Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Genel Sekreteri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz desteksiz tam kapanma ile ilgili merak edilenleri yanıtladı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında alınan kararı eleştirdi.
"Tüm eleştirilere katılıyorum. Hiçbir akılcı tarafı olmayan nasıl bir uygulamadır anlamış değilim" diyen Yavuz, "Bizim amacımız kalabalıkları azaltmak. Kapalı ortamları azaltmak. Barlar, restoranalar kapalı. Bu ortamlarda alkol içilirse sıkıntı olabilir. İnsanların evinde alkol almasında ne sakınca var? Hiçbir şekilde anlamış değilim" ifadelerini kullandı.
"Gerçekten hayretler içerisindeyim"
Alkol yasağı kararının, salgını önlemek adına alınmasının hiçbir akılcı açıklaması olmadığını vurgulayan Yavuz, "Şöyle bir şey var, ağızın bu tarz dezanfektanlarla, klorheksidin olur, alkol olur; bunlarla çalkalanmasının virüs yükünü azalttığı söyleniyor. Siz kalkıp neye dayanarak böyle bir şey yapabiliyorsunuz? Gerçekten hayretler içerisindeyim. Çok yersiz. Bu inanılmaz bir şey. Ben olsam böyle bir uygulamadan hemen dönerim" diye konuştu.
BirGün Gazetesi'den İsmail Arı'ya da konuşan Yavuz, “Bilim Kurulu toplantılarında dile getirdiğim önerilerin çok az bir kısmının uygulandığını görüyorum. Çok fazla aşılama yaparak ve ciddi kapanmayla bu yangını söndürebiliriz” dedi.
Yavuz'un açıklamaları şöyle:
Alpay Azap’ın Bilim Kurulu’ndan ayrılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alpay Azap çok çalışkan, son derece düzgün ve alanında çok bilgili bir bilim insanıdır ve Bilimsel Danışma Kurulu’ndan ayrılması da çok büyük bir kayıptır.
Bilim Kurulu toplantılarında ifade ettiğiniz önerilerin büyük kısmının uygulandığını düşünüyor musunuz?
Kendi adıma yanıt verirsem, Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu toplantılarında dile getirdiğim önerilerin az bir kısmının uygulandığını görüyorum. Salgının en başından beri gerek Bilimsel Danışma Kurulu’nda gerekse fikrimin sorulduğu TTB, belediyeler, uzmanlık dernekleri, basın, televizyonlar gibi diğer tüm platformlarda görüşlerimi sözlü ve yazılı olarak paylaşıyorum ve güncel bilimsel verilerle önerilerde bulunuyorum, bunların uygulanması için ısrar ediyorum. Ayrıca İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji alanının uzmanlık derneği KLİMİK olarak da önerilerimizi düzenli bir şekilde yüksek sesle hem üyelerimize hem de tüm topluma yazılı olarak duyuruyoruz.
Ama sonuçta salgının yönetiminde yer almıyoruz. Biz İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji hekimlerinin dünyasında ‘önerilerimizi uygulamıyorsunuz size artık bir şey söylemeyeceğiz’ diye bir şey yoktur. İnfeksiyon kontrolünün başarısının, bilimsel gerçekleri bıkıp usanmadan anlatarak işin yöneticilerini, ikna etmekten geçtiğini, bu işin bir tür iğneyle kuyu kazmak olduğunu çok iyi biliriz. Ek olarak salgın hastalık kontrolü herkesin bir arada olmasını, dayanışmayı gerektirir, suçlamaların yeri yoktur salgın kontrolünde. Hem kendim hem de derneğimiz bu dayanışmayı göstermek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Türkiye'de salgın kontrolünde yaşadığımız en önemli sorunlardan biri de bu dayanışmayı gösterememiş olmaktır bana kalırsa.
Tablo ortada… Bu yangını söndürmek için ne yapılmalı?
Bu yangının bir an önce söndürülmesi gerekiyor. İngiltere’de Ocak 2021’de aynı varyant nedeniyle bizden daha fazla sayıda vaka görülmesine karşılık onlar şu anda salgını büyük oranda yendiler ve bunu çok fazla aşılama yaparak ve etkili kapanma yöntemleriyle sağladılar. Biz de çok fazla aşılama yaparak ve ciddi kapanmayla bu yangını söndürebiliriz. Yazı kurtarmak istiyorsak böyle yapmamız gerekiyor.
Tam kapanma kararına ilişkin neler söylersiniz?
Tam kapanma kararının çok uygun ve yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. 17 günün sonunda geldiğimiz durumu göreceğiz. Tam kapanma sürecinde kritik işlerde olanların çalışması lazım. Diğer ülkelerde de tam kapanma sürecinde gıda, elektrik ve ulaşım gibi sektörler çalışmaya devam ediyor. Kritik olmayan üretim sektörlerinin ise kapanması gerekiyor. Yine bu süreçte ekonomik olarak mağdur olan grupların desteklenmesi lazım. Ekonomik yönden mağdur olanlara devlet desteği sağlanmalı.