylüler ile polis müdürleri arasında uzun süren tartışma sonrası köylüleri temsilen bir heyet oluşturularak heyetin vali yardımcısı ve DSİ Bölge Müdürü ile görüşmek üzere Elâzığ il merkezine gitmelerine izin verildi.

'Bu traktörlerin hepsi ipotekli'

DSİ Elazığ Bölge Müdürlüğü'ne traktörler ile gidilmesine izin verilmemesi sonrası köylüler adına gazetecilere açıklama yapan Serkan Aytaç "Köylüler sene başında şeker fabrikasına borçlanarak tohum ve gübre aldı ve bölgedeki 6 köyün şeker fabrikasına toplam 14.5 milyon TL avans borcu var. DSİ elektrik faturasını bize ödetmek istiyor ve şu an suyumuzu kesmiş durumda" diyerek şu açıklamayı yaptı:

“Elazığ köylerinde yaşayan çiftçiler hiçbir zaman bu kadar zorlukla karşı karşıya gelmemişti. Yaşadığımız bölgedeki 6 köy tarım yaparak geçimini sağlıyor. Bölgedeki 6 köyde yaşayan yüzlerce çiftçi sene başında şekerpancarı ekimi için şeker fabrikası ile yapılan anlaşma sonrası tohum ve gübre için avans sağlandı. Şu an köylülerin şeker fabrikasına 14.5 Milyon TL borcu var. DSİ bir haftalık sulama suyu ücreti olan 980 bin TL’yi bizden tahsil etmek istiyor ve sulama suyunu kesti. Şu an sulama suyu verilmiyor. Ürünler kurumak üzere. DSİ geçen yıla kadar tarıma destek olmak için sulama suyunun elektrik faturasının yüzde 10’luk kısmını köylülerden istiyordu, bugün ise paranın tamamını köylülerden istiyor. Üstelik bu elektrik faturaları sanayi üretiminde kullanılan yüksek fiyat ile hesaplanıyor.”

'Böyle mi üretici destekleniyor?'

Serkan Aytaç köylünün şeker fabrikasına olan 14.5 milyon TL borcu dışında piyasaya da 7-8 milyon TL olduğunu söyleyerek açıklamasına şöyle devam etti:

“Bölgedeki 6 köyde yaşayan çiftçilerin şeker fabrikasına olan 14.5 milyon TL borcun dışında piyasaya da 7-8 milyon TL borcu var. Biz bu borcu nasıl ödeyeceğiz. Bari bıraksınlar üretim yapalım borçlarımızın bir kısmını kapatalım. Daha önce görüştüğümüz Elazığ Valisi ve DSİ Bölge Müdürü bizlere ekim yapın hiçbir sorun çıkmayacak suyunuz devlet tarafından verilecektir dediler. Şu an herkes ekim yapmış tarlalar, yeşermiş ürünler, su istiyor ama suyumuzu kestiler. Şu anda kullandığımız elektrik, Türkiye sanayisinde en yüksek kullanılan elektrik. Biz sanayi üretimi mi yapıyoruz? Tarımsal sulamada kullanıyoruz, ne kazanıyoruz ki bir de elektrik faturası ödeyelim. 1 haftada 980 bin TL elektrik borcu geldi, bir ay kullansak yaklaşık 4 milyon borç gelecek. Biz bu kadar para kazanabilecek miyiz ki bu faturaları ödeyelim. Hani devlet bize üretim yapın diyor böyle mi üretici köylü destekleniyor.

'Siz önce faturayı yatırın diyorlar'

Dünyanın her yerinde çiftçiye sulama suyu ücretsiz dağıtılır ama bizde 1 haftada neredeyse 1 milyon elektrik borcu geldi.

Bizim tarlalarımızda işçiler çalışıyor. Amcamın oğlunun yanında sabit çalışan 15 işçi var. Benim yanımda sabit 15 işçi çalışıyor. Diğer çiftçi arkadaşın 3-4 çalışanı var. Milyonlar dönüyor. Ne olacak? Suyu vermiyorlar. 'Siz ilk önce bu faturayı yatırın' diyorlar bize. 'Gerisi Allah Kerim'dir' diyorlar.

