Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Engelleri Aşanlar Buluşması'nda konuştu. Erdoğan, "yurtdışına para kaçıranlar" sözleriyle neyi kastettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim sermaye hareketlerinin sınırlandırılması yönünde bir talimatım söz konusu değildir. FETÖ gibi, PKK gibi terör örgütleriyle ilgili olarak yurtdışına para kaçıranlar zaten haindir. Benim söylediğim iş adamlarımızın yerli ve milli duruş sergilemesi gerektiğidir" dedi. Erdoğan, "Türkiye serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülkedir. 1989 yılından beri isteyen herkesin yurtdışına parasını çıkarma hakkı vardır, şüphesiz de devam etmektedir" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Aramızda bulunan ve her biri birer zafer hikayesi olan engelli kardeşlerimizi mücadeleleri, kararlılıkları için tebrik ediyorum. Değerli kardeşlerim dün Muş’ta bazı sinyaller aldığımı belirterek, mal varlıklarını başka ülkelere kaçırmaya çalışanlar bulunduğunu söylemiştim. Bizim bu kazançları yurt dışına kaçırmak isteyenlere iyi gözle bakmayacağımızı söylemiştim. Bu konuda farklı değerlendirmeler yapıldığını gördüm. Türkiye serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülkedir. 1989 yılından beri isteyen herkesin yurtdışına parasını çıkarma hakkı vardır, şüphesiz de devam etmektedir.
SERMAYE HAREKETLERİNİN SINIRLANDIRILMASI GİBİ BİR TALİMATIM YOK
Gittiğimiz yerlerde iş adamlarımızın yatırımlarını gördüğümüzde iftihar ediyoruz. Ülkemizdeki yerli yabancı tüm firmalar küresel finans sistemine entegre olarak faaliyetlerini sürdürüyorlar. Aksi halde atılacak adımlara önce biz karşı çıkarız. Benim sermaye hareketlerinin sınırlandırılması yönünde bir talimatım söz konusu değildir. FETÖ gibi, PKK gibi terör örgütleriyle ilgili olarak yurtdışına para kaçıranlar zaten haindir. Benim söylediğim iş adamlarımızın yerli ve milli duruş sergilemesi gerektiğidir. İş adamlarımız şu günlerde ülke ekonomisine sahip çıkmayacaksa soruyorum ne zaman sahip çıkacaktır. Şu günlerde ülkesine güvenmeyen iş adamı hiç kusura bakmasın yerli değildir, milli de değildir. Dün Muş’ta yatırım için değil ülkesine güvenmediği için varlıklarını yurt dışına çıkarmaya çalışan bir grup iş adamına hitaben söyledim.
TİCARET YAPANIN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR
Ticaret yapana sözümüz yor. Bu ülke için tuğla üstüne tuğla koyan herkesin başımızın üstünde yeri var. Bizim inancımızda engelliler Rabbimizin bir imtihanıdır. Batıda engelliler yük olarak görülürken bizde lütuf kabul edilir.
Ülkemizde geçmişte, yoksulluğun gönüllerimizde ve zihinlerimizde yol açtığı yaralar, her alan gibi engellilerimizi de etkilemiştir. Asıl olan engelli veya engelsiz olmak değil, insan olmaktır, Adem olmaktır. İnsanı Eşref-i mahlukat olarak kabul eden bir medeniyetin insanlar arasında ayrım yapması mümkün mü? İyiliği gösterişte, adaleti yollarda, sevgiyi sosyal medyada arayanlar medeniyetimizin derin sırrına eremezler.
Geçenlerde Ankara’da gazilerimize yapılanı gördünüz. Bunlarda insanlıktan nasibini almak var mı? Yok. Bunlardan hiçbir şey olmaz. İslam’ı kendi medeniyetimizin kaynaklarından değil de dünyanın başka köşelerinde öğrenenler eli kanlı örgütlerin ağına düşerler. İşte bu nedenle ben değerler eğitimine büyük önem veriyorum. Medeniyetimizin, kültürümüzün değerlerini öğretmeyen eğitim sistemi benim gözümde başarısızdır.
Sadece kamuda çalışan engelli sayısını 52 bin 400 seviyesine çıkardık. Benim burada özel sektörümüze bir çağrım var. Engelliyi işe almayı kendisi için zul addeden sermaye çevresi var. Al bak, devlet istihdam ediyor. Sen de bir şey kaybetmezsin. Yerli otomobilde 5 tane babayiğit bulduk. Ben burada da babayiğit arıyorum. Her şey cezayla, her şey zorlamayla olmaz. Bazı şeyleri gönüllü olarak yapmak lazım.