Beyoğlu Belediyesi'ne operasyon: CHP'den belediye önünde protesto

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İBB'ye yönelik yürütülen mali suçlar soruşturması kapsamında bir skandalı açıklamasının ertesi gününde, Beyoğlu Belediyesi'ne operasyon düzenlendi. CHP, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney'in de olduğu 43 kişinin gözaltına alınmasını belediye binası önünde protesto etti.

CHP'li belediyelere yönelik yürütülen operasyonların ardı arkası kesilmiyor. Yeni operasyon dalgası bugün sabah saatlerinde Beyoğlu Belediyesi'ne yapıldı.

Operasyon kapsamında Belediye Başkanı İnan Güney'in gözaltına alınması belediye önünde protesto ediliyor. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Belediye önünde açıklama yaptı.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Kadim Anadolu toprakları, tarih boyunca zalimler ve zulümler gördü. Ama aynı zamanda adaletin, özgürlüğün, demokrasinin mücadelesini verenleri de gördü. Bugün, 300 gündür İstanbul’da yaşadığımız zulüm, tarihe kara bir sayfa olarak geçiyor. Seçilmiş belediye başkanlarımız şafak operasyonlarıyla gözaltına alınıyor, emniyetlerde kötü muamele görüyor. 90’lı yılların karanlık görüntüleri tekrar sahneleniyor.

Esenyurt’ta başlayan direnişimiz Saraçhane’de, şimdi de Türkiye’nin ilk belediyesi olan Beyoğlu Belediyesi önünde devam ediyor. Burada adalet, özgürlük ve demokrasi için toplanan herkese teşekkür ediyorum.

"İNAN GÜNEY’İN HİKÂYESİ, BEYOĞLU’NUN HİKÂYESİDİR"

Bugün, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney, üç kızının ve eşinin yanından alınarak gözaltına alındı. Ailesi de bu hukuksuzluğun hedefi oldu. Beyoğlu Belediyesi’nin emekçileri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bazı bürokratlar da aynı şekilde gözaltına alındı.

İnan Güney’in hikâyesi, Beyoğlu’nun hikâyesidir. Dedesi bu belediyede sokakları süpürerek çalıştı, babası şoförlük yaptı. Kendisi de bu belediyenin koridorlarında büyüdü, bir gün başkan olma hayaliyle kendini yetiştirdi. İyi bir eğitim aldı, iş hayatında başarılı oldu, yerel yönetim deneyimi kazandı ve 31 Mart 2024 seçimlerinde Beyoğlu’nu kazandı. O günden beri Kasımpaşa’dan İstiklal Caddesi’ne kadar halkın gönlünde taht kurdu.

"İNAN GÜNEY'İN HİZMETLERİ BEYOĞLU’NU DEĞİŞTİRDİ, İŞTE TAHAMMÜL EDEMEDİKLERİ ŞEY BU"

İnan Güney, görevinde sosyal belediyecilik örnekleriyle öne çıktı. Dar gelirli 2 bin öğrenciye beslenme desteği, ücretsiz kreşler, emekli evleri, uyuşturucuyla mücadele merkezi, öğrenci evi projeleri ve yeşil alan düzenlemeleri. Bu hizmetler Beyoğlu’nu değiştirdi, işte tahammül edemedikleri şey bu.

Onu belediye başkanlığı döneminden değil, eski görevlerinden dolayı suçluyorlar. Oysa 2019’da batık durumda devraldığı belediye şirketini kâra geçirdi, tüm borçlarını ödedi. Buna rağmen, 4-5 aydır yandaş medyada sistematik biçimde hedef gösteriliyor, montaj delillerle iftira kampanyaları yürütülüyor.

Bu operasyonlar, Beyoğlu’nu ve Kasımpaşa’yı kaybetmenin hazımsızlığıdır. Biz bu hukuksuzluğa boyun eğmeyecek, adalet mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye’nin dört bir yanından yükselen dayanışma sesine buradan selam olsun.

"4-5 AYDIR İNAN GÜNEY'İ SİSTEMATİK BİR BİÇİMDE HEDEF GÖSTERİYORLAR"

Hakkında tek bir iddia konuşamıyorlar. Neyle suçluyorlar? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde meclis üyesiyken ya da daha önce başka bir belediyenin bir şirketinin başındayken. Buradan bütün kamuoyuna açıklıyorum. Lütfen gitsinler, o daha önce görev yaptığı belediyedeki şirketi incelesinler. 2019'da o belediye şirketi batık bir şirketti. İnan Güney 2019'da 2024 arası o batık olan şirketi kâra geçirdi. Oranın kendi dönemiyle ilgili bütün vergi SGK borçlarını ödedi ve borcu yoktur yazısını aldı, kendi dosyasının içerisine koydu. İnan Güney işte böyle dürüst, işte böyle çalışkan bir insan.

4-5 aydır İnan Güney'i sistematik bir biçimde hedef gösteriyorlar. Yandaş medya kanallarında sözüm ona gazeteciler her gün Beyoğlu Belediyesi'ne operasyon diye çubuk uzatıyorlar. Yandaş gazetelerde her gün İnan Güney'i manşet yapıyorlar.

- İlk önce 'kent uzlaşısı' dediler. İşte Profesör Doktor Ahmet Özer, Esenyurt Belediye Başkanı. O davadan tahliye kararı verildi. Oradan bir şey tutturamadılar.

- Bir terör örgütünün üyesinin yurt dışına kaçmasına yardım etti dediler. Hiçbir şey tutturamadılar.

- İstanbul İl Kongresinde delegelerin oy kullanmasıyla ilgili menfaat teklifi var, ses kaydı var dediler. Çağlayan Adliyesine ifadeye çağırdılar. Ses kaydının üzerine İnan Güney'in fotoğrafını monte etmişler. İfadeye gitti, savcı kendisi söyledi, 'Başkanım senin sesini, senin görüntünü, fotoğrafını bu ses kaydına monte etmişler ama senin burada bırak bir cümleyi, bir kelime bile sesin yok' dediler. O ses kaydının içerisinde İnan Güney'in bir kelime sesi yok. Onun için Beyoğlu'nun seçilmiş belediye başkanını ifadeye çağırdılar.

- Başka ne dediler? Efendim, bir ihale danışmanı var, o şu anda cezaevinde. Etkin pişmanlıktan, iftiracılıktan faydalanıyor. Onun İnan Güney'le ilgili ifadeleri var. İnan Güney ona tek bir ihalede danışmanlık yaptırmamış. Belediyedeki odasını çilingirle kapısını açtırmış, onu kapı dışına etmiş belediyeden.

- Başka ne dediler? Önce Aziz İhsan Aktaş isimli birisini suç örgütü lideri diye cezaevine koydular. Onun iftiranameleriyle belediye başkanı tutukladılar. Avcılar Belediye Başkanı Utku Çakırözer'i, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe'yi tutukladılar onun iftiranameleriyle. Aziz İhsan Aktaş'ın iftiranamelerinde adı geçiyor dediler. İnan Güney Aziz İhsan Aktaş'a Beyoğlu Belediyesi'nde tek bir tane bile ihale vermemiş.

- Başka ne yaptılar? Beyoğlu Belediyesi'nde İnan Güney bir müdürü görevden almış. Daha iyi çalışabileceğine kanaat getirdiği başka bir müdürü göreve getirmiş. Dediler ki kendi kendilerine, 'Bu müdür kesinlikle İnan Güney'e düşman olmuştur. Bunu çağıralım iftira attıralım' dediler. O müdürü çağırdılar. Dediler ki 'Seni görevden aldı. Onun hakkında bir şey söyler misin?', 'Hayır' diyor. 'Ne söyleyeceğim? Ne var ki ne söyleyeceğim?'

Şimdi bunların hepsinin nedenini biliyoruz. Bundan 300 gün önce bir düzen kurdular. İftira at, kurtul düzeni kurdular. O düzenin de genel başkanımız Sayın Özgür Özel'in son iki haftaki açıklamalarıyla beraber görmüş olduk ki aslında o düzen iftira at, kurtul düzeni değilmiş, o düzen iftira at, üzerine para ver, kurtul düzeniymiş. Nasıl biliyor musunuz? Sayın genel başkan, sayın genel başkan açıkladı.

Mehmet Yıldırım diye bir avukatı cezaevinde tutuklu olanlara gönderdiler. Mal varlığına göre şu kadar milyon dolar para verirsen, şu iftiranamenin altına imza atarsan kurtulursun. