Tunceli Örenönü Tabiat Parkı'nda 20 Ekim 2021 tarihinde vücudunda darp izleri bulunan bir erkek cesedi bulundu. Olay yerine giden polis ve sağlık ekiplerinin ceset üzerinde yaptıkları ilk incelemede ölen kişinin 43 yaşındaki Bülent Demirkaya olduğunu tespit etti. Cansız bedeni bulunan Bülent Demirkaya’nın kafatasında darp izi ve vücudunda morluklar görüldü. Tunceli Emniyet Müdürlüğü Asayiş ve Cinayet Büro ekipleri yaptıkları ilk incelemede cinayet bulgusuna ulaştı.
Şüpheliler hakkında, Tunceli 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Davanın 4 Kasım'da görülen duruşmasında mahkeme, S.B. ve C.E.A.’nın delil yetersizliğinden beraatine karar verdi. Demirkaya’nın avukatı ve ailesi kararın hukuksuz olduğunu bütün delilerin katillerin aleyhine olmasına rağmen mahkemenin böyle bir karar vermesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
'Sanıklardan birinin DNA'sı Demirkaya'nın tırnaklarında çıktı ama...'
Bülent Demirkaya ailesinin avukatı Barış Yıldırım, aile bireyleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında sanıklardan birinin doku DNA’sının darp edilerek öldürülen Bülent Demirkaya'nın tırnaklarında çıktığını hatırlattı. Yıldırım, buna rağmen beraat kararının verilmesinin kabul edilmez bir durum olduğunu belirterek, "Sanıklardan birinin DNA profili Bülent Demirkaya’nın tırnaklarında çıktı. Buna ilişkin iddianamede de belirlemeler var. Buna rağmen maalesef yine sanıklardan birinin cep telefonunda Bülent Demirkaya’nın sırt üstü yere yatarken gözü kapalı çekilmiş fotoğrafı var. Bir marketin güvenlik kamerasına da sanıkların birisinin görüntüleri yansıdı. Üstünü siliyordu ve ayakta duramıyordu. Üstünde yeşil bir polar bulunamadı. Bu delil yok edilmiş durumda. Hiçbir olgu ve delil değişikliği yokken neden tahliye kararı verildi. Dosyada adil bir yargılama yapılarak, Bülent Demirkaya'nın ölümüne sebebiyet veren katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.
'Tahliye kararın verilmesini hukuka da vicdana aykırı buluyoruz'
Avukat Yıldırım, beraat ve tahliye kararını hukuka aykırı bulduklarını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:
“18.10.2021 tarihinde Tunceli merkez İsmet İnönü Parkı mevkiinde bir hemşerimiz öldürüldü, katledildi. Bu süreç içerisinde Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldü. İki kişi hakkında kasten adam öldürme suçundan kamu davası açıldı. Fakat yapılan yargılama neticesinde 4 Kasım 2022 tarihinde iki kişi hakkında maalesef beraat ve tahliye kararı verildi. Dosyada Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı soruşturma neticesinde aldığı ölü muayene, otopsi tutanağı, adli tıp raporu, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı raporu, şüphelilerden birinin telefonundan alınan görüntüye rağmen bu kararın verilmesi hukuka aykırıdır. Dosyada delillerde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen hem beraat hem de tahliye kararı verilmesi yaşam hakkının ihlal edilmesine yol açmıştır. Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvence altına alınan yaşama hakkının, Anayasa'mızın 17 .maddesindeki yaşam hakkının ihlal edilmesi neticesini ortaya koymuştur. Ortada bu kadar kuvvetli deliller varken neden tahliye kararı verildi? Ailenin sorduğu soru bu. Adaletin burada tecelli etmemesi maalesef ailede büyük bir üzüntü ve manevi bir yıkıma yol açmıştır. Biz burada gerçekten de bu kadar güçlü ve haklı deliller olmasına rağmen böyle bir kararın verilmesi gerçekten hukuka aykırı buluyoruz. İstinafa başvuru yaptık, tüm hukuksal haklarımızı sonuna kadar koruyacağız, adli tıp raporunda Bülent Demirkaya’nın son derece sert darbelerle özellikle kafa bölgesine aldığı darbelerle beyin kanaması sonucu öldüğü sabit ve bu ortaya konulmuş. Burada tahliye kararın verilmesini hukuka da vicdana aykırı buluyoruz.
