Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe gerçekleştirilen ve 3 saat 20 dakika süren Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sona erdi. Toplantı sonrası Erdoğan açıklamalarda bulundu. Erdoğan: "Emeklilerimizin aylıklarını ve bayram ikramiyelerini Kurban Bayramı öncesi ödeyeceğiz. Ocak-temmuz dönemi TÜFE oranını dikkate alarak yüzde 8,45 oranında artış yapıyoruz. Zamlı maaş ve ikramiyeleri bayram öncesi vereceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sona eren toplantının ardından yaptığı açıklamadaki konu başlıkları şöyle:
Türkiye salgın sürecini başarıyla yürüten tüm ülkelerin ilk sıralarında yer almaktadır. Dünyanın pek çok yerinde testler ücrete tabi iken biz ücretsiz test hizmeti sunduk.
Buradan tüm vatandaşlarımıza artık 18 yaşın üzerindeki herkese açılmış aşı randevularını bir an önce almaları çağrısında bulunuyorum.
Aşı konusunda yürütülen olumsuz kampanyaların hiçbirinin ilmi ve akli temele dayanmadığının altını çizmek istiyorum.
Toplumsal bağışıklık elde edilene kadar temizlik, maske, mesafe başta olmak üzere tedbirlere uymaya devam etmeliyiz.
"Fiyatları aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz"
Bütçeden de çeşitli fonlardan sunduğumuz doğrudan desteklerin tutarı 150 milyar lirayı aşmış durumda. Yıl sonuna kadar bu tutarın 196 milyar liraya, yani milli gelirimizin yüzde üç buçuğuna ulaşmasını bekliyoruz.
Kullandırılan ve tüm ertelenen krediler ile vergi ve sosyal güvenlik primleri yoluyla da 524 milyar liralık bir kaynağı harekete geçirdik. Bu sayede ihtiyaç sahibi vatandaşımızdan çalışanımıza, üreticimize, yatırımcımıza kadar kimseyi yalnız bırakmadık. Tarım desteğinde toplam desteğin 15 milyar lirasını ilk 6 ayda üreticilerimizin hesaplarına yatırdık.
Hem alım yaptığımız ürünlerin kapsamını genişlettik, hem de çiftçimizin yüzünü güldürecek fiyatları açıkladık. Toprak mahsulleri ofisi hasat nedeniyle haziranda ara verdiği uygun fiyatlı arpa ve buğday gibi yem ham maddesi satışına, temmuzda devam edecek. Bu uygulamadan yetiştirici, besici ve yem üreticilerinin tamamı faydalanacak.
Hayvancılık sektörünün kaba yem ihtiyacını karşılamak amacıyla yem bitkileri desteğimiz devam ediyor. Sadece bu yılın ilk 6 ayında yem bitkisi üretimi için 821 milyon lira destek ödemesi yaptık. Bu destekler sayesinde ülkemizde yem bitkileri ekim alanı 758 bin hektardan 2,5 milyon hektara yükseldi. Salgın ve kuraklık nedeniyle ortaya çıkan durumu istismar ederek hububat ile et, süt fiyatlarını aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz.
"Tarihimizde ilk defa ihracatta 200 milyar doların üzerine çıkacağız"
Sahip olduğumuz bütüncül yaklaşım sayesinde dünya, AB ülkeleri küçülürken biz 2020’yi büyümeyle kapattık. Sanayi üretiminde de olumlu gelişmeler yaşanıyor. Açıklanan son verilerde bir önceki yılın aynı dönemine göre artış gözüküyor. 2020’de de oldukça iyi başlattık.
İlk çeyrekte yüzde 7’lik büyüme performansı yakaladık. Büyümede dış talep ile iç talep arasında arzuladığımız dengeleme de başlamıştır. İkinci çeyreğe ilişkin öncü gösteriler baz etkisinin de devreye girmesiyle yıllık yüzde yirmi civarında büyümeye işaret ediyor. Bunun tamamını ise orta vadeli program hedefimiz olan yüzde 5,8’in üzerinde bir büyümeyle kapatacağımız görülüyor.
