MHP Lideri Devlet Bahçeli, ABD’de yargılanmasına başlanan Reza Zarrab’ın Türkiye’ye iade edilmesini istedi. Bahçeli, “Zarrab denilen şarlatan bir suç işlediyse yargılansın ve hak ettiği cezaya çarptırılsın. Bu kirli şahıs, bu suçlar için Türkiye’ye iade edilmeli, ABD bu konuda elindeki bilgi ve belgeleri Türkiye’ye vermelidir” dedi.
Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları…
MHP’nin insan sevgisine dayandığı, demokrasiye inandığı merhum Türkeş beyin net görüşleri arasındadır. Milliyetçiliğin karşısına çıkmak, kale kapısını düşmana açmak demektir…
Ankara’da yapılan toplantıyı görmek istemeyen ne kadar yazar çizer varsa kalemizi içten yıkmak isteyen işbirlikçilerdir. Ne kadar ihmal ve inkar etseler de Türk milleti sevdalılarına sahip çıkıyor. Ne kadar görmeseler de MHP akın akın geliyor. Bittiğimizi söylüyorlardı, eridiğimizi ileri sürüyorlardı. Birbirlerinin tavuğuna kış demeyen güruh, bozkurtun biteceğini ahmakça ima ve iddia ediyordu. Ne oldu, Allah bağışlasın ülkücü Türk gençliği alayını zelzele gibi titretti. MHP entrikacıları, bereketsizleri hallaç pamuğu gibi savurdu.
Milliyetçi ülkücü hareket günden günde büyüyerek geleceğe yürümektedir. Kirli yüzleri rüyada görsek hayra yormayız. Atatürk demişti ki, “Ben Erzurum’dan İzmir’e sağ elimde tabanca sol elimde sehpa ile geldim.” Biz de yüreğimiz de vatan ve millet sevgisi ile durmayacağız. Durdurmaya kalkışanları da mağlup edeceğiz. MHP’nin milliyetçilik anlayışına itirazları varmış, bunlar gelsinler de dertlerini külahıma anlatsınlar. Vatan savunmasında milli olmak konusunda payda, ortak zemin birdir. Merhum liderimize ve aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
"CAMİYE SALDIRI İSLAM’A SAVAŞTIR"
Son yılların en dehşet verici katliamı Mısır’da yaşanmıştır. Cuma namazı esnasında hunhar bir terör saldırısı düzenlenmiştir. Camiye saldırı İslam’a savaştır. Hangi vicdan sahibi bu saldırıyı onaylayabilir. IŞİD’li canilerin sakal bırakması boşunadır. Bu alçak teröristlerin İslam’a en ufak bağı yoktur. Türkiye dost ve kardeş Mısır halkını acılarını paylaşmak amacıyla dün tüm yurtta ve dış temsilciliklerde bir günlük yas ilan etmiştir. Bu siyasi tasarruf yerindedir.
"TAM BİR KEPAZELİK KARŞIMIZDADIR"
FETÖ IŞİD’in kılık kıyafet değiştirmiş halidir. İki terör örgütü arasında azımsanmayacak benzerlikler vardır. IŞİD’i kurup kudurtan çevrelerle, FETÖ’yü besleyip büyüten çevreler bir ve aynıdır. Her IŞİD’li aynı zamanda FETÖ’cü, her FETÖ’cü aynı zamanda IŞİD’li, PKK’lıdır. Bunların hepsi terörizmin yeni nesil küresel cinayet yapılanması tarafından tasarlanmış yeni sürüm taşeronlardır.
Bugünkü şartlarda IŞİD’in neden olduğu yıkımı konuşan, çare arayan kaç ülke vardır? Nedir onları korkutan, nedir onları acziyete iten sebepler? Nereye kadar bitaraf kalacaklar. IŞİD’li teröristler ABD’nin himaye ve gözetimi altında Rakka’dan güvenle çıkabiliyorlar. Tam bir kepazelik karşımızdadır. Teröristlerin bir bölümünün Suriye’nin farklı noktalarına dağıldığı, bir bölümünün de Türkiye’ye geldiği iddia edilmektedir. Küresel güçler bir yandan PYD, YPG’yi silahlandırırken bir yandan IŞİD ve FETÖ’yü üzerimize kışkırtmaktadır. Sorunların çözülmesi için alınmış mesafeler nerelerdedir.
