Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, cinayet davasına ilişkin mahkemenin açıkladığı kararın hatalı olduğunu belirterek itiraz edeceklerini söyledi.
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın ardından ailenin avukatları ile "Hrant'ın Arkadaşları", adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Hrant Dink'e yönelik linç kampanyasını düzenleyenler hakkında iddianame hazırlanmadığını ifade ederek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cinayete iştirak eden ve sorumluluğu bulunan devlet görevlilerinin önemli bir kısmı hakkında iddianame düzenlenmediğini, cinayet kararını kimlerin verdiği ve hangi süreçlerden geçilerek bunun hayata geçirildiğinin somut olarak açığa çıkartılamadığını savundu.
''Bu karar hatalıdır ve bozulacaktır''
Bakırcıoğlu, mahkemenin verdiği kararın hatalar içerdiğini belirterek, "2012'de de o dönemde İstanbul 14 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bir karar verilmişti. Bu karar Yargıtay tarafından 2013'te bozulmuştu. Bugün verilen karar da Hrant Dink cinayetini tüm yönleriyle açığa çıkartmayan ve sorumlular hakkında hüküm kurmayan bir karardır'' dedi.
Karara itiraz edeceklerini belirten Bakırcıoğlu, İstinaf ve Yargıtay'a başvuracaklarını ekledi. Karar sonucunda birçok kişinin hatalı olarak beraat ettiğini söyleyen Bakırcıoğlu, ''Bu kararın bozulması ve yargılamanın hakkıyla yapılması için sonuna değin bu süreci zorlayacağız. Bu karar bozulacaktır, bu karar hatalı bir karardır, bu karar cinayette sorumluluğu olan ve delillerle açığa çıkmış olan birçok kişinin hatalı şekilde beraatiyle sonuçlanmış bir karardır. Bu karar hatalıdır ve bozulacaktır" dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ise yaptığı konuşmada, kararın eksik olduğuna dikkat çekerek, Dink hakkında bir cinayet ihbarı olduğu hale korumayanlar ile cinayeti işleyecek örgütün üzerine operasyon yapmayanların büyük ölçüde cezasız kaldığını belirtti.
Cinayeti işleyen mekanizmanın tam anlamıyla açığa çıkarılmadığını söyleyen Danzikyan, "Cezalar verildi, müebbet hapisler var, başka cezalar var ama sanıyorum kararı izleyenler de görmüşlerdir ki Hrant Dink'i öldüren mekanizma tam anlamıyla açıklığa kavuşturulmadı. Cinayet üzerindeki sis perdesi hala dağıtılmamıştır. İlerideki aşamalarda karanlıkta kalan bölümlerin açıklığa kavuşturulması talebimizi dile getiriyoruz" dedi.
Kararın ardından Dink ailesin de yaptığı yazılı açıklamada, hukuk mücadelelerinin tüm mekanizmayı açığa çıkarana kadar süreceği belirtilirken, ''Biz ailesi olarak, arkadaşları ve avukatlarıyla, Hrant Dink'in tabutuna omuz vermiş dostlarımızın da gücüyle; anlama, anlatma çabamızı ve hukuk mücadelemizi asla bırakmayacağız'' denildi.
Açıklamada, Hrant Dink'in katledildiği süreci anlatan Dink ailesi, ''Hrant Dink 19 Ocak 2007'de, İstanbul'un göbeğinde, gazetesi Agos'un önünde arkasından sıkılan iki kurşunla kalleşçe öldürüldü. Cinayet; Genelkurmay'ın, siyasilerin, yargının, medyanın ve bazı devlet güdümlü sözde sivil toplum kuruluşlarının dâhil olduğu üç yıl süren bir hedef gösterme ve tehdit sürecinin sonunda gerçekleşti. Öldürülmeden bir hafta önce, öldürülen kişi yazdığı 'Neden hedef seçildim?' yazısıyla hepimize bir not bıraktı ve yaptığı son konuşmalarında 'Bu devletin derinliğinin bana haddimi bildirme operasyonudur' sözleriyle açıkladı. Hrant Dink'in bu son yazısında bahsettiği hiçbir olay, kişi veya ilişki 14 yıldır soruşturmaya dâhil edilmedi. Üstelik de yazısında tanıklığı ve sezgileriyle bahsettiği birçok şey, sonrasında belgelerle de ispat edilmişken'' denildi.
Dink'in öldürülmesinin ardından ihmaller olduğuna dikkat çekilen açıklamada, ''Talep ettiğimiz etkili soruşturma zamanında yapılsaydı, neredeyse 10 yıl sonra bu kadar canımızı yitirmeyecektik. Bu durumda, Hrant Dink cinayetinin zamanında soruşturulmuş olmamasının hesabının yüzlerce insanın ailesine, yakınlarına verilmesi gerekmez mi?'' denildi. Aile ayrıca Dink cinayetindeki mekanizmanın ne FETÖ ne de Ergenekon olmadığına değinerek ''Katil nasıl bir çocuktuysa, FETÖ de Ergenekon da çocuk. Mekanizma ise çok daha yaşlı'' derken, bahsedilen mekanizmanın daha fazla can yakmasına izin verilememeli denildi.