Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) coronavirüs sürecinde yaşananlara ilişkin basın açıklaması yaptı.
DİSK'in açıklaması şu şekilde:
"İşten çıkarmalar yasaklansın, ücretsiz izne ve sefalet ödeneğine hayır!
Covid-19 salgınında kritik bir sürece girdik, salgında 5 haftayı geride bıraktık. Halkın canını, işini ve aşını güvence altına alması gereken iktidarı bir kez daha uyarmak için İŞKUR önündeyiz. Ülkeyi yönetenler maalesef, sürecin ciddiyetiyle bağdaşmayan sadece sermayeyi korumaya yönelik politikalarına devam etmektedir. Aklın ve bilimin şart koştuğu önlemler alınmamakta. İşçi sınıfının evde kalması engellenmektedir. Hafta sonları sokağa çıkma yasağı koyup hafta içleri işe gitme zorunluluğunu dayatmanın akla, mantığa, bilime ve vicdana dayanan hiçbir açıklaması olamaz. Türkiye sadece hafta sonları bulaşan bir virüs tehlikesi ile mi karşı karşıyadır? Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir, bu nasıl bir akılsızlıktır, bu nasıl bir sınıf ayrımcılığıdır?
Sevgili basın mensupları, DİSK olarak üye sendikalarımızdaki gelişmeleri sürekli olarak takip ediyoruz, derliyor ve sizlerle paylaşıyoruz.
257 DİSK üyesinde coronavirüs tespit edildi
Dün itibariyle 257 işçi arkadaşımız DİSK üyesinde Covid-19 pozitif saptamıştır. Ve 407 arkadaşımız karantina altındadır. Önceki haftalarda kaybettiğimiz 2 arkadaşımızdan sonra dün de 1 mücadele arkadaşımızı kaybettik. Devrimci Yapı-İş sendikamızın temsilcisi Hasan Oğuz hemen karşınızdaki Galataport şantiyesinde çalışıyordu. Gaataport şantiyesinde 3 Nisan günü 3 tane pozitif vaka tespit edildi. Ancak buna rağmen şantiye durdurulmadı işçiler çalıştırıldı. Ve bundan 4 gün sonra 7 Nisan günü Hasan arkadaşımız kalp kriziyle hastaneye kaldırıldı ve ne yazık ki kurtarılamadı ve kendisini kaybettik. Hasan arkadaşımızın ölüm raporunda ölüm şekli 'bulaşıcı hastalık' olarak belirtildi. Öfkemiz büyük. Çalışma zorlaması devam ederse vaka sayısı artacaktır.
Derhal hemen şimdi zorunlu ve acil işler dışındaki bütün işler durdurulmalıdır
Covid-19 pozitif tespiti yapılan ve gerekli önlemlerin alınmadığı 9 iş yerinde arkadaşlarımız yasaların kendine verdiği çalışmaktan kaçınma hakkını kullandı. Bu hakkı kullanmaya devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Bu salgın günlerinde Galataport inşaatına devam etmek çok mu gereklidir? Daha kaç işçi hayatını kaybedecek? Dönen çarklar ölen insanlarımızı geri getirecek mi? Cuma günü akla ziyan bir sokağa çıkma yasağı ilan edip yüz binlerce insanı sokaklara döküp o insanları pazartesi günü işe gitmeye zorlamak nasıl bir sorumsuzluktur. Derhal hemen şimdi zorunlu ve acil işler dışındaki bütün işler durdurulmalıdır.
Hazırladıkları ücretsiz izin yasası ile işçilere sefalet ücreti dayatmaktadır. Her şeyden işten çıkarma yasağı çıkarılırken ücretsiz uygulamasına gerek yoktur.
İşsizlik sayısı pandemi öncesinde bile 8 milyona dayanmış durumda
İşçi sınıfı bu salgın günlerinde kendisini sefalete mahkum edenleri affetmeyecekti. özetle, ücretsiz izni dayatmaya, meşrulaştırmaya ve işçileri sefalete mahkum etmeye yönelik olan böyle bir düzenleme asla kabul edilemez. Bu ülkenin sefalete ve işsizliğe değil işçi sınıfını koruyan bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. İşten yasaklanmalar kesin olarak yasaklanmalıdır. TÜİK'in Covid-19'un etkilerini henüz yansıtmayan Ocak 2020 işsizlik rakamları hiç de iç açıcı değildir. Geniş tanımlı işsizlik sayısı pandemi öncesinde bile 8 milyona dayanmış durumdadır. Krizin ortaya çıktığı Ağustos'tan bugüne kadar istihdamdaki kayıp 2 milyonu aşmıştır. istihdamdaki bu ürkütücü tabloyu önlemenin yolu işten çıkarmalara, ücretiz izin gibi dayatmalara gitmeden bunları hemen yasaklamaktır. Salgının toplumsal tahribatına karşı çalışma hayatında acilen alınması gereken önlemler bellidir:
-İşten çıkarmalar derhal yasaklanmalıdır
-Ücretsiz izin dayatması yasa tasarısından çıkarılmalıdır
-15 Mart 2020'den geçerli olmak üzere işini kaybeden, ücretsiz izne çıkarılan ve bu yasa ile işten çıkarılması yasaklanıp çalıştırılmayan tüm en az asgari ücret düzeyi olmak üzere, mevcut ücretleri de dikkate alınarak kısa çalışma ödeneğinde öngörülen düzeye kadar ödeme yapılmalıdır.
-Zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalı ve işleri durdurulan işçilere de aynı ödeme yapılmalıdır.
-Kayıt dışı çalışanlardan işini ve gelirini kaybeden bütün yurttaşların geçimini sağlamak hükümetin görevidir. Hükümet kayıt dışı olup işini kaybeden işçilere asgari ücret düzeyinde kamu kaynaklarından destek sağlanmalıdır.
Tüm bunlar için kaynakların bir bölümü İşsizlik Sigortası Fonu'ndan vardır. İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları sigortalı işçiler için kullanılmalıdır. O kaynaklar hükümetin değil, işçilerin parasıdır.
Ayrıca sermaye ve hükümet de elini taşın altına koymalıdır . Hükümet yeni kaynaklar yaratmalı, topkumsal servetin büyük bölümünü elinde tutan bir avuç azınlık elini taşın altına koymalıdır.
Aklın, bilimin, hukukun ve vicdanın emrettiği bu düzenlemelerin bugüne kadar hayata geçilebilmesinin sebebi kaynak yokluğu değil, hükümetin tercihleridir. Bu akıl dışı tercihlerden derhal vazgeçilmeli
Son yıllarda hükümet tarafından bir işveren fonuna döndürülmüş olan bu fon kaynakları salgının toplumsal tahribatını önlemek amacıyla kullanılmalı ve yeni kaynaklar yaratılmalıdır. "
Basın açıklamasının ardından bir vatandaş "indirin o tabelayı çalışma bakanlığı diye bir kurum yok bu ülkede" diyerek tepki gösterdi.