Bu gidişle ihracatta yıl sonunda tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerinde bir ihracata imza atacağız. Cari açığın da gerilemesini bekliyoruz. Böylelikle dış finansman cephesinde elimiz rahatlamış olacak.
"Ağır vergi yükünün ortaya çıkmasını istemiyoruz"
Türkiye ekonomisinin en sağlam alanlarından birisi de kamu maliyesidir. Ocak-mayıs döneminde son derece güçlü bir bütçe performansı gösterdik.
Geçtiğimiz senenin ilk 5 ayında bütçe açığı 90,1 milyar lira iken bu yılın aynı döneminde açık 7 milyar liraya geriledi. Bu şekilde oluşturacağımız mali alanın gerekmesi durumunda vatandaşların ihtiyaçları için kullanacağız.
Ekonomik kararlara olumsuz etki edecek yatırımların ve girişimciliği engelleyebilecek maliyette ağır bir vergi yükünün ortaya çıkmasını istemiyoruz.
Hükümetlerimiz döneminde giyimde, ilaç-tedavi hizmetlerinde, zirai faaliyetlerde, turizmde ciddi KDV indirimleri yaptık.
"Mazotta 2 lira, benzinde 2,5 lira ÖTV almamız gerekirken mazotta 71 kuruş, benzinde 83 kuruş ÖTV alıyoruz"
Asgari geçim indirimi uygulaması getirerek çalışanın vergi yükünü düşürdük.
Son olarak, ekonomi reform programımız kapsamında basit usulde vergilendirilen esnafımızın tüm kazançlarını vergi dışında bırakıyoruz.
İstihdam maliyetinin yaklaşık yüzde 36’sına tekabül eden 1556 lirayı devlet olarak biz ödüyoruz. Bu desteği kadın, genç ve engelli istihdamında 18 ay olarak uyguluyoruz.
OSB’ler, küçük sanayi siteleri, endüstri bölgeleri ve serbest bölgeler başta olmak üzere her alanda yatırımı, istihdamı, ar-ge’yi, tasarımı ve yenilikçiliği destekleyen pek çok düzenleme yaptık.
Döviz kurunda yaşanan dalgalanmaların vatandaşlarımıza yansımasını en aza indirmek için gerekli tedbirleri aldık.
Eşel mobil sistemi ile akaryakıt ürünleri üzerinden alınan maktu ÖTV tutarlarında indirimler yaparak fiyatların yükselmesini engelledik.
Bugün mazotta 2 lira, benzinde 2,5 lira ÖTV almamız gerekirken mazotta 71 kuruş, benzinde 83 kuruş ÖTV alıyoruz. Her bir akaryakıt alımında vatandaşımızı litrede en az 2 lira destekliyoruz. Evlerde ve sanayide kullanılan tüplerde ise eşel mobil uygulaması sayesinde hiç ÖTV almıyoruz.
Toplam 46 milyar liralık KDV ve ÖTV vergisi gelirinden feragat ediyoruz. Avrupa’da benzinin ve motorinin hem en ucuz olduğu hem de en az vergilendirildiği ülke biziz.
Tüm bunlara ek olarak beyaz eşya, mobilya, motorlu taşıtlar ve inşaat sektörlerine yönelik geçici veya kalıcı nitelikte ÖTV, KDV ve harç indirimi yapmak suretiyle enflasyonla mücadeleyi ve ekonomide canlanmayı destekledik.
Vergisini düzenli olarak ödeyen mükelleflerimize yüzde 5 gelir ve kurumlar vergisi indirimi getirdik. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak amacıyla gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim ekledi.
Eskiden yurt dışından gelenler arabalarının depolarını doldurup öyle sınırlarımızdan girerlerdi, şimdi iş tersine döndü, depoları fulleyip sınır dışına çıkıyorlar.
"Kurumlar vergisini yüzde 23 olarak uygulayacağız"
Vergi alanında vatandaşlarımıza, çiftçimize, esnafımıza, sanayicimize, ihracatçılarımıza, özetle A’dan Z’ye her kesime yönelik yaptığımız düzenlemeleri saymakla bitiremeyiz. Böylesine bütün maliyetlere katlanmamızın tek gayesi vatandaşımızın yükünü azaltarak refahı artırmaktır.
