Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TEOG açıklaması Nasreddin hoca fıkrasına benziyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okulların açılmasına 3 gün kala eğitimde TEOG ile ilgili olumsuz görüşlerini dile getirmesi, eğitim sisteminde yeni bir sistemin getirileceğinin ilk sinyalini vermişti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okulların açılmasına 3 gün kala eğitimde TEOG ile ilgili olumsuz görüşlerini dile getirmesi, eğitim sisteminde yeni bir sistemin getirileceğinin ilk sinyalini vermişti. Erdoğan, kendi getirdikleri TEOG sistemini bir anda düşman ilan etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okulların açılmasına 3 gün kala eğitimde TEOG ile ilgili olumsuz görüşlerini dile getirmesi, eğitim sisteminde yeni bir sistemin getirileceğinin ilk sinyalini vermişti. Erdoğan, kendi getirdikleri TEOG sistemini bir anda düşman ilan etti.

Erdoğan, "Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım" diyerek konuya girmişti. Sanki, TEOG sistemi kendi Başbakanlığı döneminde hazırlanmamış, bir CHP iktidarında gelmiş de "Ey CHP!" der gibi sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz TEOG'la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin."

NASREDDİN HOCA FIKRASI GİBİ

Erdoğan'ın bu açıklamaları akıllara Nasreddin Hoca fıkrasını getirdi. Bir gün Nasrettin Hocaya sormuşlar, "Hoca, iliminle irfanınla övünürsün. Anlat bize sen ne büyük keşiflerde, icatlarda bulundun. Senin de icadın vardır elbet…" diye. Hoca düşünmüş taşınmış, “Var tabii ki. Kar helvasını ben icat ettim" demiş. Halk şaşkınlıkla "O ne ola ki?" diye sormuş. Hoca da nasıl yapıldığını tarif ederek, "Kış gelip kar yağınca,  az kar kürüyüp bir tasa koyun, üzerine şeker, şurup, pekmez dökün afiyetle yiyin. İşte onu ben buldum" demiş. Hocanın dediğini yapan ahali, durumdan hiç de memnun kalmaz ve Hoca’ya, "Ya hu, Hoca! Bu nasıl icattır? Pekmezimiz de boşa gitti, beğenmedik icadını!" derler. Ahalinin şikayetine hak veren Hoca da "Yaptım ama ben de beğenmedim" demiş.

Erdoğan'ın TEOG'tan dert yanması da bu misal.

"ÜLKEYİ BUNLARDAN KURTARALIM; NELER ÇEKTİ BU ÜLKE YETTİ ARTIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi dönemlerindeki yanlış uygulamaları kaldıracaklarını açıklarken, kendi iktidarlarından eski bir uygulamaymış gibi, "Başbakanımızla burada görüşmem var, kendisiyle bunu paylaşacağım. Bak böyle böyle. Hafta başı bu böyle başlamış veya önümüzdeki hafta devam edecek, bu konuda artık kararı kesinlikle süratle alalım Başbakanım, bunlardan kurtaralım bu ülkeyi. Biz artık böyle ilkel bir durumda değiliz, o geçmişte kaldı, neler çekti bu ülke yetti artık." demesi, siyasi kurnazlığın da ötesine geçiyor.

TEOG'U HANGİ İKTİDAR GETİRDİ?

Hatırlatmakta fayda var ki, AKP iktidarı döneminde sürekli değişikliklerin yapıldığı eğitim sisteminde liselere yerleştirme sistemi, 2013-2014 eğitim yılında dördüncü kez değiştirilerek Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi yani TEOG uygulanmaya başadı. Buna göre öğrenciler merkezi olarak yapılan okul sınavlarıyla ölçülmeye başlandı. Bu süreçte zaten lisede üniversite sınavına boğulacak öğrencilerin, bir de ortaokullarda lise sınavlarına boğulacağı çok tartışılmıştı. Üstelik TEOG sonrası lise yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından da sorunlar çıkmıştı. Dönüştürülen liseler, İmam Hatiplere öğrenci kaydırılması da dikkat çeken bir başka sorundu.

"ÇOCUKLAR HİÇ GÜLMEYECEK Mİ?" DEDİLER, DAHA DA AĞLATTILAR!

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Ece Ayhan'ın dediği gibi 'Efendiler, ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?" diyerek yeni sistemi açıkladığında çocukların daha mutlu olacağını iddia ediyordu. Ancak uygulanan bu sistem öğrencileri güldürmek bir yana, deyim yerindeyse ağlattı. Sadece öğrencileri değil, belli ki, Erdoğan'ı da rahatsız ettiğine göre, pek gülen olmamış.

HİÇ BİR ÖĞRENCİ BAŞLADIĞI SİSTEMDE MEZUN OLAMADI!

