İstanbul'un Galatasaray Meydanı’nda düzenlenen 1013. Cumartesi Anneleri eyleminde, gözaltında kaybedilen Mehmet Yaşar’ın akıbeti soruldu. Anneler karanfil bırakarak açıklamalarını okudu.
Cumartesi Anneleri, 1995 yılından bu yana kaybolan yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanmasını talep etmek üzere düzenlenen eylemlerine devam ediyor. Bu hafta, Mehmet Yaşar’ın kaybolduğu 30 yıl öncesine atıfta bulunarak, “30 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Yaşar’ı unutmadık” denildi.
MEHMET YAŞAR’IN KAYBEDİLMESİ
Mehmet Yaşar, 28 Şubat 1994 tarihinde Hakkari Yüksekova'daki evinden gözaltına alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Gözaltına alındığı iddia edilen dönemde, ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı ve Mehmet Yaşar’ın akıbeti hakkında bilgi verilmedi. Ailenin tüm çabalarına rağmen, Mehmet Yaşar’ın akıbeti karanlıkta bırakıldı ve failler cezasızlık zırhıyla korundu.
"SEN BENİM 30 YILDIR BÜYÜMEYEN 6 YAŞIMSIN"
Mehmet Yaşar'ın kızı Evin Yaşar, 1013. hafta eylemine yazdığı mektubu iletti. Evin Yaşar'ın mektubunu gözaltına kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun okudu.
Yaşar, babasının gözaltına alındığı anı, çocukluğundan koparılmış bir hayat olarak tanımlayarak, “Yetimleşti bütün kelimeler, çaresizlik desen üç öğün aş misali” ifadelerini kullandı.
Evin Yaşar'ın mektubunun devamı şu şekilde:
"Ben altı yaşımı basma kumaşlarından dikilen bir faili meçhulün kızıyım, evlatlarıyız. Biz, hayatın sunduğu hiçbir renkten nasibini alamayan, griden öteye bir mezar sahibi olacak kadar hak ve adaletten nasibini almayan güçlü evlatların. Bir akşam vakti Beyaz Toros ile sorgusuz, sualsiz altı evladından aldılar seni. Çocukluğumdan, sevincimden, özgürlüğümden aldılar. Yetimleşti bütün kelimeler, çaresizlik desen üç öğün aş misali. Oysa her kız evladı, kahramanı olan baba duygularıyla büyümeli, sevilmeliydi. Bunu çok gördüler yarınlarımıza. Evlatların olarak seninle her daim gurur duyduk. Sen benim 30 yıldır büyümeyen 6 yaşımsın. Sen benim imkansızlıkları maviye çalan şiirimsin. Sen benim özgür yarınlarımın beyaz güvercinisin. Sen benim acımın rengi, anamın bitmeyen bekleyişisin. Sen benim başımın dik duruşusun. Cumartesi Anneleri’nin Mehmet Yaşarı’sın."
"AİLENİN HAKİKATİ BİLME TALEBİ BİZİM TALEBİMİZDİR"
Basın açıklamasını ise Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı okudu. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Yaşar için, tüm kayıplar için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceklerini söyleyen Cumartesi Anneleri/İnsanları şunları kaydetti:
"1013. haftamızda da '30 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Yaşar’ı unutmadık' diyerek bir araya geldik. Fiziken aramızda olamasalar da tüm kalpleriyle bizimle olan Yaşar Ailesi’nin Galatasaray’daki sesiyiz.
32 yaşındaki 6 çocuk babası Mehmet Yaşar, Hakkari Yüksekova’da yaşıyordu. Esnaftı ve bir lokanta işletiyordu. Defalarca evi basıldı, gözaltına alındı ve ağır işkencelere maruz kaldı. Ortağı olduğu lokanta ateşe verildi ve 'önce malın, sonra canın' şeklinde tehdit notları bırakıldı. Bu nedenle tedirgindi.
Mehmet Yaşar, 28 Şubat 1994’te amcasının kızının evine iftar yemeğine katıldı. Yüksekova Merkez’deki evin bulunduğu mahalle, asker ve polisler tarafından saat 20:00 civarında kuşatıldı. Mehmet Yaşar’ın bulunduğu eve gelen silahlı dört kişi, kendilerini polis olarak tanıttı ve kimlik kontrolü yaptı. Eve gelen polisler kimlik kontrolünün ardından, 'Bizimle emniyete geleceksin, ifadene başvuracağız' diyerek Mehmet Yaşar’ı gözaltına aldı. Beyaz Toros’a bindirilerek götürülen Mehmet Yaşar’dan bir daha haber alınamadı.
Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı; Mehmet Yaşar’ın gözaltına alındığı inkar edildi. Arayışlarını sürdüren aile, tehdit ve baskıyla karşılaştı. Ailesinin tüm çabalarına rağmen, 30 yıldır Mehmet Yaşar’ın akıbeti karanlıkta bırakıldı; suçun failleri ve sorumluları cezasızlık zırhıyla korundu.
Tüm çabaları sonuçsuz kalan baba Hamit Yaşar, 23 yıl önce mücadelesini çocuklarına ve torunlarına devrederek aramızdan ayrıldı. Mehmet Yaşar’ın annesi Reyhan Yaşar, eşi Mehsima Yaşar ve çocuklarının hakikati bilme ve bir mezar taşına sahip olma talepleri, bizim de talebimizdir.
Gözaltında kaybetmeler, zamanaşımına tabî olmayan suçlar kapsamındadır. Adli makamlardan, Mehmet Yaşar’ın akıbetini açığa çıkaracak, suçun failleri ile sorumlularını yargılayarak cezalandıracak etkinlikte bir soruşturma başlatmalarını talep ediyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Yaşar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."