Merkez Seyhan ilçesi İstiklal Mahallesi'ndeki evlerinde 27 Mart'ta 2 aylık kız bebeğin ölü bulunmasıyla ilgili 10 Nisan'da tutuklanan anne Ayşegül Talay ve 17 Nisan'da tutuklanan baba Suat Talay hakkında savcılıkça yürütülen soruşturma tamamlandı.
Savcılıkça hazırlanan ve Adana 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Adana Adli Tıp Grup Başkanlığınca yapılan ölü muayene ve otopsi işlemi neticesinde 50,5 santimetre boyunda ve 2 kilo 13 gram ağırlığındaki kız bebeğin yorgana sarılı halde bulunduğu, bebeğin dokusunun yorgandan ayrılırken zarar gördüğü anlatıldı.
Ayşegül Talay'ın aile hekimi F.D'nin tanık sıfatıyla verdiği, "Bebek doğduktan bir hafta sonra anneyle telefonda konuştum. Ayşegül Talay'dan bebeğini getirmesini istedim. Bebekten topuk kanı aldım. Bebeğin muayenesinde gelişim geriliği ve bakım yetersizliği tespit ettim. Bu durumu İlçe Sağlık Müdürlüğüne bildirdim. 2 hafta sonra İlçe Sağlık Müdürlüğünden bebeğin topuk kanının tekrar alınmasını istemeleri üzerine Ayşegül Talay'ı çok kez aradım fakat kendisi telefonlara bakmadı ve bebeği getirmedi." şeklindeki ifade de iddianamede yer aldı.
ANNEYE "CEZAİ EHLİYETİ TAM" RAPORU VERİLDİ
İddianamede, Ayşegül Talay'ın bazı beyanlarından akıl sağlığıyla ilgili şüphe oluşması üzerine cezai ehliyetinin tam olup olmadığının tespiti için Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde gözlem altına alındığı belirtilerek, kurul tarafından hazırlanan raporda "sanığın suç tarihi itibarıyla akıl hastalığının bulunmadığı ve cezai ehliyetinin tam olduğu" bilgisine yer verildiği aktarıldı.
Bebeğin babası Suat Talay, iddianamedeki ifadesinde, çocuğun sağlıklı şekilde dünyaya geldiğini ancak nüfusa kayıt yaptırmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Aile sağlığı merkezine bebeği götürdüğümüzde doktor çocuğun zayıfladığını ve banyo yaptırılması gerektiğini söyledi. Eve döndüğümüzde bebeğin altını kirletmesi üzerine eşimle bebeğin vücudunu yıkadık. Daha sonra bebeği emzirmesi için eşime teslim ettim. Yorgun olduğum için yerde serili yorgan üzerinde uyudum. Sabah saat 06.00 sıralarında eşimin 'Çocuğa ne olmuş?' demesi üzerine uyandım. Çocuğun yerde cenin pozisyonunda olduğunu gördüm. Elektrikli sobanın mesafesini tam hatırlamıyorum. Bebeği kucağıma aldığımda sertleşmiş olduğunu anladım. Daha sonra bebeğe suni teneffüs yapmaya çalıştım fakat bebek nefes almıyordu. Bebeğin öldüğünü anlayınca battaniyeyi üzerine örttüm. İki gün boyunca bebekle aynı evde kaldık. Bebek kokmaya başlayınca da kokmaması için siyah bir poşete koyduk. Olaydan kimseye bahsetmedik. Sonrasında Ayşegül ile evden çıktık. Eve döndüğümüzde ben Ayşegül ile tartıştım ve evden kaçtım."
SANIKLARIN 25'ER YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
İddianamede, sanık anne ve babanın iştirak halinde hareket ettikleri ve ihmali davranışla bebeğin ölümüne sebebiyet verdikleri anlatılarak, şu tespitlere yer verildi:
"Bebeğin aile sağlığı merkezine götürüldüğü sırada muayenesinde gelişim geriliği ve bakım yetersizliği olduğunun tespit edildiği, İlçe Sağlık Müdürlüğüne bu durumun bildirildiği, 2 hafta sonra da İlçe Sağlık Müdürlüğünden bebeğin topuk kanının alınmasının istenilmesi üzerine aile hekiminin anne Ayşegül Talay'ı çok kez aradığı ancak Talay'ın telefonlara bakmadığı ve bebeği aile sağlığı merkezine götürmediği belirlenmiştir. Sanıkların bebeği yıkadıktan sonra elektrikli sobanın yanına bıraktıkları, bebeğin burada uzun süre kaldığı, anne ve babanın bebeğin elektrikli soba önünde uzun süre kalmasının bebeğin sağlığı açısından tehlike oluşturacağını bilebilecek durumda oldukları, hayatın olağan akışı ve genel yaşam tecrübeleri içinde anne Ayşegül Talay'ın 'bebeğin uyanmadığı için uyuduğunu zannettiği' şeklindeki ifadesinin gerçeği yansıtmadığı gibi akla ve mantığa da uygun düşmediği, sanıkların bebeğin öldüğünü anlamaları üzerine hiçbir yere başvurmadıkları, bebeği poşet içine koydukları, sanıkların bebeğin bakım yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ve ihmali davranışla bebeğin ölümüne sebebiyet verdikleri anlaşılmıştır."
İddianamede, sanıkların iştirak halinde hareket ederek 'ihmali davranışla kasten öldürme' suçundan 20'şer yıldan 25'er yıla kadar hapsi talep edildi.
Tutuklu sanıkların yargılanmasına gelecek günlerde Adana 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.