Öztrak'ın açıklamasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
-Her gün ayrı bir iddia, yalan ve iftira tedavüle sokuluyor. En son Adalet ve Kalkınma Partisi'nin belediye başkan adayı, yıllarca en önemli makamları işgal etmiş kişi. Komedi sınırlarını aştı,trajik bir hal almaya başladı.Sandık başkanlarının tipinden AK Parti'ye oy vereceğini anladığını ve pusula verilmediğini söylüyor. Bu iddia başta AK Partili kardeşlerimiz olmak üzere tüm İstanbulluların aklıyla akıl etmek demektir. Zaten daha fazla oyun büyükşehir belediye başkanı için kullanıldığını göreceksiniz. Bu siyaset erbabına Allah akıl fikir versin. Bakalım 200 sayfalık gerekçeli karar buna kılıf olmaya yetecek mi? İstanbul'un dünyalığı için ahiretliği dahil her şeyi yakmaya razı geldiler.YSK kararında bu hususların yer almasını bekliyoruz. AKP, YSK'ye verdiği dilekçesinde pek çok şey iddia etti ama oy çalındığını hiç söylemedi. YSK açıkladığı kısa kararda çalmaktan söz etmedi. Ancak AKP'nin Genel Başkanı ve İBB Başkan adayı devamlı oylar çalındı diyor. Bu oylar çalındıysa açıklasınlar. AK Parti'nin gözlemcileri, görevlileri nasıl göz yumdu?
-YSK de bunu bir iptal gerekçesi olarak kararında yer verecekse bu soruların cevaplarını da açıkça belirtmelidir. Saray'ın kibirli adamının baştan beri söylediği kamera görüntülerinin de yer almasını bekliyoruz. Eğer görmezsek o zaman bu iftiracılar çıkıp milletten özür dilemeliler.
-Erdoğan sürekli bazı sandıklarda oy sayım cetvellerinin mühürsüz veya eksik olduğunu iddia ediyor. Bu husus YSK'nin kısa kararında yer almıyor. Daha önceki itirazlar üzerine imzasız ve boş sayım cetveli olan sandıkta oylar yeniden sayılmış, sonuç değişmedi. YSK gerekçeli kararında bunu iptal gerekçesi olarak görecekse o zaman ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının neye yaradığını da açıklamalıdır. AKP bunlara sandık başında itiraz etmemiştir. Islak imzalı tutanaklar İlçe Seçim Kurulu'nda birleştirilirken de itirazda bulunmamıştır. İptal gerekçesi olacaksa oy sayım cetvellerindeki eksikliklerin seçim sonuçlarına nasıl etki ettiğini YSK açıklamalıdır.
-Sandığa sandık başında sahip çıkılır. YSK'nin tüm geçmiş kararlarında da bu böyledir.
-YSK'nin geçmişteki uygulamalarına neden karşı çıktığını da bu gerekçeli kararda herhalde açıklayacaktır. Belli ki çalınan minareye 200 sayfalık gerekçeli karar ancak yetmiştir. Aslında kararın siyasi olduğu tüm milletimiz tarafından görülecektir. YSK, bunları yapmazsa kararın hukuki değil siyasi olduğu bir kere daha anlaşılacaktır.
-Aslında YSK'nin bir tane asıl üyesi var. O da Saray'ın kibirli kişisi. Diğerlerinin hepsi ise yedek. Yazılan gerekçede kuzuyu kapan kurdun, kuzuyu suçlamasından başka bir şey olmayacaktır.