İlçeye 3 kilometre uzaklıkta Bayramiç Barajı bölgesinde 80 kovan ile arıcılık yapan İskender Yıldırım, 18 Mayıs'ta arı kovanlarını kontrol etmek için arılığının bulunduğu bölgeye gitti. Yıldırım, 80 kovanda bulunan arılarının büyük bir bölümünün öldüğünü gördü.
ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, yaşanan bu arı ölümlerinin gündüz yapılan tarımsal ilaçlamalar olduğunu söyleyerek, üreticilerin tarımsal ilaçlamaları gece yapması gerektiğini konusunda uyarılarda bulundu. Türkiye'nin değişik bölgelerinde tarımsal ilaçlar nedeniyle arı ölümlerinin son zamanlarda ciddi artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Baytekin "Son olarak da Bayramiç'te İskender Yıldırım'ın arılarında ciddi zayiat meydana geldi.
Arılar soframıza gelen ürünlerin 3'te 2'sinin tozlaşmasında, meyve ve tohum tutmasında önemli rol oynuyorlar. Uzun yıllardan beri gerek hububat alanlarında gerekse zeytin bölgelerinde uçakla havadan ilaçlama nedeniyle doğal tozlayıcıların önemli bir kısmı yok oldu. Hem popülasyon düzeyinde önemli düşüşler var hem de doğada tür bazında eksilmeler var. Şu anda elimizde bitkilerin tozlaşmasını, meyve ve tohum tutmasını sağlayacak gerçek anlamda bal arıları kaldı. Dolayısıyla en azından yetiştirebildiğimiz, çoğaltabildiğimiz, kontrol altında tutabildiğimiz bu tozlayıcıların, bal arılarının kesinlikle korunması, muhafaza altında tutulması gerekiyor" diye konuştu.
'HER ŞEKİLDE BAL ARILARINA TARIMSAL İLAÇLAR ZARAR VERİYOR'
Geçen yıl ve bu yıl mart ayında Türkiye'nin değişik bölgelerinde çok ciddi arı kayıplarının yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Harun Baytekin, "Bunların ana nedenini tarımsal ilaçlar oluşturuyor. Yabancı ot ilacının ya da taş çekirdeklerde kullanılan mantar ilacının zararı olmaz, diye düşünülüyor ama tüm pestisitler bal arılarına zarar veriyor. Yani yaptığımız çalışmalarda özellikle petek analizlerinde ülkemizde kullanılan bütün ilaçların etken maddelerine rastlayabiliyoruz. Zehirlenme 2 şekilde gerçekleşiyor. Özellikle tarlacı arılarda sinir sisteminin bozulmasına neden olan ilaçlar var. Bu ilaçlar bal arılarının enerji ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çiçek ziyaretleri esnasında nektar veya poleni bir miktar kullandığında sinir sistemleri bozuluyor ve kovana geri dönemiyorlar. Dönemediği için ciddi bir tarlacı çöküşü oluyor. Netice itibarıyla kovan içindeki bakıcı arılar aç kalıyor. Bu şekilde koloni çöküşleri yaşıyoruz. Diğer yandan yine ilaç bulaşmış polen ve nektarı kovan içine çeken tarlacı arılar, kovan içi bakıcı arıların, larvaların beslenmesinde bu polenler kullanıldığı için petek içerisinde genç yavruların da ölümüne neden oluyor. Dolayısıyla koloni çöküşleri bu şekilde gerçekleşiyor. Tarlacı arıların doğadaki ve tarım alanlarındaki çiçekli bitkilerden toplayıp getirdikleri polen ve nektar aynı zamanda koloninin kraliçesinin beslenmesinde de kullanılıyor. Dolayısıyla kraliçenin yumurta performansını düşürdüğü gibi feromon salgısını yine kolonik kontrolünü zayıflatıyor. Her şekilde bal arılarına tarımsal ilaçlar zarar veriyor" ifadelerini kullandı.
'CAYDIRICI VEYA CEZAİ YAPTIRIMLAR UYGULANMALI'
Üreticilerin tarım il müdürlükleri tarafından yapılan uyarılara mutlaka uyması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baytekin, "Tarım il müdürlüklerinin taşra teşkilatları hangi üründe olursa olsun, 'Elmada, kayısıda, şeftalide, buğdayda, hububatta, yazlık ürünlerde ilaçlamayla ilgili uyarılarının ekinde mutlaka ilaçlamayı gece yapınız. Arı ve böceklerin faaliyette olmadığı dönemlerde ilaç kullanınız' diye uyarılar yapılıyor. Ancak üreticilerimizin önemli bir kısmı bu kurala uymuyor. Dolayısıyla doğal tozlayıcıların, bal arılarının, kelebeklerin faaliyette olduğu polen ve nektar toplamak amacıyla çiçek ziyaretinin yoğun olduğu dönemlerde yapılan ilaçlamalar ne yazık ki, bal arılarında çok ciddi zayiatlara neden oluyor. İlaçlama mümkün olduğunca gece yapılmalı. Hem gece hava daha sakindir, ilacı istediğiniz noktalara rahatlıkla ulaştırabilirsiniz hem de ilaçtan tasarruf edersiniz. Doğaya da fazla zarar vermemiş olursunuz. Eğer bu şekilde devam ederse teklifimiz gündüz saatlerinde yapılan ilaçlamaların yasaklanması. Kullananlar için desteklemelerden yararlanamamak gibi caydırıcı veya cezai yaptırımlar uygulanmalı. Aksi takdirde bal arılarını koruyamayacağız. Doğal tozlayıcılar zaten elimizden gitti. Kontrolümüzde olan bu arılarımıza da sahip çıkalım. En azından arılarımızı öldürmeyelim. Yoksa soframıza gelen gıdaların ciddi bir şekilde azaldığını göreceğiz" dedi.