Birileri ülkemizde gelir vergileri, sigorta primleri yüksek diyor. Bunların her söyledikleri gibi bu da yalan. Türkiye’de dolaysız vergi gelirlerinin toplam vergilerine oranı yüzde 53’ten yüzde 61’e çıkardık. Yunanistan, Macaristan, Portekiz, Estonya, Şili gibi ülkelerde dolaylı vergi geliri oranları çok daha yüksektir.
Yine dünyanın en yüksek vergilerini uyguladığımız ve buna rağmen vergi geliri üretemediğimiz eleştirileri yapılıyor. Ülkemizde uygulanan vergi oranlarıyla OECD ülkelerindeki vergi oranlarına bakıldığında bunun da yalan olduğu görülecektir. Gelir vergisine ilişkin en yüksek vergi oranını da yüzde 49,5’tan yüzde 40’a indirdik.
Salgının etkilerini azaltmak amacıyla aldığımız önlemler kapsamında kurumlar vergisini bu yıl yüzde 25, gelecek yıl yüzde 23 olarak uygulayacağız.
Kurumlar vergisi oranını 2023’ten itibaren de yüzde 20 seviyesine indiriyoruz. Hatırlayın, bu ülkede kurumlar vergisi oranı biz geldiğimizde yüzde 33’tü.
"OECD ülkeleri arasında KDV oranı en düşük 2. Ülkeyiz"
Tüm işlemlerde KDV oranının yüzde 18 olduğunu varsaydığımızda OECD ülkeleri arasında KDV oranı en düşük 2. ülkeyiz.
Hepinizin de bildiği gibi biz, sosyal amaçlarla yüzde 8 ve yüzde 1 oranında iki indirimli oran daha uyguluyoruz. Bunları da dikkate alırsak ortalama KDV oranımız yüzde 14'e geriliyor. Bu durumda KDV oranları açısından OECD ülkeleri arasında en düşük orana sahip ülke oluyoruz.
Vergi geliri de üretemediğimizi söylüyorlar. Bu ülkede kamu gelirlerinin yaklaşık yüzde 84’ü vergi gelirlerinden toplanıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığımız yıl sonunda vergi gelirlerinin 1 trilyon 51 milyona çıkacağını hesaplıyor. Bütçe harcamalarımızın yüzde 72’sini vergi gelirlerinden karşılıyoruz. Gördüğünüz gibi ülkemiz çalışıyor, üretiyor, istihdam yapıyor, ihracat yapıyor ve büyüyor. Sağladığımız istisna ve muafiyetlere rağmen vergi gelirlerimizi de sürekli artırıyoruz.
Kurduğumuz elektronik beyanname sistemi sayesinde yüzde 150 milyon beyanname elektronik ortamda işlem görüyor. Birçok gelişmiş ülkede dahi böyle bir performans yoktur.
Reform programımız elektronik tebligat, elektronik inceleme, elektronik tutanak ve elektronik raporu da geliştirerek vergi inceleme sürelerini kısaltacağız. Yapay zeka kullanımını içeren dijital vergi asistan sistemini de devreye alıyoruz.
"Enflasyonu aşağıya çekmeyi hem de büyümeyi aynı anda gerçekleştirme başarısını gösterdik"
Önümüzdeki en önemli sorunlardan biri yüksek enflasyondur. Geçmişte hem enflasyonu aşağıya çekmeyi hem de büyümeyi aynı anda gerçekleştirme başarısını gösterdik. Şimdi çok daha iyisini yapacağız. Merkez Bankası bu sorunu çözmekte kararlı bir yaklaşıma sahip.
