T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz'a; bakanlık, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerinin ardından AKP'den İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olan Binali Yıldırım ile çocuklarının servetindeki artışın kaynağını sorduğu yazıları nedeniyle dava açıldı.
Binali Yıldırım'ın suç duyurusu üzerine Cumhuriyet Savcısı Tuncay Karcıoğlu'nun "kamu görevlisine hakaret" savıyla düzenlediği iddianamede Mehmet Y. Yılmaz'ın 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Yılmaz'ın davaya konu edilen dört yazısından "Binali Bey, sırrını ver, oyumu al" başlıklı olanı, haziran ayında Binali Yıldırım'ın başvurusu üzerine İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararı ile erişime kapatılmıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olmasının ardından Binali Yıldırım'ın kendisi ve çocuklarının -kamuoyunun da merak ettiği- servetindeki artışın kaynaklarını açıklaması gerektiğini yazan T24 yazarı Yılmaz hakkında açılan davanın ilk duruşması, İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 20 Ocak 2020'de, saat 10.55'te yapılacak.
İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, Mehmet Y. Yılmaz'ın "Binali Bey, sırrını ver, oyumu al!", "Binali Bey’e “özgül ağırlığına uygun” görev önerim", “Haydi Binali Bey, Ak Gençlik de bekliyor!” ve “Bence de Erdoğan, Binali Bey’i kıskanır” başlıklarıyla T24'te yayımlanan yazıları "basın yoluyla hakaret suçu" kabul edildi.
Binali Yıldırım'ın mal varlığını yazdı: 'Bu sırrı bir anlatsa, oyumu vereceğim'Binali Yıldırım'ın mal varlığını yazdı: 'Bu sırrı bir anlatsa, oyumu vereceğim'
Mehmet Y. Yılmaz, hiçbir hakaret ifadesi bulunmayan yazılarında, Binali Yıldırım'ın İDO Genel Müdürlüğü'nden milletvekilliği, bakanlık, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlığa uzanan çalışma hayatının kamuda geçtiği belirtilerek, kendisinin ve armatörlük de yapan çocuklarının servetlerindeki artışın kaynağını sordu.
3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu uyarınca "servet beyanı" gerektiren Yıldırım'ın kamudaki görevlerinin hatırlatıldığı yazılar ve savcılığın talebi, iddianameye şöyle yansıdı:
1) 14/ 06/2019 tarihinde kaleme aldığı “Binali Bey, sırrını ver, oyumu al!” başlığı altında yayımlanan haberde “Binali Bey’in çocukların bugün 17 şirketi 28 gemisi, iki adet de süper yatı var… Binali Bey’e kızgınlığımın nedeni bencil bir kişi olması… O günden sonra milletvekili seçilene kadar hep kamuda çalıştı. Bir belediye yatırımı olan İDO’da genel müdürlük de yaptı. Sonra da milletvekili oldu, bakan oldu, başbakan oldu. Yani neresinden baksanız sermaye biriktirecek bir işte çalışmadı. Ancak herkesten farklı olarak bildiği bir şey vardı ki onu çocuklarına öğretti. Çocukların bugün 17 şirketi 28 gemisi, iki adet de süper yatı var. Binali Bey, bu işin sırrı nedir? Benim 28 gemide gözüm yok vallahi, bir “bonzai tekne” alabileceğim kadar sır verseniz işimi görür… Küçük tasarruflarınızı gemi alabilecek hale getirirken hangi faizsiz bankacılık işlemlerini yaptınız? Sukuk piyasasında gelecek var mı?”
2) 06/09/2019 tarihinde “Binali Bey’e “özgül ağırlığına uygun” görev önerim” başlığı altında yayımlanan haberde "Bakın Yıldırım ailesinin çocuklarına, maşallah her biri Harvard’da örnek olay olarak okutulacak kadar başarılılar. Geliri sınırlı bir memur ailesinin çocukları, bugün ülkenin sayılı armatörleri arasındalar. İnternette bakıyorum – Allah nazardan saklasın, yollarını açık etsin – gemileri dünya denizlerinde adeta fink atıyor. Bu çocukları kim yetiştirdi? Binali Bey ve eşi. Gerçi Binali Bey, bu işin sırrını kimseler ile paylaşmaya niyetli görünmüyor ama Reis emrederse, eminim akan sular duracaktır. Binali Bey için makam önerim şu: Genç Girişimciler Bakanlığı. Böylece sınırlı bütçelere sahip ailelerin çocuklarının da dünya gözüyle üç kuruş para görmelerinin yolunu açabiliriz…”
3) 24/07/2019 tarihinde “Haydi Binali Bey, Ak Gençlik de bekliyor!” başlıklı haberde; “Bir gemi almak için aile birikimleri nasıl kullanılır? Aile, o parayı memur maaşıyla biriktirmek için hangi “on altın kuralı” uygulamalıdır? Bir gemi sonra iki gemi nasıl yapılır? İki geminin dört gemiye, dördün 16’ya çıkması için atılması gereken kritik adım, hangi noktada atılmalıdır?”
