Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Slovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Ivan Korcok'la Dışişleri Bakanlığında gerçekleştirdikleri ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından dönemin Avrupa Birliği (AB) liderlerinin, Türkiye'yi ziyaret etmediklerini ve yeterli destek vermediklerini kabul ederek özür dilediğini belirten Çavuşoğlu, "Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en ciddi tehditte bile AB stratejik önemini biliyoruz dediği Türkiye'yi o zaman yalnız bıraktı" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye-AB arasındaki müzakerelerin siyasi saiklerle durduğuna işaret ederek "Elimizde bir tek göç mutabakatı kaldı. Buna baktığımız zaman da 2016'dan bu yana Türkiye bu mutabakat bağlamında tüm yükümlülüklerini yerine getirdi. AB ise getirmedi, getiremedi, getirmek istemedi" değerlendirmesinde bulundu.
Son 1 sene içinde gerginliklere bakıldığında ise AB'nin kendi değerleriyle çelişme pahasına dayanışma anlayışı çerçevesinde tamamen Türkiye'nin aleyhinde olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "AB üyesi ülkelerin haksız politikalarını ve maksimalist taleplerini desteklemek zorunda kaldı" açıklamasında bulundu.
Çavuşoğlu, 2020 Aralık'ta gerçekleşen liderler zirvesinin ardından pozitif bir ortam oluştuğunu belirterek "Türkiye-AB ilişkilerinin mesafe katedebilmesi için geçmişteki hataların tekrar edilmemesi, AB'nin samimi, stratejik davranması gerekiyor" dedi.
"Savunma sanayisi alanında da önemli fırsatlar var"
Çavuşoğlu, savunma sanayisi alanında da önemli fırsatlar olduğunu belirterek "Savunma sanayisinde müttefikler arasında kısıtlamaları doğru bulmuyoruz. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu konuda bir çalışma yapıyor. Gelecek hafta gerçekleştireceğimiz NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda bunu ele alacağız" bilgisini paylaştı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Vişegrad Dörtlüsü'yle ilişkilerinin ise her geçen gün daha iyiye gittiğine işaret etti.
Çavuşoğlu, "Slovakya'ya AB üyelik sürecimize verdikleri destek için çok teşekkür ediyoruz. Üyelik konusunda bizden de kaynaklanmayan bir yavaşlama, adeta bir durma var" dedi.
Suriye'de iç savaşın 11'nci yılı
Suriye'de iç savaşın 11'nci yılında gelinen noktaya ilişkin değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, "Bugün geldiğimiz noktada iyimser olabileceğimiz konular da var ama halen karamsar olduğumuz konular da var" diye konuştu.
Çavuşoğlu, her şeyden önce insani bir dramın söz konusu olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
"Bugün 13 milyondan fazla Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bunların yaklaşık 3,6 milyonu bizde yaşıyor. Bugün Suriye'nin kendi toprakları içinde 6 milyona yakın insan evini terk etmiş durumda. Yaklaşık 5 milyon Suriyelinin barınma ihtiyacı var. Bugün Suriye'de yaklaşık 2,5 milyon çocuk okula gidemiyor. Bizde de 1 milyon civarında okul çağında Suriyeli var. Bunların 700 bini okula gidebildi"
Çavuşoğlu, Suriye'de siyasi çözüme fazla yanaşmayan bir rejimin olduğunu ve bunun Suriye Anayasa Komisyonu toplantılarında da görüldüğünü belirterek siyasi süreç konusunda Türkiye'nin katkılarıyla ve öncülüğüyle bazen Rusya'yla, bazen Rusya-Türkiye-İran olarak adımlar atıldığına dikkati çekti.
"Astana sürecine de Cenevre sürecine de alternatif bir girişim değil"
Çavuşoğlu, Suriye konusunda tek yolun siyasi çözüm olduğunu, Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğünün kesinlikle korunması; gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşün sağlanması ve dönen insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, sahada insani yardımlara ilişkin adımların atılması gerektiğini de belirterek "Bugün biz, içeride ve Suriye'de yaklaşık 9 milyon insana insani yardım ulaştıran ülkeyiz. Uluslararası toplumun da yardımlarının yüzde yüzü şu anda bizim sınırlarımızdan karşı tarafa geçiyor" diye konuştu.
"Artık somut adım atma zamanı"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB'den beklentilerinin açık olduğunu, Türkiye'nin aday ülke olduğunu ve Türkiye-Batı Balkanlar ayrımını doğru bulmadığını belirtti.
Türkiye'nin şimdiye kadar verdiği tüm sözleri tuttuğunun ve bundan sonra da tutmaya hazır olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Önümüze siyasi engel çıkmasın" dedi.
Türkiye'de başlatılan yargı reformu, İnsan Hakları Eylem Planı ve ekonomik reformların bu süreci destekleyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Burada da AB çıpasının hiçbir zaman kaybolmaması gerekiyor" ifadesini kullandı.