Sadece Merkez Bankasının gayretiyle bu mücadele kazanılamaz. Enflasyona yol açan yapısal sorunların çözümüne de güçlü bir şekilde odaklanmamız gerekiyor. Bu anlayışla enflasyon ataletini ortadan kaldırmak ve arz şoklarını daha etkili yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesini hayata geçirdik.0
Salgın dönemi de göstermiştir ki, bir anda ortaya çıkabilen arz sıkıntılarına hızlı bir şekilde müdahale edilmesi şarttır. Aksi taktirde ülkede yaşayan her bir insanın mağduriyetine yol açan tablolarla karşılaşmamız kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu komite vasıtasıyla fiyat istikrarını etkileyen yapısal sorunlara hızlı, etkin ve sonuç odaklı çözümler geliştirmeyi planlıyoruz
Türk Lirası’nı desteklemek amacıyla ilgili kurumlarımız gerekli adımları atıyor. TL cinsi varlıkların cazibesini artıracak uygulamalar geliştiriyoruz. Güçlü bir ekonomi için bankacılık sektörü kaynakları doğru projeler yatırım olarak aktarılmalıdır. Bu da ancak kredi tahsis süreçlerinin yatırım odaklı hale getirilmesiyle mümkündür.
Finansman sağlarken üretilecek katma değer, kazanılacak rekabet avantajı ve oluşacak istihdam kapasitesi mutlaka dikkate alınmalıdır. Yalnızca teminata bakılarak verilen kredilerin ekonomimize istenilen katkıyı sağlamadığını görüyoruz.
Tüketimi teşvik eden, cari açığı artıran ve tasarruf düzeyini düşüren faaliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Biz bu kapsamda gereken önlemleri aldık. Almaya devam ediyoruz.
Banka kredilerinin yanı sıra sermaye piyasası araçlarının da şirketlerimiz tarafından tercih edilmeleri, bununla ilgili gerekli altyapıyı hazırlıyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında 23 şirket halka arz oldu. Şirketlerin bu yöndeki ilgisi halka arzların devam edeceğine işaret ediyor. Sermaye piyasalarımız kendi açısından 2 önemli çalışmayı hayata geçiriyor.
Birincisi yeşil borçlanma aracı ihraçlarının ülkemizde de yaygınlaşması için yeşil tahvil rehberini hazırlaması ve buna hazırlanması. İkincisi de tahvil garanti fonu oluşturulmasıdır. 12 Mart’ta paylaştığımız ekonomi reform programını tüm paydaşların çalışmasıyla hayata geçiriyoruz.
Haziran sonuna kadar tamamlanma süresi koyduğumuz 35 eylem başlığından 31’i bitmiş durumdadır. İlk yarı için öngördüğümüz eylemleri başarıyla tamamladık.
Bu çerçevede bütçe ve kamu mali yönetiminde şeffaflık ilkelerimizden taviz vermediğimizi bir kez daha göstererek kamu maliyeti raporumuzu yayımladık.
Yeşil üretim için gerekli teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Ar-ge çalışmalarını destekliyoruz. Nüfusumuzun yüzde 25’ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın BES’e girebilmelerinin önündeki engeli kaldırdık.
"Terör örgütlerine göz açtırmıyoruz"
Salgınla uğraşırken ülkemizin ve milletimizin bekasını tehdit eden güvenlik sorunlarıyla mücadelemizi de kesintisiz sürdürüyoruz. 28 yıl önce bugün Başbağlar’da teröristlerce alçakça katledilen kardeşlerimizi yad ediyorum. PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerine devletimizin tüm imkanlarına kullanarak adeta göz açtırmıyoruz.
Tehdidi kaynağında yok etme ilkesiyle milli güvenliğimizi tehdit eden yapıların tepesine sınırlarımız içerisinde olduğu gibi faaliyet gösterdikleri coğrafyalarda da biniyoruz. Suriye’deki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı operasyonlarıyla Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen Pençe harekatları terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizin örneğidir.
MİT, terör örgütleriyle mücadeleyi sınırlarımızın ötesine de taşımıştır. Yapılan operasyonlar sayesinde PKK’nın üst kadrosu tarihinde ilk kez toplanamaz, hareket edemez, örgütü yönetemez hale gelmiştir. Örgütün en önemli eleman kaynağı olan Mahmur Kampı eleman sorumlusu ve KCK sorumlusu aynı akıbeti paylaşmışlardır.
Yurt dışındaki pek çok ülkeden 100’ün üzerinde kişinin Türkiye’ye getirildiğini söyleyebiliriz. FETÖ’nün Orta Asya sorumlusu Orhan İnandı yakalanarak Türkiye’ye getirilmiştir.