Nilay ABDAL/ Halktv.com.tr
İstanbul Esenler'de S.K., bir sosyal medya platformunda bahis reklamı yapan bir sayfa gördü ve sayfada bulunan numaralar ile iletişime geçti. Telefonla görüştüğü şahıs tarafından ikna edilen S.K., kendisine söylenen hesap numarasına ilk olarak 350 TL, ardından ise 2 bin 500 TL para gönderdi. Kendisine iddia sonucunda 37 bin TL kazandığı söylenen S.K.’den bu parayı alabilmesi için defalarca para göndermesi istendi. Toplamda 20 bin TL parasını dolandırıcılara kaptıran S.K., en sonunda dolandırıldığını alınca savcılığa giderek şikayette bulundu.
GELEN PARAYLA KREDİ KARTINI ÖDEMİŞ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, S.K.’nin havale yaptığı hesabın 23 yaşındaki R.İ.’ye ait olduğu ve bu hesaba gelen 2 bin 500 TL’nin nakit olarak çekildiği belirlendi. S.K.’nin gönderdiği 350 TL’nin ise H.Y.’ye ait banka hesabına aktarıldığı ve bu parayla H.Y.’ye ait kredinin ödemesinin yapıldığı öğrenildi.
SUÇLAMALARI REDDETTİLER
Yaşanan dolandırıcılık olayı ile ilgili 23 yaşındaki R.İ., 27 yaşındaki H.Y. ve 25 yaşındaki R.A. isimli şahıslar suçlanırken Bakırköy 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanıkların tümü suçlamaları reddetti. Sanık R.İ., mahkemedeki savunmasında, diğer iki sanığın mahalleden arkadaşı olduğunu ve kendilerini 8-9- yıldır tanıdığını belirterek “H.Y. ve R.A.’nın hatırlamadığım bir tarihte borsa işi için banka kartına ihtiyaçları olduğunu söylediler. Arkadaşlarım oldukları için ve kendilerine güvendiğim için iki adet banka kartımı onlara teslim ettim. Banka kartı şifrelerimi şahıslara söyledim.” ifadelerini kaydetti. Yaptığı savunmada, “Bazen banka hesaplarımla ilgili telefonuma bilgiler geldiğinde bu şahıslarla paylaşıyordum. Suç işlediklerini bilmiyordum.” ifadelerini kullanan R.İ., karakoldan, dolandırıcılık suçundan çağırılması üzerine banka kartlarının kötüye kullanıldığını anladığını belirtti.
"BENİM LİMİTİM DOLU SENİN HESABINA GÖNDEREBİLİR MİYİM?"
Sanık H.Y. ise savunmasında, R.A.’nın eski arkadaşı olduğunu ifade ederek, “R.A., hesabında çok para bulunduğunu, kendisinin para çekme limitinin dolduğunu, para çekmesi gerektiğini söyledi. Benden hesabım üzerinden para çekip çekemeyeceğimi sordu. Bende bu talebi kabul ettim." dedi. H.Y, R.A.’nın gönderdiği parayı çekip kendisine elden teslim ettiğini söyleyerek, "Bana gönderdiği paranın bir kısmını kendi hesabından, bir kısmını ise R.İ.’nin hesabından gönderdi. Bana R.A.’nın hesabından bir kere ve yine R.İ.’nin hesabından bir kere para geldi. Başka hiçbir transferimiz olmadı. Ben R.A.’ya paranın kaynağını sorduğumda, fıstık işi yapmaları nedeniyle tüccara elden para teslim edeceklerini söyledi.” açıklamasını yaptı.
R.A. ise bu iddiaları reddederek sanıklardan yalnızca H.Y.’yi tanıdığını ancak kendisinden hiçbir şekilde banka kartını almadığı belirtti ve “M.C.İ. isimli kişi benim banka kartlarımı kullanmıştı. H.Y. ile bu kişinin akrabalıkları olduğunu biliyorum. Bundan dolayı benim ismimi kullanmaktadır. M.C.İ. ile diğer sanık R.İ.’nin bir akrabalık bağı olup olmadığını bilmiyorum. Ben hiçbir şekilde her iki sanıktan da hesap bilgisi almadım” dedi.
SANIKLARDAN BİRİ BERAAT ETTİ
Yapılan yargılama sonucunda mahkeme, R.A.’nın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle R.A.’nın beraatine hükmetti. Sanıklar R.İ. ve H.Y.’ye ise toplamda 4 yıl hapis cezası verilirken mahkeme süresince iyi halli davranışları göz önünde bulundurularak cezalarında indirim uygulandı. İki sanık, “dolandırıcılık” suçundan 3’er yıl 4’er ay hapis cezasına çarptırıldı.