CHP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi'ni fesh ettiği kararı Danıştay'a taşıdı. Danıştay'a başvuru yapan CHP'li heyet, kararın yok sayılması, iptali ve yürütmesinin durdurulması yönünde üç talep sıraladı.
Danıştay'a başvurunun ardından açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "AK Parti'nin yaptığı tek iyi iş ne diye sorsanız İstanbul Sözleşmesi'ni söylerdik. 19 yıldır yaptıkları en iyi işten geri dönüyorlar. Coğrafi ev sahibi, ilk kabul eden ülke olduğumuz, üzerine titrediğimiz bu önemli meseleden AK Parti'nin bu şekilde çekiliyor olması elbette sadece kadınların meselesi değildir. Bu Türkiye'yi seven tüm yurttaşların meselesidir." dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise, "İstanbul Sözleşmesi, TBMM'de yürürlüğe girmiştir. Bu kanun yürürlülükte olduğu sürece Cumhurbaşkanının bir kararname ile sözleşmeden çekiliyorum demesi hukuk literatüründe yok hükmündedir. " diye konuştu.
CHP'li Özel, Danıştay'a başvurusunun ardından şu açıklamaları yaptı:
20 Mart 2021 günü bir gece yarısı tek adamın iradesi ile ve tek başına attığı bir imza ile Türkiye'nin TBMM kararıyla taraf olduğu bir uluslararası anlaşmadan çekilme kararı bütün Türkiye'yi sarsmıştı. Bu karara karşı son derece haklı tepkiler yükseldi ve devam ediyor. Biz ilk günden beri bu alanda mücadele edeceğimizi söylemiştik. Bu güne kadar bunun bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla şeklen yapılmasından dolayı Danıştay'a çok sayıda başvuru yapıldı. Biz her bir başvuruyu kıymetli görüyoruz.
Bir aydır hukukçularımızın yürüttüğü titiz çalışma sonucunda CHP Grubu olarak -bu sözleşmeye istisnasız tüm milletvekillerinin oy verdiği bir grup olarak- sözleşmeden çekilme yetkisinin TBMM'de olduğunu bir kez daha vurgulayarak Danıştay'a bu kararın yok sayılması, iptali ve yürütmesinin durdurulması yönünde üç talepli başvurumuzu az önce yaptık.
Üç ana talebimiz var, bir tanesi usul yönünden bu kararın yok olduğunu düşünüyoruz, iddia ediyoruz ve Danıştay'da bu yokluğun tespitini istiyoruz. İkincisi yapılan işlemin tamamen anayasaya aykırı olduğunu tüm yönleriyle delillendiriyor ve anayasa aykırılık yönünden iptal etmesini istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilindi onun yarattığı olumsuz iklimin hem şiddeti uygulayanlarda, hem de kanunları uygulama yükümlülüğü olanlarda yarattığı kadınlar aleyhine olumsuz etkiyi de hepimiz görüyoruz. Yılın ilk üç ayında 88 kadının katledildiği bir ülkede AK Parti İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye çalışıyor. Bu yüzden de Danıştay'dan ivedilikle bu Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın yürütmesinin durdurmasını istiyoruz. Bu yürütmeyi durdurma talebimizi Danıştay'ın öncelikle ele alacağını ve bizim lehimize değil kadınların lehine, Türkiye'nin lehine sonuçlandıracağını ümit ediyoruz.
'AK Parti'nin yaptığı tek iyi iş ne diye sorsanız İstanbul Sözleşmesi'ni söylerdik'
AK Parti'nin yaptığı tek iyi iş ne diye sorsanız İstanbul Sözleşmesi'ni söylerdik. 19 yıldır yaptıkları en iyi işten geri dönüyorlar. Coğrafi ev sahibi, ilk kabul eden ülke olduğumuz, üzerine titrediğimiz bu önemli meseleden AK Parti'nin bu şekilde çekiliyor olması elbette sadece kadınların meselesi değildir. Bu Türkiye'yi seven tüm yurttaşların meselesidir. Bu yüzden tüm kadın milletvekillerimiz ve erkek vekillerimizi temsil edenlerimizle birlikte bu dayanışmayı, mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu son değildir. Bundan sonra da atılabilecek hangi adım, savunabilecek hangi pozisyon varsa orada İstanbul Sözleşmesi'nin yanında, arkasında duracağız. İstanbul Sözleşmesi'ni savunmak hayatı savunmaktır. Bu savunmaya hep birlikte, omuz omuza, gururla, inatla devam edeceğiz.
'Hukuk literatüründe yok hükmündedir'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise şöyle konuştu:
Bugün, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararı ile çıkılması sonrasında CHP örgütleri olarak başlattığımız mücadelenin bir başka aşamasındayız. İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı çekilinmesinin hem anayasa aykırı olduğunu hem yok hükmünde olduğunu bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Bu sadece bir kadın meselesi olmayıp, toplumun kadın erkek tüm bireylerini ilgilendiren bir mesele olduğu mesajını da vermek istedik.
İstanbul Sözleşmesi hala yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi, TBMM'de yürürlülüğe girmiştir. Bu kanun yürürlülükte olduğu sürece Cumhurbaşkanının bir kararname ile sözleşmeden çekiliyorum demesi hukuk literatüründe yok hükmündedir.
İstanbul Sözleşmesi uyarınca, kadının, mağdurun beyanı esastır ilkesi şimdi deniyor ki "Artık sözleşmeden çekildik. Sizin beyanınız esas değildir, delil getirin" diyorlar. İşte tüm bunlar İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin tüm yurttaşlarımız açısından, insan, yaşam hakları açısından çok büyük sonuçlar doğuracaktır. Yürütmenin durdurulmasının kararının bir an önce verilmesi gerektiğine inanıyoruz. İstanbul Sözleşmesi kadınları yaşatır, İstanbul Sözleşmesi 18 yaşından küçük çocuklarımızın zorla evlendirilmesinin önüne geçen bir sözleşmedir.