CHP Antalya İl Başkanlığı'nda düzenlenen parti bayramlaşmasına katılan Deniz Baykal, referandum sürecini hatırlatarak, "Bu referanduma karşı çıkanları haklı mı çıkardı, yoksa boşa mı düşürdü? Çok açık haklı çıkardı. Tek adam rejimi giderek oturuyor" dedi.
CHP Antalya İl Başkanlığı’nda düzenlenen bayramlaşmaya, CHP Antalya milletvekilleri Niyazi Nefi Kara, Mustafa Akaydın, CHP İl Başkanı Mustafa Erdem, ilçe başkanları ile CHP’li belediye başkanları Ümit Uysal, Muhittin Böcek ve çok sayıda partili katıldı. İl binası girişindeki merdivenlerde sıralanan milletvekilleri, belediye başkanları ve parti yöneticileri önce birbirleri ile bayramlaştı.
Konuşma yapmak için hazırlık yapan İl Başkanı Mustafa Erdem, partililer arasında Deniz Baykal’ı gördü. Baykal vatandaşlarla bayramlaşarak il binası girişine kadar geldi, ancak CHP’li yöneticiler ve milletvekillerinin arasında kendisi için ayrılan yere geçmedi. Uzaktan el işaretiyle partilileri selamlayan Baykal, daha sonra vatandaşlarla bayramlaşmasına devam etti.
Bir süre daha Baykal’ın yanlarına gelmesini bekleyen Erdem, daha sonra konuşmasına başladı. Bayramların barış ve kardeşlik amacı taşıdığını belirten Erdem, parti olarak önümüzdeki seçimlere hazırlık içinde olmaları gerektiğini söyledi.
“DEDİKODU OLMASIN” DİYE BAKLAVAYI ALDI
İl yöneticileri ve milletvekillerinin yanında neden yer almadığının sorulduğu Baykal, “Bayramlaşmaya geç kaldım. Herkes yerini almıştı orada. Bozmaya gerek yoktu. Orada arkadaşlar durmuşlardı ‘Aranıza ben de gireceğim’ demeye gerek yoktu. Bir şey yok yani herkesle bayramlaştık” dedi.
Baykal, kendisine tepsiyle ikram edilen baklavayı ise dedikodu olmasın diye aldı. Baykal, “‘Partinin getirdiği baklavayı yemedi’ derler. Bu yüzden alıyorum ama bir yandan da kilomu kontrol etmem lazım o yüzden baklavayı ilçe başkanıma ikram ediyorum’ dedi ve CHP Alanya İlçe Başkanı Ali Takavut’a eliyle yedirdi.
“KİŞİ EGEMENLİĞİ AÇIKÇA GELİYOR”
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal daha sonra Serik İlçesi’nde partililerle bayramlaştı. Baykal’a Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara ile bazı ilçe başkanları da eşlik etti.
Burada partililere seslenen Deniz Baykal, her geçen günün, ülke şartlarıyla ilgili söylediklerini teşhis ettiğini, bu sözlerin ne kadar geçerli olduğunu daha iyi ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye’deki gidişatın sürpriz olmadığını, bunun öngördükleri bir şey olduğunu kaydeden Baykal, “Bunu çok uzun süredir anlatmaya çalışıyorduk. En son referandumda anlatmaya çalıştık. O zamandan bu zamana geçen süre ne koyduk ortaya? Bu referanduma karşı çıkanları haklı mı çıkardı, yoksa boşa mı düşürdü? Çok açık haklı çıkardı. Tek adam rejimi giderek oturuyor” dedi.
Baykal şöyle devam etti: “Referandum dönemindeki temel iddialardan biri, kişi egemenliğinin gelecek olmasıydı. Bunun Türkiye’de kurumların, müesseselerin, partilerin, siyaset adamlarının, kişilerin üstünde olacağıydı. Hukuk devleti işlemekten çıkar, kişi hegemonyası, kişi egemenliği, keyfi yönetim gelirdi. Daha yürürlüğe girmedi, güya 2019’da yürürlüğe girecek eğer seçim daha erkene alınmazsa. Ama fiilen girdi.”
Türkiye’de giderek kimsenin artık inkar edemeyeceği bir kişi egemenliği sisteminin oturmakta olduğunu savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kimin borusu öter, kimin hükmü geçer Türkiye’de, ne işler Türkiye’de, derdini kime anlatırsan sonuç alırsın? Var mı böyle bir şey. Meclis aylardır kapalı. Meclise ihtiyaç mı var? ‘Meclis artık devreden çıkar’ diyorduk. Çıktı mı, çıktı değil mi? Biz ne diyorduk; kişi girer, meclis çıkar. ‘Meclisin yetkisini kişi kullanır’ diyorduk. Öyle olmadı mı? Kanuna ihtiyaç mı var. Sabah bir kalkıyorsunuz bir kararname. Kararnamenin yarısı daha önceki kararnamelerde değişiklik yapıyor. Yani kendi yaptığını beğenmiyor. Ondan sonra yeni hükümler veriliyor. Bir süre daha öyle geçiyor. Sonra bir kararname daha. Şimdi bunu millete kim dayatabiliyor. Bir kişi. Nereden alıyor gücü. İnsanların durumuyla ilgili en ağır düzenleme bu. Bir kişi bunu yapabilir mi? Yapıyor. Meclis devreden çıkıyor. Kişi egemenliği açıkça geliyor, oturuyor.”
