Dendias'ın "Türkiye hem Ege hem de Doğu Akdeniz'de ihlallerde bulunuyor" sözlerine Çavuşoğlu "Türkiye'ye yönelik ithamlar kabul edilemez .Türkiye Doğu Akdeniz'de BM'ye kaydettiği kıta sahanlığı içinde faaliyetlerini sürdürmüştür" diyerek yanıt verdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı Dendias ile ortak basın toplantısı düzenledi. İki bakan arasında canlı yayın sırasında gerilim yaşandı. İki bakan, kıta sahanlığı, adaların silahlandırılması ve Doğu Akdeniz'deki faaliyetler konusunda atıştı.
Dendias, ilişkilerdeki olumsuz havanın ortadan kaldırılması gerektiğini belirtirken; Çavuşoğlu, "Sorunların, yapıcı diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz" ifadesini kullandı. Toplantının sonuna doğru ortam gerildi. İki bakan canlı yayında atıştı.
Ege'de görüş ayrılıkları olduğuna da değinen Çavuşoğlu, "Ege'de görüş ayrılıklarımız var. Geçmişte istikşafi görüşmelerle ele alıyorduk. Sürecin başlaması önemli. Doğu Akdeniz'de biz her zaman hakça paylaşımdan yana aldık. Bununla ilgili detaylı tekliflerimizi AB'ye ilettik, şimdi cevap bekliyoruz" dedi.
Ayrıca Çavuşoğlu, Yunanistan'daki Türk azınlıkların durumuna değinirken, "Biz Türkiye olarak özellikle AK Parti iktidara geldiği günden bu yana Rum vatandaşlarımızın sorunlarında pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Elbette aynı yaklaşımı Batı Trakya'daki Türkler ve soydaşlarımız için beklememiz gayet doğaldır. Her iki ülkede azınlıkların huzur ve refah içinde olması elbette yaramızadır" şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bugün gerçekleştirme konusunda anlayış ve esneklik için Niko'ya çok teşekkür ediyorum. Bu ziyaretin anlamı büyük. İstanbul'da 5 yıl aradan sonra gerçekleştirilen Atina'da 62. istişari hem de iki bakanlık arasında siyasi istişareler toplantılar gerçekleştirildi. Bu toplantıların pozitif bir şekilde samimi bir şekilde gerçekleştirilmesinden büyük memnuniyet duyuyorum.
Sorunların yapıcı diyalogla çözülebileceğine inanıyoruz. Sorunlara üçüncü taraflar üzerinden çözüm aramak doğru yaklaşım değildir. Bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla ele aldık. Bugün Ege ve Doğu Akdeniz sorunlarımızı kapsamlı, samimi bir şekilde değerlendirdik.
Evet Ege'de görüş ayrılıklarımız var. Geçmişte istikşafi görüşmelerle ele alıyorduk. Sürecin başlaması önemli. Doğu Akdeniz'de biz her zaman hakça paylaşımdan yana aldık. Bununla ilgili detaylı tekliflerimizi AB'ye ilettik, şimdi cevap bekliyoruz.
Bugün Niko ile ay sonunda Cenevre'de buluşmak üzere teyitleştik. Herkesin toplantıya açık fikirlerle gelmesi bundan sonraki ilişkilerin sağlıklı işlemesi bakımından önemli. Ticari ve ekonomik ilişkilerimize iki komşu ülke olarak önem veriyoruz.
Uçak seferlerinin başlamasını önemli buluyoruz, sınır kapılarının açılması ticaret ve turizmin geliştirilmesi bakımından önemlidir. Son zamanlarda TIR şoförlerimizin yaşadığı sorunlar vardı. Bu konuda beklenti ve taleplerimizi Niko ve heyetine aktarma imkanımız oldu.