"SOÇİ’DEKİ DURUM ÜMİT VE MEMNUNİYET VERİCİDİR"
ABD’nin terör örgütlerinden elini derhal çekmesi mecburiyettir. Hangi terör örgütü olursa olsun, bunlar kimlere sırtlarını dayarlarsa dayasın vatan Türk’tür, millet Türk’tür, Türkiye Cumhuriyeti bir karış toprağından, tek bir insanından vazgeçmeyecek, ihaneti zilleti ile birlikte boğacaktır.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, ve ülkemizi temsilen sayın Erdoğan, Soçi’de bir araya gelmişlerdir. Suriye’de barışın tesis edilmesi maksadıyla kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Bu durum bölgesel huzurun temin faaliyeti adına ümit ve memnuniyet vericidir. Türkiye, İran ve Rusya’nın, IŞİD, Nusra Cephesi ve diğer tüm terör örgütlerinin tam anlamıyla yenilgiye uğratılması için önemli bir adımdır. 3 ülke Suriye’de yerleşik ve köklü ihtilaflara çözüm konusunda mutabık kalmıştır. Bu anlamlı bir gelişmedir. 3 ülke yakın bir zamanda yine Soçi’de, muhalefet unsurlarını Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne yapıcı şekilde katılmaya çağırmıştır. PYD’nin kongreye katılıp katılmayacağı belirsizliğini muhafaza etmektedir. Bu anlaşmazlık nedeniyle kongrenin şubat ayına ertelendiği belirtilmiştir. PYD demek PKK demektir. PKK demek düşman demek, terör demek, hainliği tescil edilmiş şerefsizlik demektir. Türkiye Soçi ruhuna saygılıdır. Sonu sadece Suriye’yi bağlamayacak, Türkiye ve bölge ülkelerini de birinci derecede etkileyecektir. Rusya’nın PYD’ye mesafe koyması isteğimiz ve arzumdur.
ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ
Cuma günü ABD Başkanı Trump, sayın Erdoğan’ı telefonla aramıştır. Açılan yaranın deşilmesi kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Sayın Erdoğan, telefon görüşmesinin verimli geçtiğini açıklamıştır. Dışişleri Bakanı da artık silah verilmeyeceğini duyurmuştur. Bunun ne kadar gerçekçi olduğunu zaman gösterecektir. PKK’nın Fırat’ın doğusuna çekileceğini söylemiş fos çıkmıştır. Verilen silahların seri numaralarının Türkiye’ye verileceğini söylemiş bu da asılsız çıkmıştır.
"ZARRAB DENİLEN ŞARLATAN YARGILANSIN VE HAK ETTİĞİ CEZAYA ÇARPTIRILSIN"
ABD’nin desteği olmadan PKK, PYD, YPG terör örgütlerinin sınırlarımızın hemen dibinde tutunmaları imkansızdır. 20’ye yakın ülkenin YPG’ye silah verdiği gizlenemeyecek boyuttadır. Çoğu NATO üyesi olan ülkeler Türkiye’ye PKK ve PYD üzerinden cephe açmışlardır. NATO’nun Norveç ve Kanada komplosu rastgele uygulamaya koyulmamıştır. Terör örgütleri Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılmaktadır.
Şu sıralarda ABD’de süren bir yargı süreci vardır. Aynı zamanda Türk vatandaşı olan İran kökenli karanlık bir şahıs üzerinden adeta Türkiye yargılanmak, sanık sandalyesine oturtulmak istenmektedir. ABD’deki dava siyasallaşmıştır. Sanığı, tanığı, itirafçısı, yargıcı ile Türkiye’yi hedef alan bir komplo senaryosu sahneye konulmuştur. Zarrab denilen şarlatan bir suç işlediyse yargılansın ve hak ettiği cezaya çarptırılsın. Bu kirli şahıs, bu suçlar için Türkiye’ye iade edilmeli, ABD bu konuda elindeki bilgi ve belgeleri Türkiye’ye vermelidir. Yargılanmalı, cezasını çektikten sonra da Türk vatandaşlığından çıkarılmalıdır.
Zarrab kimdir ki Türkiye’ye aba altından sopa göstermek istenmektedir. Bizim ABD’nin yargı sisteminden öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur. Bağımsızlığımız ve egemenliğimiz korumazsak Türkiye’yi bekleyen akıbet dış güçlerin fiilen mandası altına girmek olacaktır. Türkiye’yi hedef alan komplo kumpas ve suikastlar karşısında milli bir duruş sergilemek zorunluluktur.
CHP başkalarının dümeninde akıl tutulması yaşayabilir, Türkiye’yi sürekli şikayet edebilir, etmiştir de. Bize düşen bunların foyasını ortaya çıkarmaktır. Oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını. Peki, siz nereden gördünüz böyle çorak siyaseti. Hadi bizden utanmıyorsunuz bari Atatürk’ten utanın. Bu da olmadı hiç olmazsa Allah’tan utanın.