CHP'den tutum belgesi: 10 Maddelik acil durum çağrısı!

CHP’nin hazırladığı ‘Tutum Belgesi’nde derhal OHAL’in kaldırılması ve gayri meşru anayasadan vazgeçilmesi istendi.

CHP, Adalet Yürüyüşü’nün ardından ‘ortak dil’ oluşturmak için tutum belgesi hazırladı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 maddelik Maltepe çağrısını da kapsayan belgede, “OHAL mağduriyetleri giderilmeli, muhaliflere yönelik kıyıma son verilmeli; düşünce, ifade ve medya özgürlüğü sağlanmalı; gayri meşru anayasadan vazgeçilmeli, gazeteciler ve milletvekilleri serbest bırakılmalı” gibi maddeler yer alırken tüm toplum, bildirinin hedeflerini sahiplenmeye ve gerçekleştirmeye çağrıldı.

Adalet Yürüyüşü’nün ardından toplanan ilk MYK’de, bundan sonraki süreçte “ortak bir dil ve söylem birliği” sağlaması açısından alınan ‘Tutum Belgesi’ kararı yaşama geçirildi.

CHP Genel BaşkanYardımcısı Bülent Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun Maltepe mitinginde açıkladığı 10 maddelik çağrı temelinde oluşturulan ‘Tutum Belgesi’ni milletvekilleri ve parti kurullarına gönderdi. Belgeden dikkat çeken başlıklar şöyle:

Bilinçli engelleme: 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna “sokağın/halkın 15 Temmuz’u” diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir.

OHAL kalkmalı: İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapıldı, TBMM’nin yetkileri gasp edildi. Biz buna “Saray’ın 15 Temmuz’u” diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir.

Bağımsız ve tarafsız yargı: Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalı. Adil yargılanma hakkı eksiksiz uygulanmalı.

OHAL mağduriyetleri giderilmeli: OHAL mağdurları adeta ‘sivil ölüme’ terk edilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.

Muhalife kıyım bitmeli: 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu vekiller derhal serbest bırakılmalıdır.

Gazeteciler serbest bırakılmalı: 150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

Gayri meşru anayasadan vazgeçilmeli: OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen anayasa değişikliği gayri meşrudur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayri meşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.

Laik hukuk devleti: Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelidir.

Adaletsizlikler giderilmeli: İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir.

Türkiye yüzünü insan haklarına çevirmeli: Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.

‘Sahiplenme ve mücadele’ çağrısı

10 maddeden oluşan Tutum Belgesi’nin sonunda tüm bu kapsamda yasama, yürütme ve yargı erklerini kullanan yetkililere bu uyarıların iletildiği belirtilerek, “Siyasal partileri, toplumun farklı kesimlerini, sivil toplum örgütlerini ve bütün yurttaşları, bildirinin hedeflerini sahiplenmeye ve hayata geçirmek için mücadeleye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye Haberleri