TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı. Komisyon, AKP'li Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Geçtiğimiz günlerde Hakan Fidan, "Filistin'de yaşanan insanlık dışı olaylara bir baba olarak duygularınız nelerdir, ne hissediyorsunuz?" yönündeki soruya "Ben bir savaştayım, hislerimi gösterme lüksüm yok." şeklinde cevap verdi.
CHP'Lİ TAN'DAN FİDAN'A "SAVAŞ" SORUSU
Fidan'a o soruya verdiği cevabı hatırlatan CHP'li Namık Tan, "Biz savaşta mıyız? Savaştaysak hangi ülkeye karşı, kimin yanında, ne uğruna, ne zaman savaşa girdik? Siz ne ara Meclisimizden habersiz olarak bir yerlere savaş ilan ettiniz?" diye sordu.
"ERDOĞAN'A METHİYELER DÜZMEYİ GÖREVİ BENİMSEMİŞ"
Namık Tan'ın Hakan Fidan'a yönelik açıklama ve soruları şu şekilde:
Sayın Bakan habire 'liderler diplomasisi' diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a methiyeler düzmeyi görevi benimsemiş. Oysa 'liderler diplomasisi' demek kimseye hesap vermeden başına buyruk davranmak, mesela gidip Rusya'dan iki buçuk milyar dolara S-400 hava savunma sistemi alıp, sonra Türkiye'yi F-35 programından attırmak, F-16 ve Eurofighter uçak alımında düşkün duruma sokmak, bölgemizdeki şu kıyamet gibi ortamda hava savunma sistemsiz bırakmak değildir.
BİZ SAVAŞTA MIYIZ?
İkinci örnek Filistin konusu. Bir hafta önce Sayın Bakan verdiği bir mülakatta Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırılara bir baba olarak yaklaşımına ilişkin soruyu rahatlıkla "Ben bir savaştayım" diyerek yanıtlayabiliyor.
Ben de bu kürsüden Sayın Bakana sormak isterim: Sayın Bakan siz Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanısınız. Dolayısıyla siz dünya için bizzat Türkiye Cumhuriyeti demeksiniz. Ağzınızdan çıkacak her söz, bütün bir ulusu bağlar. Biz savaşta mıyız? Savaştaysak hangi ülkeye karşı, kimin yanında, ne uğruna, ne zaman savaşa girdik? Savaş kararı alınacak yer burası yani yüce Meclisimiz değil mi? Siz ne ara Meclisimizden habersiz olarak bir yerlere savaş ilan ettiniz?
Filistin meselesinde o denli Hamas yanlısı olduk, o denli Filistin meselesini Hamas davasına eşitledik ki sözümüz duyulmaz, dinlenmez, ciddiye alınmaz oldu.
ASKERİ MACERALARIN KARŞISINDAYIZ
Diğer iki komşumuz Suriye ve Irak'ta da askeri varlığımız bulunuyor. Kimse terörle mücadeleye karşı çıkıyor değil. Ancak siyasal hedefi belirsiz askeri harekatların diplomatik sonuçlarının orta ve uzun vadede kazanım olmadığını herhalde öğrenmiş olmalıyız.
Yayılmacı olmadığımızı, irredentist olmadığımızı, yani başka ülkelerin toprağında gözümüz olmadığımızı, revizyonist olmadığımızı sürekli yineliyoruz.
O zaman sürekli Osmanlı İmparatorluğu vurgusunu neden yapıyoruz?
O DERME ÇATMA OYUNDAN HAYIR GELMEZ
Siz içeride Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atamak gibi ceberrut hamlelerin peşinde koşar, hukuksuz ve anayasaya aykırı uygulamalarla güç gösterisinde bulunmaya kalkarsanız, emin olunuz sizin Suriye ve Irak'ta aklınızca kurmaya kalktığınız o derme çatma oyundan da memlekete hiçbir hayır gelmez.
ASKERİMİZİN CANI DOLARLARIN TAMAMINDAN KIYMETLİDİR
elli ki bizden saklanan bir şeyler var. Aksi halde bu anlaşmalar bir günde TBMM Dışişleri Komisyonuna intikal eder, oradan da 48 saat içerisinde Genel Kurula aktarılır, akabinde Resmi Gazetede yayınlanırdı. Şayet, ülkemizin çıkarına, ulusal ve uluslararası hukuka uygun bir içerik sunulsaydı; biz de desteklerdik. Fakat durumun böyle olmadığı, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üzerinden bir takım karanlık hesapların yapıldığı açık.
Kimse kusura bakmasın, bizim tek bir askerimizin canı, iktidarınıza bağlı gizli odakların Afrika'da elde etmeyi planladığı milyar dolarların tamamından kıymetlidir. Kimsenin Türk askerinin kanı üzerinden pazarlık yapmasına tahammülümüz yok.
Dilerim bu içten ve akılcı uyarılarımıza kulaklarınızı tıkamazsınız. Biz CHP olarak iktidara geldiğimizde ülkemizi nasıl olsa Atatürk'ün şekillendirdiği geleneksel dış politika çizgisine geri getireceğiz. Ama sizden kalacak enkazın kaldırılması, dış politikamızın rayına oturtulması, zedelenen hatta yitirilen uluslararası itibarımızın yeniden imarı ise büyük emek ve kaynak gerektirecek.