4) 11/09/2019 tarihinde “Bence de Erdoğan, Binali Bey’i kıskanır” başlıklı yazısında “Erdoğan’ın büyük mahdumu ancak “gemicik” diye tanımlanabilen gemiler alabilirken, Binali Bey’in çocukları maşallah rakip ülkeleri kıskandıracak bir deniz filosunun sahibi oldular” şeklinde ifadelere yer verdiği,
Şüphelinin alınan ifadesinde özetle yukarıda belirtilen yazıları internet haber sitesinde kendisinin yazdığını, seçim öncesinde televizyon tartışmasında adaylardan biri olan Binali Yıldırım’ın; "Benim ve çocuklarımın serveti şeffaftır, benim ve çocuklarımın servetini herkes inceleyebilir" anlamındaki sözleri üzerine kamuoyunun merak ettiği bir soruyu sorduğunu, tamamen gazetecilik merakları ile sorulmuş bir soru oluğunu beyan ettiği,
Müşteki Binali Yıldırım’ın daha önce Bakanlık ve Başbakanlık yaptığı, halen de milletvekili olduğu, şüphelinin yukarıda belirtilen ve internet sitesinde yayınlanan haberlerinde kullandığı ifadelerin basın ve düşüne özgürlüğü sınırlarını aştığı ve hakaret boyutuna ulaştığı, şüphelinin söz konusu haber yazılarında, müşteki ve ailesinin servetinin haksız kazanca dayalı olduğunu ve yolsuzluk yaptığını ima ettiği, bu durumun müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ve müştekiyi küçük düşürmeye yönelik olduğu,
Tüm dosya kapsamına göre şüphelinin bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde yazmış olduğu köşe yazılarında yapmakta olduğu görevden dolayı müştekiye alenen hakarette bulunduğu ve üzerine atılı suçu işlediğine dair hakkında kamu davası açmaya yeterli delilin mevcut bulunduğu anlaşılmıştır."
4 YIL 1 AYA KADAR HAPİS TALEBİ
T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz hakkında düzenlenen iddianamede öne sürülen "kamu görevlisine hakaret" suçu Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesinde düzenleniyor. 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülen bu suç "kamu görevlisine görevinden ötürü hakaret" kabul edilirse, cezada alt sınır 1 yıla çıkarılıyor. Ceza; suçun "alenen işlendiği" kabul edilirse 6'da 1 oranında, "zincirleme" işlendiği (iddianamede "suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerdeki yazılara" işaret ediliyor) kabul edilirse 4'te 3 oranına kadar artırılabiliyor.
Böylece Mehmet Y. Yılmaz hakkında "kamu görevlisine hakaret" iddiasıyla açılan davada alt sınırı 1 yıl 5 ay 15 gün (1 yıl, alenen işlendiği için 1 yıl 2 ay, zincirleme suç kabul edilirse artı 3 ay 15 gün); üst sınırı 4 yıl 1 ay olan (2 yıl, alenen işlendiği için 2 yıl 4 ay, zincirleme suç olduğu kabul edilirse artı 18 ay 90 gün) hapis cezası talep ediliyor.
NEREDEN BULDUN YASASI
AKP iktidara geleli, 17 yıl oldu. “Nereden buldun?” sorgulaması kalkalı da 11 yıl oldu!
Gelir Vergisi Kanunu'nun, 82/2. maddesinin, 9 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4783 sayılı Kanun'la kaldırılmadan önceki şekline göre:
“Bildirilmeyen ve vergisi ödenmeyen bir gelirle tasarruf edildiği tespit edilen mal ve haklar, safi irad olarak” kabul ediliyordu.
Daha açık bir anlatımla;
“Gel bakalım arkadaş. Sen 100 bin lira kazanç bildirmişsin. 2 milyon liralık evin, 300 bin liralık otomobilin ve 5 milyon lira nakit paran var. Hani bunun vergisi?” diye sorulabiliyordu.
“Miras kaldı” veya “Milli piyangodan çıktı” deyip, belgeleriyle ispat edebilirse, sorun yoktu. Aksi halde, tespit edilen “servet farkı” safi irad yani gelir kabul ediliyor ve yüzde 35 Gelir Vergisi, bir o kadar cezası ve ayrıca faizi isteniyordu.