Aslında Milli Eğitim Sisteminde AKP ile birlikte ortaya çıkan bir başka sorun daha var ki, bu ancak dikkat edildiğinde fark ediliyor. Sorun, son 15 yılda hiçbir öğrencinin başladığı sistemle ve müfredatla mezun olaması. Bu hem öğretmenleri, hem öğrencileri, hem de aileleri çok yordu.

SINAV ANADOLU VE FEN LİSELERİ İÇİN VARDI

Milli Eğitim sistemindeki en temel değişikliklerden biri 1997 yılında zorunlu 8 yıllık eğitimin yürürlüğe girmesi ile yaşandı. Yine bu dönemde Anadolu ve Fen liselerine giriş sınavları Liselere Geçiş Sınavı (LGS) olarak belirlenirken, 1999 yılında önceden ÖSS ve ÖYS halinde 2 basamaklı olan üniversitelere giriş sınavı da tek basamaklı hale getirildi.

AKP İLE YAP BOZ HALİNE GELDİ!

AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu ile başlayan köklü değişikliklerin ise ardı arkası kesilmedi. 2002 yılında, 28 Şubat döneminden miras katsayı uygulamasında artışa gidildi ve AKP'nin "arka bahçe" olarak nitelediği imam hatip liseleri mezunları ve meslek lisesi mezunları alanları dışından bir bölüm tercihi yapacaklarında ortaöğrenim başarı puanları 0,3 ile, alanları içinden tercih yapacaklarında ise 0,8 ile çarpılmaya başlandı. Ancak bu katsayı uygulaması 2011 yılında YÖK tarafından kaldırıldı.

Bir başka yenilik ise Hüseyin Çelik'in Milli Eğitim Bakanı olduğu 2004-2005 eğitim öğretim yılında uygulanan ilköğretim müfredat değişikliği oldu.

2005 yılında da eğitimde bir dizi değişiklik söz konusuydu. Örneğin liselerde eğitim süresi 4 yıla çıkarılırken, yabancı dilde hazırlık sınıfları da birkaçı hariç kaldırıldı. Eğitimin 8 yıla çıkarılmasıyla ortaokul sonrası girilen LGS de 2005 yılında kaldırılıp, yerine Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı (OKS) getirildi.

Ancak Çelik döneminde 2008 yılında bu sistem de kaldırıldı, yerine üç aşamalı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) getirildi. Fakat bu değişikliğin ömrü de fazla olmadı. Sınav sistemindeki bir diğer köklü değişiklik ise 2009 yılında üniversiteye giriş sınavları tek aşamadan iki aşamaya çıkarılması oldu .Hüseyin Çelik'in yerine gelen yeni Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu (Baş) ile 2010’da yeniden tek sınav sistemine dönüş yapıldı. Bu tek sınav da SBS olarak adlandırıldı.

SKEÇLERE BİLE KONU OLDU

Konu dışı olarak bu dönem ayrıca öyle bir zaman denk geldi ki, Otoyol ve köprülerde Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) ve Hızlı Geçiş Sisteminin (HGS) yeni yeni çıktığı dönemlerdi. Hem sınavların üç harfli olması, hem bu sistemlerin 3 harfli olup "s" ile bitmesi hem vatandaşlar arasında, hem de medya ile skeçlerde alay konusu oluyordu. LGS, OKS, SBS, OGS, HGS hepsi bir arada sayılıp esprilerde kendilerine yer ediniyorlardı.

Tekrar konumuza dönecek olursak, Nimet Çubukçu'nun ardından göreve Ömer Dinçer gelmesinin ardından mecliste büyük tartışmalarla kabul edilen 4+4+4 sistemiyle ilköğretim ile ortaöğretimdeki taşlar adeta yerinden oynadı. Bu yapı dahilinde köklü bir müfredat değişikliği de gerçekleşti; seçmeli derslerin sayısı arttırıldı, Hz. Muhammed’in Hayatı, Temel Dini Bilgiler gibi dersler müfredata eklendi.

Ömer Dinçer'den sonra yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile 2013 yılında bir kez daha sınav sistemi değişikliğine gidilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün şikayet ettiği Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı duyuruldu. Böylece 2004 ila 2013 yılları arasında ortaöğretime geçişi sağlayan sınav sistemlerinde tam 5 kez değişiklik yaşandı.

Ayrıca 2010 itibariyle düz lise olarak bilinen genel liselerin ya Anadolu lisesi ya da meslek ve teknik öğretim veren liselere dönüştürülmesi süreci başlatıldı.

Özetle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikayet ettiği TEOG sistemi kısa süreyi kapsamıyor ve AKP tarafından bütün liseler için getirilen sınavlar göz önüne alındığında, liselere sınavla geçiş 2005'den beri 12 yıldır uygulanıyor.

Şimdi tekrar Nasreddin Hoca fıkrasına dönüyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yaptım ama ben de beğenmedim"  diyor, olan ise bu süreçte milyonlarca öğrenciye oldu.

Türkiye Haberleri