Demirtaş'tan Erdoğan'a kitap önerisi: İzzetbegoviç'i oku

Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kitap okumasını tavsiye etti.

2020 sonu ya da 2021’in ilk yarısında bir seçim beklediğini söyleyen Selahattin Demirtaş, “Bugünden tezi yok demokrasi blokunu kurarak yarına hazırlanmak gerekir. HDP de eminim ki, bu blokta güçlü bir şekilde yerini alacaktır. Kamplaşma nedeniyle paramparça olmuş bu toplumu bir arada tutabilmenin tek yolu budur. Bunu başaracağımıza olan inancım da tamdır” dedi.

Tarafsız Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş’ın mesajları özetle şöyle:

HDP ile aramda sorun yok

Defalarca tekrarladık, bir defa daha açık ve net olarak söyleyeyim; HDP ile aramda en küçük bir sorun yok. Zaman zaman gündeme getiriliyor ama bunun hiçbir geçerliliği yok. HDP adına belli periyotlarla ziyaret eden avukatlar var, milletvekillerimiz izin alabildikçe geliyorlar. Her konuda fikrimi, önerilerimi aktarıyorum. Genel merkezimiz, önemli konularda mutlaka benim de görüşümü alır.

AKP'nin siyasi ikbalini adım adım bitiriyoruz

Türkiye toplumu benim ve arkadaşlarımın, siyasi nedenlerle hapiste olduğumuzu biliyor. Zaten Erdoğan bunu öyle gizlemiyor. Canlı yayınlarda yargıya açık açık talimatlar veriyor, yargı da buna tıpış tıpış uyuyor. Ama halk bunun farkında. O nedenle asla bize olan güveninden vazgeçmiyor, sevgisi azalmıyor. AKP kendi siyasi ikbali için bizi hapse attırdı ama biz içeriden onun siyasi ikbalini adım adım bitiriyoruz. Gün gelecek, bizi hapse attırdığı için pişman olacak. O çok sevdiği koltuktan, makamdan, şatafattan hiçbir şey kalmadığında bunu daha iyi anlayacak. Halkımız bizlere güvenmeye devam etsin. Biz de halkımıza her daim sadakatle bağlı kalacak ve demokrasi, barış özlemlerini mutlaka dindireceğiz. Kitap okumayı pek sevmez ama Erdoğan’a bir kitap tavsiyesinde bulunayım; tarihe “Bilge Kral olarak geçen Aliya İzzetbegoviç’in anıları. Onu da bölücülükle, teröristlikle suçlamışlardı. Korkutmak, yok etmek için hapse atmışlardı, tıpkı kendisinin bugün bize yaptığı gibi. Aliya da teslim olmamıştı, Bosnalılar da. Bedeli ağır olsa da insanlık onuru faşizm karşısında kendini korumayı bir kez daha başarmıştı. Tarih karşısında Aliyalar değil, Miloseviçler utanç abidesi konumundalar şimdi. Benim şahsen, ülkenin geleceğinde bizzat yer almalıyım diye ne bir telaşım ne hırsım ne de hevesim var. Ama temsil ettiğimiz gelenekten birileri kesinlikle olacaktır. Faşizmin temsilcileri ise lanetle anılacaklardır. Bosna’da, Almanya’da, İspanya’da, İtalya’da, Irak’ta olduğu gibi.”

Avrupa'da adalet aramıyorum

Ben Avrupa’da adalet falan aramıyorum ki. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iç hukuk mevzuatımızın bir parçasıdır ve hukuki imkanlarımızı sonuna kadar kullanmak için buralara da başvuruyoruz. Ancak, asıl adaleti halk sağlayacak, önümüzdeki seçimde yeni bir iktidar kesinlikle oluşacak. Hakimler Savcılar Kurulundan başlamak üzere, bağımsız yargı konusunda eminim ki önemli adımlar atılacak. Faşizm iktidardayken kimseye adalet yoktur, beklemek de saflıktır. O gün geldiğinde bugünün neredeyse Saray’ın hukuk komisyonu haline gelmiş olan savcı ve hakimleri, verdikleri yasa dışı kararlar nedeniyle kesinlikle yargı önünde hesap verecekler. Tamamını belgeliyoruz, dosyalıyoruz. Anayasa Mahkemesi üyelerinden savcılara; sulh ceza, ağır ceza ve asliye ceza hakimlerinden, istinaf mahkemelerinin üyelerine kadar hepsinin bizimle ilgili işledikleri suçların istisnasız tamamını belgeledik. Bugün iktidar tarafından korunuyor, hatta ödüllendiriliyorlar. Peki dayandıkları bu iktidar sonsuza kadar durmazsa ne yapacaklar? Adil bir yargı önünde her birinden tek tek hesap soracağımızdan emin olsunlar. Şimdilik devran onlardan yana ama dönüyor. Ne demiştim? “Krala yaslanmayın, düşersiniz.

Demokrasi bloku

Seçimin 2023’te olmayacağı neredeyse kesin. 2020 sonu ya da 2021’in ilk yarısında olabilir. Mevcut sistemle seçime gidilir gibi görünüyor. Ancak siyaset, “sürprizlere açık bir alandır. Erdoğan parlamenter sisteme dönüşü de isteyebilir, buna hiç şaşırmam. Ancak seçime hangi sistemle gidilirse gidilsin, eskisinden farklı, demokratik yeni bir parlamenter sisteme geçilmelidir. Bunu yaparken de mutlaka ama mutlaka HDP de iktidarın bir parçası olmalıdır. Çünkü hem Kürt sorununu hem genel demokrasi sorununu çözüp derhal ekonomi sorununa yönelmenin ve tüm bunları yeni bir anayasa temelinde yapmanın biricik yolu kimsenin dışlanmadığı, ortak bir akılla kurulmuş demokratik bir ittifaktır. Faşizm sonrası iyileşme, ancak herkesin el ele vermesiyle mümkün olabilir. AKP’nin yarattığı ağır tahribatları bir kerede tamir etmek mümkün değil fakat demokrasiye geçiş süreci diye adlandırabileceğimiz bir dönemi kolektif bir geçiş hükümetiyle yapmak en akılcı olanıdır. Bunun için de bugünden tezi yok demokrasi blokunu kurarak yarına hazırlanmak gerekir. HDP de eminim ki, bu blokta güçlü bir şekilde yerini alacaktır. Kamplaşma nedeniyle paramparça olmuş bu toplumu bir arada tutabilmenin tek yolu budur. Bunu başaracağımıza olan inancım da tamdır.”
 

Türkiye Haberleri