Terörle mücadele konusunu da bugün sayın Cumhurbaşkanımızın kabulü ve kendi aramızda samimi bir şekilde ele aldığımızı söyleyebilirim. Özellikle PKK, FETÖ ile mücadelede daha işbirliği görmek arzumuzdur. Göçler hem Türkiye'yi, AB'yi ilgilendiren sorun. 18 Mart mutabakatımız vardı. Bu mutabakatın güncellenmesi konusunda AB ile görüşüyoruz.
İkili konuları değerlendirirken hem Türkiye'de hem de Yunanistan'da azınlıklarımız var. Batı Trakya ve Yunanistan'da yaşayan soydaşlarımızın sorunlarını gündeme getirdik. Biz Türkiye olarak özellikle AK Parti iktidara geldiği günden bu yana Rum vatandaşlarımızın sorunlarında pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Elbette aynı yaklaşımı Batı Trakya'daki Türkler ve soydaşlarımız için beklememiz gayet doğaldır.
Her iki ülkede azınlıkların huzur ve refah içinde olması elbette yaramızadır. Yunanistan'da Osmanlı eserlerinin restorasyonu konusunda Türkiye olarak desteğe hazırız. Niko bu konuda çalışmaların olduğunu söyledi. Bizde de çok sayıda ortodoks eserleri var. Bu eserlerin restorasyonu konusunda işbirliği yapabiliriz."
Dendias'ın açıklamalarından satır başları ise şöyle:
"İstikşafi görüşmelerin başlamasını memnuniyetle karşılıyorum.
Türkiye ile pozitif gündem üretebiliriz.
Türk- Yunan ilişkilerindeki mevcut ortamı iyi yönde değiştirebiliriz.
Yunanistan, Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor. Vize serbestisi gibi konuları ele almaya hazırız. Ancak ihlal edilemez bir kural var, bu da bütün ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermekten geçer. Türkiye bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse, bunu tekrarlarsa o zaman masada olan önlemler gündeme gelecektir.
Türkiye-Libya muhtırası uluslararası hukuka uygun değil.
Son dönemde mülteci konusunun Türkiye tarafından kullanılmasını gündeme getirdi. Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi kararının değiştirilmesi konusundaki beklentimizi dile getirdim. Aynı şekilde Kariye Manastırı'nın camiye dönüştürülme kararının değiştirilmesi konusundaki beklentimizi söyledim."
Çavuşoğlu: Kabul edilemez ithamlar
Dendias'ın konuşmasının ardından Çavuşoğlu, "Türkiye'ye yönelik ithamlar kabul edilemez" dedi, "Dostane bir şekilde tüm konuları konuşmaya çalıştık, konuştuk, olumlu mesajlar verdik; basının önünde ülkemi ve milletimi itham ederseniz bunun da cevabını vermek durumundayız" ifadelerine yer verdi.
Çavuşoğlu ise şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye'de biz Rum Ortodoks azınlığı kabul ediyoruz ama siz Türküm diyen Türklere hayır Türk değilsin demeniz ne insanidir, ne de demokratiktir. Bize insan hakları dersi vermeye kalkıyorsunuz ama Türk azınlığına Türk ismini kullanmasına müsaade etmiyoruz. Bugün herkes Türkiye'de ne olduğunu rahatlıkla ifade edebiliyor. Libya anlaşmaları konusunda farklılıklarımız var.
Burada basın önünde Türkiye'yi itham etmeye kalktınız. Benim bunu kabul etmem mümkün değil."
Dendias: Çalışma arkadaşların kraldan çok kralcı
Dendias, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
"Tahmin ettiğim kadarıyla senin çalışma arkadaşların kraldan daha fazla kralcı.
Doğu Akdeniz'de hiçbir şey olmuyormuş gibi davranamam, Türkiye hem Ege hem de Doğu Akdeniz'de ihlallerde bulunuyor."
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Türkiye Doğu Akdeniz'de BM'ye kaydettiği kıta sahanlığı içinde faaliyetlerini sürdürmüştür."