'Hepsi Ziraat Bankası'nda ipotekli'

Sizlerin şu gördüğü bütün traktörlerin hepsi İpotekli. Bu traktörlerin hepsi bankaya borçlanarak alınmış. Hepsinin ruhsatlarını getireyim inceleyin. Hepsi Ziraat Bankası'nda ipotekli. Bugün bunun parası ödenmedi. Yarın şeker fabrikası sana icra koydu. Traktör de gitti ne olacak? Mazot da öyle... Bugün traktörlerimizi çıkartamadık. Bir köyde sadece 300 traktör var. Mazotun litresi 30 lira. Adamın gözü kesmiyor ki buraya gelsin, tarlaya gelsin. Bugün traktörlerimize koyduğumuz mazotu çoğumuz veresiye doldurduk ve buraya geldik”

'Bu kadar jandarma, polise ne gerek var'

"Çiftçi yetkililere yaşadığı zorlukları anlatmak istiyor ama yolumuz jandarma ve polis tarafından kesiliyor. Biz derdimizi kime anlatacağız?" diyen Serkan Aytaç açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Biz yaşadığımız sorunları duyurmak istiyoruz, yetkililer bu durumu bilip çözüm getirsinler istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi; 'Bir karış toprağı dâhi boş bırakmayın' biz bir karış toprağı boş bırakmadık ama bizi boş bırakanlar çok oluyor. Bu kadar jandarma, polise ne gerek var? Biz adam öldürmedik. Hakkımızı savunmaya, sesimizi duyurmaya geldik. Önümüzü kesiyorlar. Biz sesimizi kime duyuracağız. Tarım teşvikinden yararlanamıyoruz. Pancar ekicisinin teşviki yok. Fabrika sana tohumu verir, gübreni verir seni borçlandırır. Malını çektiği zaman da ayağını keser”

'Çiftçilerin eylemini destekliyoruz'

Bölgeye gelen CHP Elazığ İl Başkanı Coşkun Çağlar Duran, çiftçilerin kesinlikle haklı gerekçeler ile eylem yaptığını belirterek gazetecilere şu açıklamayı yaptı:

“Çiftçilerin bir araya gelerek başlatmış oldukları eyleme destek olmak için buradayız. Eylemin gerekçesi, olması gereken makul bir gerekçe. Ülkemizde çiftçiye, köylüye verilen desteklerin artık sadece rakam ve sözler üzerinde kaldığı açık. Görüştüğümüz çiftçilerin ortak sorunu, sadece bu dönem pancar kısmında dahi maliyetlerin artışından dolayı çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Asıl en büyük sıkıntı elektrik gibi enerji maliyetleriyle alakalı. Enerjiyle ilgili iki sıkıntı var. Birisi enerjinin yüksek gelmesi ikincisi ise enerjinin çiftçiye tarımsal olarak değil de sanayi olarak verilmesi. Yani buradaki rakamın yüksek olduğunu söylüyor buradaki çiftçiler. Haklı bir gerekçe ve talep. Bundan birkaç ay önce ülkede ‘bir karış toprak bırakmayın, ekin’ diyenler bugün gösterilmesi gereken desteği vermiyorlar. Çiftçiler mağdur, maliyetler arttı. Mazotundan, işçisinden hayat şartlarından dolayı mağdurlar. Bir an evvel yetkililerin bu duruma el atmaları gerekiyor. Denizde yatlarıyla gezenlere verilen indirimlerin en azından mazot üzerinden çiftçilere sağlanması, diğer konularda verilen desteklerin de reel olan fiyatlara getirilmesi gerekiyor. Verilen destekler mevcut ekonomik durumda çok komik rakamlar olarak kalıyor. Düne kadar büyük rakam olarak görülen destekler bugün artık adeta bir sigara parası olmuş. Artı bu fiyatların da güncellenmesi ve çiftçiye gerekli desteğin verilmesi gerekiyor. Siz çiftçiye yeterli desteği vermezseniz yurtdışında yerler alıp ekim yapacağınızı söylemeniz çok da gerçekçi değil. Biz CHP olarak bu konuda çiftçinin sonuna kadar yanınızdayız. Bu konularla ilgili de gerekli açıklamaları yaptık. Yolumuz ve yol haritalarımız belli. Biz sözümüzün arkasındayız ve çiftçilerimizin yanınızdayız.”

Türkiye Haberleri