CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, HDP Eş Başkanı Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesine saldıran ve sonrasında gözatına alınan Murat Alp ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun fotoğrafına ve Bakanın yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Tezcan yaptığı yazılı açıklamada "Hakaret etmeyin, istifa edin Sayın Bakan!" dedi.
Tezcan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“İçişleri Bakanının fotoğrafı, takip edilen hükümet siyasetinin fotoğrafıdır.
Hükümetin terörle mücadele siyaseti yerine, terör üzerinden siyaset yapma tutumu, terörle mücadele yerine terörden yaralanma siyaseti, bu tutum ve siyaset çerçevesinde oluşturduğu nefret dili bu ve benzeri çatışma ve saldırıları teşvik edecek niteliktedir.
Hükümetin, Gölbaşı saldırısının arka planındaki gerçeğin peşine düşmesi, bu psikolojiyi yaratan ortamı gidermenin yollarını araması gerekirken, bunu yerine içişleri bakanının hala aynı nefret dili üzerinden kendini savunmakta bir sakınca görmemesi dehşet vericidir.
Sayın Bakan, Mahalle eşrafıyla fotoğraf çektirmemişsiniz. Mahalle magandası ile poz vermişsiniz.
Yüksek perdeden sağa sola hakaret ve küfür ederek suçunuzu örtemezsiniz. Söz konusu fotoğraf karakol önünde mahalleliyle çekilmiş tesadüfü bir fotoğraf değildir. Görüntüye göre karakolun içinde poz verilerek çekilmiş bir fotoğraftır. Saatlerce saldırıp cenazeyi mezardan geri çıkartan ahlaksızların karakolda şüpheli olarak gözaltına alınma dışında ne işi olabilir?
Türkiye 40 yıldır bölücü terörle mücadele ediyor. 40 yıllık mücadele döneminde ilk kez mezarlara saldırıldığı bir aşamaya geldik. Bunun nedenlerini oturup düşünmek yerine hamaset ve hakaretle içişleri bakanlığı olmaz.
İktidar gücüyle devletin devasa propaganda imkânlarını kirli bir şekilde kullanıp, siyaseti kriminalize ederek, kendinizden olmayan, emrinize uymayan herkesi terörist ilan etme, toplumu kin ve nefret dili üzerinden bölme tutumunuz bu ahlaksız, insanlık dışı girişimlere de cesaret vermektedir.
Verdiğiniz bu pozun ise cesaretin de ötesinde bir teşvik vesilesine dönüşebileceğini anlayıp o mahcubiyetle bir açıklama yapmanız beklenirken, kullandığınız saldırgan üslup, suçüstü psikolojisini akla getiriyor.
Soruşturmanın nefret suçu yerine toplantı ve gösteri yürüyüşleri mevzuatı çerçevesinde yürütülerek hafifletilmesinde ve çok sayıda şüphelinin serbest bırakılmasında acaba bu fotoğrafın ve fotoğraf ortamının etkisi yok mudur?
Eğer geçmişten bir benzerlik ve kötü hatıra aranıyorsa adres rahmetli Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun idamı değildir. Hafıza tazelemek istiyorsanız buna en yakın ve uygun fotoğraf rahmetli Hrant Dink’in katili ile karakolda çekilen fotoğraftır.
Demokratik bir ülkede böyle bir fotoğraf istifayı gerektirir. Hakaret etmeyin, istifa edin Sayın Bakan!"