Türkiye, 20 Mart tarihli Cumhurbaşkanı kararı sonrası 1 Temmuz'da kadına şiddetle mücadelede önemli bir metin olan İstanbul Sözleşmesi’nden cumhurbaşkanı kararı ile çıktı. Sözleşmenin feshi kararı çok tartışıldı. Sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partilerin yoğun tepki geldi. Aralarında CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından 220 dolayında dava açıldı. Bu davalarda, "çekilme kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması" talep edildi.
Danıştay 10. Dairesi reddetti
Danıştay 10. Dairesi, çekilme kararının yürütmesinin durdurulması talebini reddetti. ancak bu karara davacılar itiraz etti. Dosya Danıştay'ın en üst karar organı İdari Dava Daireleri Kurulu'na taşındı.
Tüm itirazlar reddedildi
Kurul, tüm itirazları oyçokluğuyla reddetti. Danıştay 10. Dairesi’nin çekilme kararının yürütmesinin durdurulmasının reddi yönünde verdiği karar kesinleşti. Bu karar sonrası Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair Cumhurbaşkanı kararı uygulanmaya devam edecek.
“Sözleşme cumhurbaşkanına fesih yetkisi veriyor”
Danıştay’ın kararında, sözleşmenin 80. maddesinin yürütme organına yani cumhurbaşkanına fesih yetkisi verdiği vurgulandı. Anayasa’nın 104. maddesine göre, uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisinin cumhurbaşkanına ait olduğu kaydedildi. “Cumhurbaşkanı değişen ve yeni koşullar itibarıyla anlaşmanın onaylanmasını erteleyebileceği gibi onaylamaktan tamamen de vazgeçebilecektir” denildi.