Darphanedeki eserlerin boşaltılmasına tepki: Bu kadar umursamazlık olmaz

Topkapı Sarayı'ndaki padişah kıyafetlerinin Çamlıca Cami'sinde kurulacak bir müzeye, Darphane binalarındaki eserlerin de Atatürk Havaalanı hangarlarına taşınmasına uzmanlar tepki gösterdi. "Bunlar çok tehlikeli, çok riskli, çok hassas konular" denildi.

Topkapı Sarayı'ndaki padişah kıyafetlerinin Çamlıca Cami'sinde kurulacak bir müzeye, Darphane binalarındaki eserlerin de Atatürk Havaalanı hangarlarına taşınmasına müzecilik alanından tepkiler geliyor. Arkeolog ve müzeci Dr. Şeniz Atik, kararını değerlendirirken, "Dünyanın hiçbir yerinde müzelerin eserlerini oraya buraya biblo gibi taşıyan insanlar ben görmedim" dedi. Atik, "Birilerine ofis yapılacak deniyor. Nedir bu iki masa dört sandalye için heba edilecek. Bu iddianın ötesinde bir şey ki herhalde bunlar boşaltılmaya başlandı. İki masa dört sandalye için bu şekilde dünyanın en özel müzesinin depolarını boşaltmaya izin verilmemeli. Bunlar çok tehlikeli, çok riskli, çok hassas konular. Burası bu kadar umursamazlığı kaldırmaz" dedi.

40 yılı aşkın bir süre Arkeoloji Müzeleri'nde çalışan ve müzenin uzmanlarından biri olan, müzede klasik bölüm şefliği yapan, zaman zaman da müzenin yönetiminde yer alan İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyelerinden arkeolog ve müzeci Dr. Şeniz Atik, Topkapı Sarayı'ndaki padişahlara ait eserlerin Çamlıca Cami'sine taşınma iddiaları hakkında ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ndeki eserlerin Atatürk Havaalanı hangarlarına taşınma kararı konusunda açıklamalar yaptı.

Çamlıca Cami'si bünyesinde bir İslam Medeniyetleri Müzesi kurulması ve Topkapı Sarayı'na bağlanması konusu daha önce gündeme gelmişti. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Çamlıca Cami'sinde kurulacak olan bu müzeye Topkapı Sarayı'ndaki padişah kıyafetlerinin taşınacağını iddia etmişti.

Arkeolog ve müzeci Dr. Şeniz Atik de, padişahların kıyafetlerinin taşınması iddiaları için şunları söyledi:

'Camiye müze yapılır mı, Kilisede gördünüz mü?'

"Camiler bizim kutsal mekanlarımız. Camide dua etmek için bulunulur; orayı gezmek için değil, oradaki objeleri görmek için değil. Hatta namaz kılarken önünüzde resim bile bulundurmazsınız. Padişahın kaftanını görmek isteyen gelsin Topkapı Sarayı’nda görsün. Dünyanın hiçbir yerinde müzelerin eserlerini oraya buraya biblo gibi taşıyan insanlar ben görmedim, göremezsiniz de zaten. Onlar çünkü eser, onlar devlet tarafından korunuyor. Bırakın müzeyi müzeciler yapsın, camiyi de cami olarak kullanalım. Camiye müze yapılır mı, nerede görülmüş. Kilisede müze gördünüz mü?"

'Günlük hayatımızdaki herhangi bir eşya gibi değerlendirilemezler'

"Padişahların giydiği kıyafetler; onların hepsi kumaş, hepsi pamuklu. Özel olarak korunması gereken eşyalar, eserler. Onların üzerinde ter var, yağ var, birtakım bakteriler oluşabilir. Bunların hepsinin bakımını bu konservatör arkadaşlarımız yaparlar. Çok özel bakımları var. Nem ayarları var, gelen hassas makineler bunlar için geliyor. Bunlar önemli ve çok ciddi şeyler. Günlük hayatımızdaki herhangi bir eşya gibi değerlendirilemezler"

'Konu Demirel zamanında gündeme geldi. Dosyamızı verip çıktık, bir daha da müdahil olmadılar'

Atik, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin deposu olarak kullanılan Darphane binalarındaki eserlerin Atatürk Havaalanı hangarlarına taşınması konusunda ise şu değerlendirmeleri yaptı:

"İstanbul Arkeoloji Müzeleri bir sit alanı üzerine kurulduğu için, yani şu anda 1. derece arkeolojik ve tarihsel sit alanı üzerinde olduğu için Arkeoloji Müzeleri’nin genişleme alanı yok. Çok önemli bir müze olmasından dolayı ne yazık ki genişleme alanı yok. İşte bu Darphane binaları da onun nefes alabileceği, genişleyebileceği, depo ya da sergi alanı olarak kullanılabileceği mekanlar. Yani oradan başka imkanı yok. Bu konu bugün gündemde olan bir konu değil.

