Dolar kurundaki hızlı yükseliş, başta tüketici olmak üzere ticaretin her kademesindeki vatandaşı etkiledi. Özellikle son bir haftalık 'döviz maratonu' toplumda yoğun bir endişeyi doğururken ekonomistler, geçim sıkıntısının 2022'nin ilk aylarında kendini daha yoğun hissettireceğini belirtti.
Tüm bu gelişmelerle beraber ticaretin belki de vatandaş ve üretici arasında en yoğun döndüğü yerlerden olan Tahtakale'ye gittik. Esnafa, dövizdeki son hareketlenmenin etkilerini sorarken, ticaretin kalbinde yaşananları gözlemledik.
Tahtakale bomboş
Tahtakale, Eminönü ve Kapalıçarşı, her muhabirin muhakkak haber yapmak için uğradığı yerlerden. Biz de daha önce yine ekonomiyi konuşmak için geçen aylarda Tahtakale'ye gelmiştik. Fakat bugün durum farklıydı.
Tahtakale'nin dar ve kalabalık sokakları bugün bomboş, esnaf kapıda düşünceli bir bekleyiş içindeydi.
Biraz dolaştıktan sonra teknik malzemeler satan bir dükkana giriyoruz. Dükkanın sahibi Necmi'ye dövizdeki yükselişin etkisini sorduğumuzda, uzun bir konuşma yapacağını anlıyoruz. Kendisinin 1980'den beri Tahtakale'de esnaf olduğunu söyleyen Necmi, dün yaşadığı bir olay üzerinden dövizin, esnafı nasıl etkilediğini anlatıyor.
Gelen müşterinin bir şarj aleti istediğini, o andaki kura bakıp, 200 TL'ye sattığını söyleyen Necmi, "Bugün toptancıdan o şarj aletini almak için gittiğimde 290 TL verdim. Yani satış yapmış olmama rağmen 90 TL zarar ettim" diyor.
Bankaların kredilerle piyasayı şişirdiğini anlatıyor, "Artık millette para yok" diyor.
Tahtakale sokaklarının neden bu kadar sakin olduğunu sorduğumuzda ise "Son bir haftada bu hale geldi. Ben daha önce böyle bir şey görmedim" diye yanıt veriyor.
Umutsuzluğun ve ekonomik sıkıntının, Tahtakale esnafının bütününü sardığını iddia eden Necmi, çoğu esnafın kapatıp köyüne döndüğünü aktarıyor. Yaşanan krize dayanmaya çalıştıklarını belirtirken son olarak, "Allah bizden sonraki kuşağa sabır versin" diyor.
"Satışları durdurduk"
Boş Tahtakale sokaklarında yürürken başka bir dükkana giriyoruz. Elektrik ürünleri satan dükkanın sahibi İshak, müşterilerin artık gelmediğini anlatıyor. Dövizdeki hareketlenmenin ithalat yapan işyerlerine ciddi zararları olduğunu belirten İshak, "Sokağı görüyorsunuz bomboş. Çok kısa sürede bu hale geldik" diyor.
İshak, internet üzerinden yaptıkları satışları durdurmak zorunda kaldıklarını söylerken "Ben düşük fiyata koymuş oluyorum, internetten satılırsa zarar edeceğim" diyor.
Tahtakale'nin avlulu hanlarının içinden geçerken esnafın televizyonlarında 'sıradan' haber kanallarının açık olmadığını fark ediyoruz. Döviz kurunu anlık olarak takip edebilecekleri kanalları takip ediyorlar.
''Bugün dükkanı açmayacaktım"
Hırdavatçıların olduğu sokağa doğru ilerlerken bir dükkandan Can Coşkun'un sesini duyuyoruz. İçeri girdiğimizde Cavit'in Haber Masası programını izlediğini anlıyoruz. Kendimizi tanıttıktan sonra yaşananların etkisini soruyoruz.
"Bugün dükkanı açmayacaktım" diyor ve ekliyor: Malı bugün aldığım fiyata satarsam yarın zarar ediyorum.
Sohbet ilerledikçe kendisinin Mahmut Hoca'nın (İsmailağa Cemaati) ilk öğrencilerinden olduğunu anlatan Cavit, "Hakkı teslim etmek gerekiyor. Esnaf iş yapamıyor, para kazanamıyor" diyor.
Sohbetimiz sırasında bir perakendeci Cavit'in dükkanından mal almaya geliyor. Fiyat konusunda perakendeci "Dün yarı fiyatına almıştım" diyor. Cavit'in cevabı ise benzer oluyor: "Ben de yarı fiyatına almıştım"