1978 yılında TRT röportajında çocuğun diksiyonunun güzelliği izleyenleri hayran bıraktı.
Röportajda büyüklerinin gelecekteki meslek seçimi konusundaki telkinlerini anlatan çocuk, öğretmen olmak istediğini söyledikten sonra sevimli gerekçelerini tane tane anlatıyor.
İşte o röportaj:
Çocuk: Dedem milyoner yapacağını söylüyor. Annem mühendis olmamı istiyor. Babam "Ekmeğini kendin kazanmalısın" diyor. Büyükbabam "doktor", büyükannem "mimar", amcam "mühendis", halam "sanatçı", arkadaşım Ali "şekerci", Aygül ise kuruyemişçi olmamı istiyor. Ama ben hepsine "Hayır" diyorum.
-Peki sen ne olmayı düşünüyorsun?
Çocuk: Öğretmen.
-Neden?
Çocuk: Çünkü öğretmen olunca ödevini yapmayı unutanlara, resmini annesine yaptıranlara ve en öenemlisi sabahları uyuyakalıp okula geç kalanlara hiç ama hiç kızmayacağım. Sonra öğrencilere eşit davranacağım. Öyle bir kişiye 5 pekiyi verirken diğerine zayıf vermeyeceğim. Herkese 5 pekiyi, 5 pekiyi, 5 pekiyi. Biri gülerken diğeri ağlamasın. Bırakın herkes sevinsin. 5 pekiyi, 5 pekiyi, 5 pekiyi. Ama bizim öğretmenimiz hiç böyle yapmıyor. Sahi ben öğretmen olamaz mıyım amca?