6 Şubat depremleri sonrası aralarında afet tıbbı konusunda uzman isimlerin de bulunduğu Türkiye'den dört araştırmacı, dünyada ilk kez "çök- kapan -tutun" tekniği ile "cenin pozisyonunu " bilimsel olarak karşılaştırıldı.
Acil Tıp Uzmanları Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Ferudun Çelikmen, Doç. Dr. Sarper Yılmaz, Uzm. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak ve Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Figen Ünal Çolak imzalı çalışmanın sonuçları, Türkiye gibi binaların yıkılma riskinin yüksek olduğu ülkelerde, cenin pozisyonunun daha çok hayat kurtardığını ortaya koydu.
Makale, geçtiğimiz Nisan ayında dünyanın en büyük afet kurumu olan World Association for Disaster and Emergency Medicine (WADEM-Dünya Afet ve Acil Tıp Derneği) kurumunun dergisinde de yayınlandı. Cambridge Üniversitesi'nin bastığı dergilerden olan "Prehospital Disaster Medicine" dergisi, dünya afet otoriteleri tarafından en saygın yayınlar arasında gösteriliyor.
27-30 Nisan tarihleri arasında Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) tarafından Antalya'da düzenlenen ulusal kongrede yer alan "Deprem Çalıştayı'nda", araştırmayı yürüten isimlerden Acil Tıp Uzmanı ve TATD Afet Grubu Sekreteri Doç. Dr. Sarper Yılmaz ile Doğa Çalışma Grubu Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ferudun Çelikmen bilimsel araştırmanın detaylarını ise ilk kez DHA'ya anlattı.
"Dünya ile aynı değiliz"
Doç. Dr. Sarper Yılmaz, 6 Şubat depremlerinde 10 ilde 14 milyon insanın etkilendiğine işaret ederek beklenen İstanbul depremine dikkat çekti. Yılmaz, "Çök kapan tutun, afette bir insanı koruyabilecek pozisyon olarak öneriliyor. Ama bizde çok işe yarayıp yaramadığı konusunda soru işaretleri oldu. Yaşam üçgeninde oluşturulmuş bir fetüs (cenin) pozisyonunun bizi daha çok kurtaracağını düşünüyoruz. Çünkü binanın çöktüğünü düşünürseniz, 6 Şubat depreminde de gördük tuzla buz oldu binalar; pankek gibi ezildi. Korunmak isteyen, uzuvlarını kurtarmak isteyen insanların vücut yüzey alanlarını küçültmesi gerektiğini savunuyoruz" dedi.
İki yöntemi kıyaslayan tek makale
Çök kapan tutun yöntemine nazaran cenin pozisyonu ile daha küçük vücut yüzey alanı sayesinde enkaz altında hayatta kalma şansının artığını belirten Doç. Dr. Yılmaz, "Yaşam üçgeni içerisinde, yıkılmayacak ezilmeyecek bir alan içerisinde, fetüs pozisyonunda kafanın öne doğru eğilip ellerin baş üstünü koruyacak şekilde arkaya doğru kendine çektiği pozisyonda, kişi kendi hacmini ne kadar küçülttüyse hayatta kalma ihtimali de o kadar yüksek oluyor. Dünya, yıkılmayacak binalarda, kafalarına herhangi bir tavan malzemesi düşmesin diye hazırlık yaparken; biz kabul edelim binalarımız çöküyor, yıkılıyor. Bu depremde de gördük, kaç saat, kaç gün sonra çıkarılan çocuklar oldu. Bunların en büyük sebeplerinden bir tanesi, çocukların vücut yüzeyleri küçüktü. O yüzden geç dönemde dahi hayatta kalan çocuklarımız oldu. Zaten bu örnekleri temel alarak bu çalışmayı yaptık ve dünyada yayınlanmış, bu iddiayı savunan tek makale. O yüzden biz, Türkiye'de yaşam üçgeninde fetüs pozisyonunu öneriyoruz ve bunu, bilimsel olarak da kanıtladık" şeklinde konuştu.