Bu konu, 1995 yılından bugüne kadar Arkeoloji Müzesi’nde olanların gündeminde. Geçmişte Darphane binaları bir süreliğine Tarih Vakfı’na verildi, çok ciddi takip ettik ve o binaların geri alınması için Köşk’e kadar çıktık. Çünkü Cumhurbaşkanı tavsiyesiyle Tarih Vakfı’na verilmiş gibi bir belgeyle karşımıza geldikleri için biz de Köşk’e çıkıp Süleyman Demirel’den ricada bulunduk. Ve dosyamızı verip çıktık, sonra da bir daha hiç müdahil olmadılar"

'Bu eserlerden en ufak birisine zarar gelse mahkemeye hesap veremezsiniz'

"Darphane binalarında hali hazırda Yenikapı’dan gelen çok sayıda eser bulunuyor. Milattan önce 6. binde bulunmuş olan ‘İstanbul’un İlk Ayak İzleri’ gibi düşünülen ayak izleri var orada. Onu bütünüyle getirip orada muhafaza ediyorlar. Bunların hepsi organik eserler. Onların hepsi Darphane binalarında ve hepsi organik maddelerle birlikte orada bulunuyorlar. Burada bir de en önemli şey, bu depolarda müsaderelik eserler var. Kaçakçılık yapanların ellerinde bulunan eski eserler alınır ve emaneten buraya getirilir. Bu eserlerden en ufak birisine bir zarar gelse mahkemeye hesap veremezsiniz. Bütün bunlar önemli şeyler, sıradan şeyler değil, eşya değil yani bunlar"

'Müzeyle depolar bir bütündür'

"Arkeoloji Müzesi’nin başka doğru dürüst deposu olmadığı için tabii ki Darphane binalarında saklanması gerekiyor. Ve zaten müzeyle depolar bir bütündür. Bir parçasını orada bir parçasını burada yapamazsınız, kontrol edemezsiniz. Böyle bir anlayış olamaz çünkü her gün onlarla karşı karşıya gelmek zorundasınız. Yani depolar müzelerin ayrılmaz bir parçasıdır. Ev taşıyorsunuz; kaç tane bardağınız, tabağınız kırılıyor. Bu da onlardan daha hassas bir durum. Şu anda onlar kendi depolarında sandıklanmış durumda. O eserlerin hassas şeylerle paketlenerek taşınması gerekir, eğer taşınacak eser ise. Yani eski eser böyle taşınır. Sandıklara koyup şakır şakır taşınılmaz, götürülmez. Yaparlarsa bunu müzeciliği bilmeyenler yapar. Arkeoloji Müzesi’nin de buna izin vereceğini düşünmüyorum"

'Yapılması gereken İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden ayrı yeni bir müze'

"Bir kere kesinlikle Darphane binalarını boşaltarak, yeni eserler gelecek diye onları başka bir yere taşımak çok riskli, sakıncalı, tehlikeli. Onun için bundan bir an önce vazgeçilmeli. Dünyanın birçok kentinde bu tip sorunlar yaşanıyor. İstanbul da arkeolojik buluntu açısından çok önemli bir potansiyel. Tabii ki Arkeoloji Müzesi’nin depoları yetmeyebilir ama bunun çözümü Arkeoloji Müzeleri’nin depolarını boşaltarak başka bir yere taşımak değildir. Bunun çözümü, Marmaray kazıları yapılırken de bizim önerdiğimiz bir modeldi.

Dedik ki ‘Artık çok eser geliyor, Arkeoloji Müzesi bunu taşıyamaz.' Yapılması gereken; eserlerin rahatlıkla serilebileceği, yıkanabileceği büyük mekanlara ihtiyaç var. Orada laboratuvarlara da ihtiyaç var. Ama o ayrı bir müze olarak yapılabilir. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden ayrı. Bundan sonra gelecek eserlerle ilgili bunlar yapılabilir, yapılması da doğru bir şeydir"

'Birilerine ofis yapılacak deniyor. İki masa dört sandalye için heba edilecek'

"Ama Darphane binalarını boşaltacaksınız, envanterli eserleri hangarlara götüreceksiniz… Arkeoloji Müzesi’nin elinin altında çalışacağı malzemeler bunlar, bu yanlış. Darphanelerin tekrar Arkeoloji Müzesi’ne iadesi gerekir.

Birilerine ofis yapılacak deniyor. Nedir bu iki masa dört sandalye için heba edilecek. Bu iddianın ötesinde bir şey ki herhalde bunlar boşaltılmaya başlandı. Bu hiç doğru bir şey değil. İki masa dört sandalye için bu şekilde dünyanın en özel müzesinin depolarını boşaltmaya izin verilmemeli. Bunlar çok tehlikeli, çok riskli, çok hassas konular. Burası bu kadar umursamazlığı kaldırmaz.

Kadıköy Altıyol kazısında ufacık bir parça çıktı. Ama o parça belli bir dönemi anlatıyor, Kadıköy’ün ilk kurulduğu dönemlere ait bir parça, milattan önce 7. yüzyıldan. Koskoca vazolardan, küplerden benim için çok daha değerli çünkü ondan daha erkeni yok. Biz bunları binlerce yıl öncesinden çıkarıp alıyoruz, bizden binlerce yıl sonrasına da koruyarak nakletmeye çalışıyoruz. Bunları kaybettiğimiz zaman yerine koyabileceğimiz başka bir şey yok. Ne ile telafi edebilirsiniz? Hiçbir kimse bu kurumların tek bir taşını yerinden oynatmak istemez çünkü tehlikelidir, eliniz yanar"

ANKA

Türkiye Haberleri