AKP’ye yankınlığıyla bilinen Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, “Teravih namazı, fetva ve maslahat” başlıklı yazısında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın teravih namazının, koronavirüs nedeniyle camilerde değil evlerde kılınması kararına tepki gösterdi.
AKP’nin “Lebalep” kongrelerini hatırlatan Dilipak, “Parti kongresi yapılıyor, ama cemaatle namaz kılınamıyor. İftar programları yok. Bayram namazı ne olacak bilmiyorum” dedi.
"Bayram namazı ne olacak bilmiyorum"
Dilipak’ın yazısında teravih namazıyla ilgili bölümü şöyle:
"Hay Allah, Ayasofya’da terâvih namazını Boynukalın hocanın arkasında kılma planı yapanlar vardı! Ama olmadı. Birileri ondan ve onun mesajlarından rahatsız oldu. O da geldiği gibi gitti. Onun yerine gelecek olanın, yerini doldurması kolay olmayacak. Kudüs’te Doğuş ve Kıyamet kiliselerinin anahtarı hâlâ bizde ama, Ayasofya’nın anahtarını eline verdiğimiz zatın elindeki anahtarı koruyamadık!
Bu Ramazan’da cemaatle terâvih namazı kılınamayacak olması, mütedeyyin insanlar arasında üzüntüye sebeb oldu. Parti kongresi yapılıyor, ama cemaatle namaz kılınamıyor. İftar programları yok. Bayram namazı ne olacak bilmiyorum.
"Siz insanları parti kongresinde bir araya getirmediniz mi!"
Sahi, yatsı ile vitir arasına terâvih kılınıp kılınmadığını nasıl anlayacaksınız. İçeriye muhbir mi sokulacak, kamera mı koyacaksınız. İmam fiilen engelleyecek mi. İmam mı ceza yazacak, imama mı ceza yazılacak. Cemaat camiden zor kullanılarak mı çıkarılacak. Cemaatle baş etmek için polis gücü mü kullanacaksınız. Yapmayın! Bill’in adamlarına kanıp, Diyaneti de böyle şeylere zorlamayın. Bırakın insanlar Allah’ın evine sığınsın, ibadetini yapsın, duasını etsin. Vakit namazında bulaşmayan mikrop, terâvihde mi bulaşacak. Zaten bu caydırıcı baskılar, namazda huşuyu, cemaati bitirme noktasına getirdi. Cemaat o mahallede bir şekilde sık sık bir araya geliyor. Siz tüm il ve ilçelerden gelen insanları parti kongresinde bir araya getirmediniz mi!
Bir de bu işler ne zamana kadar böyle devam edecek! Zaten bu işler tüm dünyada tartışma konusu.
Aslında lokanta ve pastahaneler 19.00 değil 21.00’e kadar açık olmalı. Sokağa çıkma yasağı da 23.00, hatta 24.00 olmalı. Hiç olmasa daha iyi de, madem yapıyorsunuz, zaten her yer 21.00’de kapanacaksa insanlar özellikle İstanbul gibi bir şehirde ancak 2 saatte eve gidebiliyor.