“ADALET KRİZİ AĞIRLAŞIYOR”
Deniz Baykal, Türkiye’de 16 Nisan referandumunda sonra yargının devreden çıktığını iddia ederek, kişi egemenliğinin arttığını söyledi. Özel kişisel hak, hukuk, demokratik güvencelerin her birisinin kaybolduğunu vurgulayan Baykal, “Adalet krizi daha ağırlaşıyor. Arkadaşlarımız Türkiye’deki adalet krizine dikkati çekmek için, her alanda adalet özleminin artık önlenemez bir talep haline geldiğini ortaya koymak için güzel çalışmalar yaptı. Türkiye’de herkes biliyor ki en büyük talep adalettir. Şu andaki gidişat ne? 2016’daki oylama şimdi 1.5 yıla yaklaşıyor. Ortaya çıkan tablo dikkate alınırsa 2016’da ‘hayır’ diyenler mi haklı çıktı, ‘evet’ diyenler mi? Belki 2016’da evet diyenlerin bir kısmı da böyle olacağını bilseydi evet der miydi acaba” diye konuştu.
“FİLİSTİN’E MUSEVİ DEVLETİ MONTE EDİLDİ
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Manavgat’ta partisinin ilçe örgütü tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine de katıldı. CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara ile Manavgat Belediye Başkanı CHP’li Şükrü Sözen’in de katıldığı programda partililer ve vatandaşlarla bayramlaşan Deniz Baykal, Kurban Bayramı’nda Müslümanların birlik ve beraberliğini sağlamaları gerektiğini ancak İslam coğrafyasının dinlerarası ve mezhep çatışmaları içinde olduğunu söyledi. Ortadoğu coğrafyasında, tarihin ilk dönemlerinde ödünç alınan bir çatışmalar dünyası olduğunu anlatan Baykal, Filistin’de yaşanan çatışmanın orada bir din mücadelesi haline getirildiğini vurguladı.
“AYA BİLET SATILIYOR, KUDÜS’TE İNSANLAR BİR ARADA YAŞAYAMIYOR”
Filistin’de bir Musevi devletinin kurulması için öncülükler yapıldığına işaret eden Baykal, “Bir devlet oraya monte edildi. Bir türlü, asırlardır orada yaşayan insanlarla huzur ve barış içinde yaşamasının şartları sağlanamadı. Hala Filistin sorunu dinler arası bir kavganın çıkış noktası konumunu sürdürüyor. Kudüs bütün dinlerin çıktığı kutsal bir yer. Hıristiyanlık orada, Musevilik orada, İslamiyet orada. Her birisinin birbirine saygı göstererek, değer vererek; kilisenin, caminin, havranın bir arada olduğu bir düzen kurmak imkanı bulunamadı. İnsanlık aya gitti, ayın ötesine gezegenlere gidilecek, oralarda yaşam şartları aranacak, otobüs işletilecek neredeyse, aya biletler satılıyor ama Kudüs’te değişik inançlardan insanlar bir arada yaşayamıyor” dedi.
“ARAKAN’DA FACİA YAŞANIYOR”
Türkiye’de, cumhuriyetin temellerinin siyasetin gözünü dine, dinin de siyasete dikmediği şekilde kurulduğunu, yüzyıldır vatandaşların bu sayede huzur içinde yaşadığını anlatan Baykal, şöyle devam etti:
“İslamiyet uzun süredir huzura kavuşamadı. Filistin’de başladı. Irak, Suriye ve Mısır’da devam etti. Şimdi başımıza Arakan çıktı. Güneydoğu Asya’da, Myanmar’da Müslümanlar huzur içinde yaşayamaz hale geldi. Burada yeni bir olay var. Filistin’de Musevi- İslam çatışması, burada da Budizm- İslam çatışması var. Budist rahipleri oradaki İslam toplumunu içlerine sindiremiyor. Onları da (Müslümanları) Budist anlayışının içine çekemediler, onları göçe, terke mecbur etmeye çalışıyorlar. Binlerce insan ölmeye başladı. Göç ortaya çıktı, bir facia yaşanıyor orada.”
“İSLAMİYET’İN İÇİNDEKİ ÇATIŞMANIN PARÇASI OLMADIK’
Deniz Baykal, Arakan’da yaşananlara Batı dünyasının tepki göstermeyeceğini, daha önce Bosna’da yaşananlara çok uzun süre ses çıkarmadıklarını anlattı. Yaşananların çok acı bir tablo olduğunu aktaran Baykal, Türk milletinin çok özel bir noktada durduğunun altını çizdi. “Biz İslamiyet’in içindeki bir çatışmanın parçası olmadık” diyen Baykal, “Anadolu İslamiyet’i mezhep çatışmasının parçası da olmadı. Kerbela olayı bizim İslamiyet’e girişimizden önce gerçekleşmiştir. Bizim o kavganın bir tarafı olmamız söz konusu değil. Anadolu’da güzel bir İslamiyet anlayışını şekillendirmeye çalıştık. Bu İslamiyet’in temellerinde Mevlana var, elbette Kur’an-ı Kerim var, elbette yüce peygamberimizin yaşamı, anlayışı var. Elbette doğru bir İslamiyet yorumu var. Mevlana var, Hacı Bektaşi Veli var, Yunus Emre var” diye konuştu.