'İnziva' başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine "Mecburi inzivadayız. Bu süreç bize zaman zaman kendimize, kalbimize, ailemize, evimize emek vermemiz gerektiğini de öğretiyor" diye başlayan İşliyen, şöyle devam etti:
"Yoğun çalışma tempomuz içinde ihmal ettiklerimizi imar etmek; tahrip ettiklerimizi tamir etmek için müstesna bir fırsat geçti elimize..
Öyle değil mi?
Ölü köpeği görünce 'Ne güzel dişleri varmış' dediği nakledilir İsa(as)’ın. Bütün bu olumsuzluklara bir de bu açıdan bakmayı denemeliyiz.
Çocuklarla bir aradayız, konuşmalı belki birlikte oyunlar oynamalı ,sevgimizi göstermeye çalışmalıyız.
'Eşler birbirlerinin yüzüne rahmetle bakarlarsa Allah da onlara merhamet eder;birbirlerinin ellerini tutarlarsa günahları parmaklarından dökülür' buyuruyor Hz. Peygamber (sav).
Görev yaptığım illerimizden birinde mahalle mahalle aile eğitimi seminerleri vermeye çalışıyordum. Bir seminer sonrası çok üzgün ve bitkin bir görüntüyle konuşmak istediğini söyleyen hanımefendiye neden mutsuz olduğunu sordum. 'Eşiniz şiddet mi uyguluyor ? Kötü mü davranıyor?' gibi sorularıma tek bir cevap verdi:
'Eşim konuşmuyor hocam .'
'Küs müsünüz?' diye sorunca da; 'Hayır, ama benimle sohbet etmiyor' dedi.
Benzer problemi biz de zaman zaman yaşıyor olabiliriz.
Hep kaçarak erteleyerek kurtulmayı denemiş olabiliriz.
Çocuğumuzun elini tutmaktansa okey taşlarını dizmeyi tercih etmiş olabiliriz.
Mecburi inziva dönemi yüzleşme dönemi aynı zamanda.
Birlikte kitap okuyabiliriz...
Namazları cemaatle kılabiliriz...
Uzun zamandır 'isim-şehir'; 'adam asmaca'; 'hırsız-polis' oynamamıştık ayrıca."