Çağlayan saldırısına ilişkin örgütün Türkiye sorumlusu olduğu iddia edilen kişi hakim karşısında

Polis kontrol noktasına DHKP/C'li iki terörist tarafından gerçekleştirilen saldırıya ilişkin davada örgütün sözde Türkiye sorumlusu olduğu iddia edilen Öztürk hakim karşısına çıktı. Öztürk olayın olduğu zaman ev hapsinde olduğunu ve konuyla alakası olmadığını savundu.

İstanbul Adalet Sarayı'nın C Kapısı önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat 2024'te DHKP/C'li iki terörist tarafından düzenlenen silahlı saldırı gerçekleştirilmişti. Saldırıyı gerçekleştiren Emrah Yayla ve Pınar Birkoç etkisiz hale getirilmişti.

Adliye yakınından geçen Dilfiraz Karataş hayatını kaybederken 3'ü polis 6 kişide saldırıda yaralanmıştı. Saldırıya ilişkin tespit edilen 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde örgütün sözde Türkiye sorumlusu olduğu iddia edilen Ayten Öztürk'ün 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı.

26.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan duruşmada tutuklu sanık Ayten Öztürk ve sanık avukatları hazır bulunurken bir gizli tanıkta SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri) aracılığıyla katıldı.

"OLAY OLDUĞUNDA EV HAPSİNDEYDİM"

Tutuklu sanık Ayten Öztürk, “Gözaltına alındığımda ev hapsindeydim, ayağımda kelepçe vardı. O koşullarda evimin kapısı kırılarak içeri girildi. Bana dedikleri tek şey, 'Çağlayan'da bir olay oldu, seni gözaltına alacağız.' Çok terörize bir gözaltı süreciydi. Ellerim saatlerce arkadan kelepçeli kaldı. Ben herkesin toplatılıp delil üretilmeye çalışacaklarını düşündüm, öyle de oldu. Savcılıkta bana hiç ilgim alakam olmayan sorular soruldu. Şu ana kadar evimde hiçbir suç unsuruna rastlanmadı, hastaneye gitmek için bile mahkemeden izin alıyordum. Beni birkaç kişinin yalan beyanıyla, 'Ayten'i de alalım' diye aldılar. Bu iddiaların hepsi yalan ve iftira; hiçbir suçu kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Tutuklu sanık Ayten Öztürk'ün daha önce emniyette verdiği ifadesinde ise Pınar Birkoç'u ve Emrah Yayla'yı da tanımadığını, Çağlayan Adliyesi'ne yönelik saldırının yapılacağından da haberinin olmadığını ifade ettiği belirtildi. Mahkemede, tutuklu sanığın cep telefonunun incelendiğinde DHKP/C örgütüne ilişkin içerikler bulunduğu açıklandı.

'CEZAEVİNDEYKEN ÖRGÜT YÖNETİCİLİĞİ YAPTI'

Gizli tanık P.Ö, “Ben kendisini çok eskiden tanıyorum. Şahıs eskiden örgütlenme oluşturuyordu, daha sonra cezaevine girdi. Orada da örgütsel hareketleri devam etti; cezaevindeyken örgüt yöneticiliği yaptı. Fakat 2011'den sonrasında neler yaptığıyla ilgili bir bilgim yok" dedi. Tutuklu sanık Ayten Öztürk ise tanığın söylediklerine karşılık, “Gebze'de aynı hapishanede yattığımız doğrudur; fakat tanığın diğer söylediği her şey yalandır" dedi.

Tutuklu sanık avukatı, “Silahlı saldırı gibi bir olay olduğunda, emniyetin ve savcının ilk silahı kimin aldığı, kimin teslim ettiği, delil toplanması gibi süreçlerin olması lazımdı. Onun yerine operasyon yapalım dendi ve insan toplandı" diyerek müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederken diğer sanığın dinlenmesi için duruşmayı 15 Ocak'a erteledi.

İDDİANAME

İddianamede, şüpheliler Zerrin Sarı, Seher Demir, Musa Aşoğlu, Fehriye Erdal ile şüpheliler Necmiye Birkoç, Nejla Birkoç, Ayten Öztürk, Diyar Ersoy, Elif Ersoy, Ercan Güneş, Gamze Eroğlu, Hakan İnci, Hasan Karapınar, Meryem Özsöğüt, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Oktay Kelebek, Seda Şaraldı, Seher Adıgüzel ve Ulaş İnci'nin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7'şer yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Türkiye Haberleri