'Kovuşturma makamlarınca yeterinde ele alınmadı'
Mahkemede bu kişilere dair bir kanaat yoktu ise bu yargılama uzun bir süredir devam ediyordu. İlk 4 celsede kuvvetli suç şüphesini taşıyan somut olgular ve deliller var diye tutukluluk hallerine davam kararı çıkıyordu. Türk Ceza Kanunu’nun da öngörülen en ağır cezalardan bir tanesi müebbet hapis cezasıdır. Müebbet hapis cezası ile yargılanan kişinin tahliye edilmesini biz anayasanın 13. maddesinde düzenlenen orantılık, ölçülük ilkesine de aykırı buluyoruz. Her ne olursa olsun bu kişiler hakkında eğer tutuklama noktasında bir kanat oluşmamışsa adli kontrol kararı verilmesi lazım. Çünkü adli süreç devam ediyor, bitmiş değil. Yaşam hakkı en temel haktır. Yaşam hakkının korunmadığı yerde başka bir şey den söz edilemez. Yaşam hakkına yönelik burada kovuşturma makamlarınca yeterince ele alınmadığı kanaatindeyiz. Biz itirazlarımızı mahkemeye de sunduk. Mahkemede bu kişilere dair bir kanat yoktu ise bu yargılama uzun bir süre devam ett. Şu ana kadar 5 celse görüldü ilk dört celsede kuvvetli suç şüphesini taşıyan somut olgular ve deliler var diye tutukluluk hallerine davam kararı verildi. Son celse 2 hafta önce görüldü aradan geçen 2 haftada ne değişti. 4 Kasım’daki duruşmada yeni bir delil ya da sanıkların lehine yeni delil ya da bulgular yokken bütün deliller sanıkların aleyhine iken beraat kararın verilmesi akılla mantıkla vicdan ile izah edilemez. Bu kararı kabul etmemiz imkânsız, zaten duruşma savcısı da kararı kabul etmeyerek itiraz etti. Bizler de itiraz hakkımızı kullandık. Sanıkların kaçma şüphesi bulunmakta ve derhâl tutuklama kararı verilmelidir.
'Adaletin tekrar tecelli edilmesini bekliyoruz'
Bülent Demirkaya soruşturmasının tamamında ve duruşma aşamasında delil durumunda yeni bir değişiklik olmadı, yeni deliller bulunmadı, yeni bir gelişme olmadı, dosya ilk günkü gibi devam ediyordu. Duruşmaların tamamında mahkeme heyeti kuvvetli suç şüphesi kararı vererek 2 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veriyordu. Dosyada hiçbir olgu ve delil değişikliği yokken neden tahliye kararı verildi. Dosyada adil bir yargılama yapılmasını beklerken, beraat kararı tam bir hukuk skandalıdır. Bülent Demirkaya'nın ölümüne sebebiyet veren katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz. Sanıklardan birinin doku DNA’sı Bülent Demirkaya’nın tırnaklarında çıktı. Bu duruma ilişkin Doku ve DNA raporu dosyada mevcut. Yine sanıklardan birinin cep telefonunda Bülent Demirkaya’nın sırt üstü öldürülmüş halde yerde yatarken gözü kapalı çekilmiş fotoğrafı var. Bir marketin güvenlik kamerasına da sanıkların birisinin görüntüleri yansıdı. Görüntülerde sanık ıslak mendil ile üstünü sildiği görülüyor. Yine sanıklarından birinin üstünde olay anında giydiği yeşil bir polar görüntüler ile tespit edilmiş sanık kısa süre sonra polis tarafından yakalanmasına rağmen bu kıyafet hiçbir şekilde bulunamamıştı. Bu delil neden yok edilmiş? Bütün deliller sanıkların aleyhineyken ve dosyada hiçbir delil değişikliği yokken böyle bir karar verilmesini asla kabul etmiyoruz bütün itiraz haklarımızı kullandık adaletin tekrar tecelli edilmesini bekliyoruz.”
Ne olmuştu?
20 Ekim 2021 tarihinde Tunceli-Erzincan kara yolunun 10'uncu kilometresindeki Örenönü Tabiat Parkı’nda yürüyüş yapan bir kişi, yerde hareketsiz yatan erkeği görüp, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede isminin Bülent Demirkaya olduğu belirlenen kişinin öldüğü saptandı. Demirkaya’nın otopside, başında darp izleri tespit edildi. Olayın ardından bölgede inceleme yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, güvenlik ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarını incelemeye aldı. Görüntülerde, Bülent Demirkaya’nın, arkadaşları S.B. ve C.E.A. ile birlikte olay günü akşam saatlerinde park yakınındaki büfeden içki satın aldıkları görüldü. İlerleyen saatlerde geri dönen S.B.’nin bir markete girdiği ve elbiselerinin tozlu ve dağınık olduğu, ıslak mendille kıyafetlerini sildiği ve ayakta durmakta güçlük çektiği belirlendi. Gözaltına alınan, uyuşturucu kullanma suçundan kayıtları bulunan S.B. ve C.E.A. tutuklandı. Adli tıp raporunda ölen Bülent Demirkaya’nın tırnaklarında sanıklarının birinin dokusu, cep telefonunda Demirkaya’nın ölmüş halinin fotoğrafı çıkmıştı.