halktv.com.tr Haber Merkezi
“Sivil Darbenin Dördüncü Yılında Türkiye” başlıklı raporda, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’in 7 kez uzatılarak olağanlaştırıldığı ve bir ‘sivil darbe rejimine’ dönüştürüldüğü vurgulandı. Bu dönemde Türkiye’de hak ve özgürlüklerin yoğun şekilde ihlâl edildiği belirtilen raporda, ‘yasama yetkisinin gasp edilerek baskıcı bir tek adam rejimine dönüştüğü’ ifade edildi.
FETÖ’nün siyasi ayağı
Raporda, 15 Temmuz’da yaşanan irticacı darbe girişiminin ardından, kamu kurumlarında 125 binin üzerinde FETÖ ile irtibatlı olduğu iddia edilen kişinin atamalarını yapan siyasi ayağın ortaya çıkarılmasının iktidar tarafından istenmediği ifade edildi. Bu süreçte muhalefetin önergelerinin de kabul edilmediği vurgulandı.
TBMM Darbe Araştırma Komisyonunun çalışmalarına son verilmesinin ardından düzenlenen komisyon raporunun Meclis ve kamuoyundan saklandığı da hatırlatıldı.
Geçmişe dair hatırlatmalar yapılan raporda; ByLockçuların listesinin, 15 Temmuz gecesi bakanların ve siyasilerin nerede olduğunun, HTS kayıtlarının, devletin kozmik odasına FETÖ’nün neden sokulduğunun, MGK kararına rağmen FETÖ yapılanmasına ilişkin niçin işlem yapılmadığının yanıtlanmadığı ifade edildi.
Bununla birlikte, 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulunun FETÖ’ye dair kararının dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafınca bakanlar kurulu imzasına açılmadığı da hatırlatıldı.
KHK’lilerin mağduriyetleri
Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) 3 bin 213 kişinin rütbesinin alındığı, 270 yurt dışı öğrencisinin öğrencilikle ilişiğinin kesildiği, 2 bin 761 kurum ve kuruluşun kapatıldığı ve 125 bin 678 kişinin kamu görevinden ihraç edildiği hatırlatılarak, 22 Aralık 2017’de OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun karar verme sürecine başladığı belirtildi. Bu süreçte komisyona 126 bin 300 kişi başvuruda bulundu ve 3 Temmuz 2020 itibarıyla komisyon 108 bin 200 karar verdi. Başvurulara verilen kararların 12 bin 200’ü kabul yönünde gerçekleşirken, 96 bin başvuru reddedildi.
Söz konusu komisyon kararları kamuoyuna açıklanmadı, hangi kriterlerin göz önünde bulundurulduğu ve hangi koşullara göre uygulanacağına dair herhangi bir bilgi verilmedi.
OHAL koşullarında seçimler
Yüksek Seçim Kurulunca (YSK) KHK’lilerin belediye başkanı adayı olmalarının engellenmediği hatırlatılan raporda, seçilenlerin seçim sonrasında YSK tarafından engellendiği belirtildi. Raporda, “KHK’li olan adaylar seçilmelerine rağmen belediye başkanlığı görevleri gasp edildi, mazbatalar düşük oy alan ve Cumhur İttifakı mensubu ikinci adaylara verildi” ifadeleri kullanıldı.
Kayyum atamalarının da yaygın bir uygulama hâline geldiğinden bahsedilen raporda, CHP’li 3 belediye başkanının görevden alındığı ve HDP’li 65 belediyeden 51’ine kayyum atandığı ifade edildi.
YSK’nin 2017 Referandumu’nda sandığa atılan mühürsüz oyları geçerli sayarak anayasa değişikliğinin meşruiyetini zedelediği belirtilirken, aynı YSK’nin aynı sandığa giren oylardan yalnızca büyükşehir belediye seçimini iptal ederek İBB seçimlerini tekrarlattığı da hatırlatıldı.
Basın özgürlüğü
Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ndeki yerine vurgu yapılan raporda, bu endekste 2018 ve 2019 yıllarında 180 ülke arasında 157’nci ve 2020 yılında 154’üncü sırada olduğu belirtildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın raporundan yola çıkılarak 76 basın mensubunun cezaevinde olduğu belirtilirken; Libya’daki MİT mensubunun şehit olduğu haberi nedeniyle tutuklanan Müyesser Yıldız, Murat Ağırel ve Barış Pehlivan’a da yer verildi.
Freedom House endeksine de referans verilen raporda, Türkiye’nin 2017’de 100 üzerinden 38 puanla “Kısmen Özgür” ülke statüsünden; 2018’de 32 puan, 2019 yılında 31 puan ve 2020 yılında ise 32 puanla “Özgür Değil” kategorisine gerilediği belirtildi.