Erzincan'daki altın madeninde siyanür borularının patlaması skandalının ardından bir tedirgin eden haber de Manisa’dan geldi. Manisa Muradiye Orta Ölçekli Sanayi Bölgesi’ndeki 3 fabrika dün akşam saatlerinde siyanür ve sülfür atıklarını Karaali Köyü içinden geçen sulama kanalına bıraktı. Kanal yanında faaliyet gösteren bir fabrikada çalışan 8 işçi gazdan zehirlenerek hastaneye kaldırıldı.
“Ovaya acımıyorlarsa insanlara acısınlar”
Karaali Köyü’nde çiftçilik yapan Suat Kabak, akşam saatlerinde köyde ağır bir kokunun yaşandığını ve kanala zehirli atıkların bırakıldığını belirterek “Akşam fabrikada 8 kişi zehirlendi, ovaya acımıyorlarsa insanlara acısınlar. Bağlarımızı sulamak zorundayız, bu su hem ürünleri kurutuyor, hem topraklarımızı zehirliyor. Yetkililerin ilgilenmesini istiyoruz” dedi.
Karaali Köyü’nde tarım arazileri zehirlenen köylülerle birlikte sulama kanalı önünde basın açıklaması yapan İYİ Parti Yunusemre İlçe Başkanı Tufan Akan, yetkilileri Ege’nin en büyük çevre katliamına kayıtsız kalmakla suçladı. Siyanür ve sülfür atıklarıyla zehirlenen tarım sulamasında kullanılan suyun Muradiye Orta Ölçekli Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 3- 4 fabrika tarafından gerçekleştirildiğini kaydeden Akan, yaşanan katliamı şöyle anlattı:
“Fabrikalardan sulama kanalına akıtılan zehirden çevredeki bir fabrikada 8 işçi bu zehirli atıktan etkilenerek Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldı. Hayati tehlikesi olan işçi kardeşlerimiz var. Bugün sabah çevre fabrikalarda vardiya başladığında görüldü ki görüldü ki 2-3 kişi acile gönderildi ve AFAD’ın incelemesinde değerler yüksek çıktığı için bölge boşaltıldı. Burada şu an can sağlığını etkileyen çok net bir durum var. Zehir akıtılıyor buraya.”
Manisa Çevre, Şehircilik ve İklim İl Müdürü’ne seslenen Akan, “O koltukta neden oturuyorsun?” diyerek şöyle devam etti:
“Buraya iki adam göndermek çok mu zor? Devlet Su İşleri buraya gelip bakıyor, Mesir Sulama Birliğine ait bir kanal burası, Mesir Sulama gelip inceliyor. Yunusemre’deki yaşanan bulan bu çevre katliamı sadece Yunusemre’yi etkilemiyor. Bu kanal buradan akıp olduğu gibi Gediz Nehri'ne bağlanıyor, tüm Gediz Havzası'nı, tüm Menemen Havzası'nı ve İzmir’deki tarımı ve burada üretilen ürünleri etkiliyor. Zehir akıyor insanları göz göre göre bu yüzyılda tarım alanlarını ve insanları zehirliyorlar. Bunun karşısında hiçbir şekilde kamu kurumları gerekli önlemleri almıyor tüm uyarılarımıza rağmen. MASKİ ekiplerini ve Büyükşehir Belediyesi’ni ve tüm kurumları göreve davet ediyorum. Kontrol etmeye, buradan örnek almaya ve gereğini yapmaya davet ediyorum. Manisa Valiliği’ni, özellikle Çevre İl Müdürlüğü’nü, Çevre İl Müdürü'nü buraya davet ediyorum. Bir kere koltuğundan kalkıp buraya lütfedip gelip olayı incelemesini kendisine özellikle vurguluyorum. Bunlar hükümet ve devlet olmayı birbirinden ayırıyorlar. Biz devletiz. Çiftçi kardeşim de, fabrikada çalışan arkadaşım devlet. Ama devleti idare eden hükümet yetkilileri burada göz göre göre 2 yıldır hiçbir önlem almadan çevre katliamı yapıyorlar ve buna müsaade ediyorlar. O 3 tane çevre katliamına sebep olan fabrikaların sahipleri kimdir? kimlerle iş birliği içerisindeler? Bunların hepsinin takipçisiyiz. Gereğinin yapılmasını, tüm kurumların taşın altına elini koymasını acil olarak talep ediyorum. Bu konuyu ulusala taşıyacağız. Çünkü burada sadece Karaali bölgesi değil, sadece burada yaşayan çiftçilerimiz, vatandaşlarımız değil, merkez 6 mahallede tarım faaliyetlerinin yapıldığı mahalleler ve Gediz Nehri, tüm Manisa ovası tarım bölgesi ve Menemen Havzası ilgileniyor. Sadece Manisa’daki kurumlar değil, İzmir’deki kurumların da buraya gelip bu işi çözmesi gerekiyor.”
“Suyu içen hayvanlar ölüyor”
Demirköprü Barajı kapaklarının açılarak suyun akıtılmasını ve yağmurlu havaları fırsat bilen denetimsiz firmaların, bütün kirli atığı, zehiri suya akıttıklarını vurgulayan Akan, bu zehirli suyu içen hayvanların anında öldüğünü kaydederek, “Suyun içinde hiçbir canlı yaşamıyor. AFAD buraya gelerek tüm alanı boşalttı. Burada şuan can riskimiz var, acillik olabilir bu havayı soluyanlar. Konunun takipçisiyiz. İYİ Parti olarak bunu Türkiye’nin gündemine taşıyacağız” diye konuştu.
“Fabrikada üretim durdu”
İşçilerin zehirli gazdan zehirlenerek hastaneye kaldırıldığı Başoğlu Kablo ve Profil San. Tic. A.Ş. Fabrika Müdürü Bülent Ozan ise sabah 05:30’da AFAD ekiplerinin yaptığı gaz ölçümlerinin yasal limitlerin üzerinde, hidrojen sülfür gazıyla karşılaşıldığını belirterek, şunları söyledi:
“AFAD ekipleri bizi olay yerinden uzaklaştırdı. Bu gaz fabrika içini de etkiledi. Ve çalışanlarımızı hızlı bir şekilde fabrika içinden uzaklaştırdık. Dün vardiyalarımızı iptal ettik. Gündüz de iptal ettik, akşam vardiyalarımızı da iptal ediyoruz. Ancak biz büyük bir yan sanayiyiz, ana sanayilerimizi aksatma ihtimalimiz var. Dolayısıyla önce çevreye, sonra insan sağlığına sonra da ekonomiye ve buradaki sanayi firmalarına ciddi zararları olan bir faaliyet. Mutlaka buna neden olan unsurun bulunması gerekiyor. Birilerinin takip etmesi gerçekten önemli. Fabrikamızdan 7 kişi etkilendi Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi ve Şehir Hastanesi’ne sevk ettik. Yanımızdaki firmadan da 1 kişi zehirlendi o da hastaneye kaldırıldı. Hava kirliliğinin azaldığını düşünerek sabah mesaiye başladık. Sabah vardiyasında 2 kişinin daha rahatsızlandığını gördük ve 15 dakika içerisinde vardiyayı 15-20 dakikada üretimi durdurup personeli tahliye ettik. Çünkü sürekli olabiliyor ve kontrol altında değil. Dolayısıyla bütün gaz insanların çalıştığı fabrika bölgesine geliyor.”