CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman, bugün Ankara’da görülen Şule Çet davasıyla ilgili yaptığı açıklamada “Sanık sandalyesinde oturan kişi duruşmada maktulün babasına karsı söylediği “kızına sahip çıksaydın” sözü işlenen suçun kabulüdür. Kadını yok sayan zihniyet sona erene kadar sürdürülecek bu kararlı mücadele bizler için bir onur ve varoluş meselesidir” dedi.
Üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili 2 sanığın, "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasına Ankara'da görüldü. Sanıklardan Çağatay Aksu'nun, Çet'in babasına yönelik "kızına sahip çıksaydın" sözleri duruşma salonunda ve kamuoyunda büyük tepki gördü. Davayı yakından takip eden CHP İstanbul İl Kadın Kolları da konuyla ilgili bir mesaj yayınlayarak sanığın sözlerine sert tepki gösterdi. CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman tarafından yapılan yazılı açıklamada “Kadını ötekileştiren; cinsel bir obje olarak görüp her turlu taciz, istismar ve tecavüzü kendinde hak olarak gören; bu davranışları sergileyen anlayışa evde, sokakta, iş yerinde ve hiçbir yerde kabul etmediğimizi bir kez daha yenilemek istiyoruz” ifadeleri kullandı.
CHP’li Ağırman, Şule Çet davasına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“29 Mayıs 2018'de Ankara’daki bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybeden Şule Cet, Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2. sınıf öğrencisiydi. Şüpheli ölümünün ardından 1 yıl geçti.
Çet Ailesi, olayın intihar değil cinayet olduğunu iddia ediyor ve otopsi bulguları ve telefon kayıtlarıyla olay ispatlamaya çalışıyor.
Çet’in ölümüne ilişkin açılan soruşturmada, Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından, sanıklar için "cinayet", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti tehdit"' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Yine bir kadın cinayeti ve öncesinde süregelen sistematik tehdit, şantaj, cinsel istismar ve tecavüz; yine, intihar süsü verilmeye çalışarak genç bir katinin yok edilişi; yine katini susturmaya çalışan, tehdit eden ve kadını suçlayan açıklamalar geliyor sanıklardan, avukatlarından ve ailelerinden.
Ama bilinmelidir ki biz kadınlar olarak erkek egemen zihniyet tarafından maruz bırakıldığımız taciz, şiddet ve istismara nasıl karşı durduysak, erkek egemen zihniyetin kadını suçlayan ve kadını ezip sildirmeye çalıştığı tüm bu açıklama ve anlayışa da karsı durmaya devam edeceğiz. Olay açıklığa kavuşturuluncaya kadar da bu davanın da takipçisi olacağız.
Sanık sandalyesinde oturan kişinin bugünkü duruşma esnasında maktulün babasına karsı söylediği “ kızına sahip çıksaydın” sözünün işlenen suçun adeta kabulü anlamına geldiğini herkesin bilmesini istiyoruz. Her iki sanığın da çelişkili, birbirini suçlayan, tanık ifadelerini ve tıbbi delilleri yok sayan ifadeleri ve bugünkü duruşma esnasındaki saldırgan tutumlarının mahkemece dikkate alınacağını umuyoruz.
Kadını ötekileştiren; cinsel bir obje olarak görüp her turlu taciz, istismar ve tecavüzü kendinde hak olarak gören; bu davranışları sergileyen anlayışa evde, sokakta, is yerinde ve hiçbir yerde kabul etmediğimizi bir kez daha yenilemek istiyoruz.
Kadın, tek başına değildir. Yalnız değildir. Kadına yönelik şiddet, kimden gelirse gelsin kararlılıkla karşında durmaya devam edeceğiz. Eş, eski eş, sevgili, baba, oğul, kardeş, kadına karsı şiddeti kim ve hangi yolla göstermeye kalkarsa kalksın, karşında kadın dayanışmasını bulacaktır. Güçlü kadın, bu toplumun omurgası olacaktır.
CHP Kadın Kolları da bu kadın dayanışmasının bir parçası olmaya devam edecektir. Kadını yok sayan zihniyet sona erene kadar sürdürülecek bu kararlı mücadele bizler için bir onur ve varoluş meselesidir.”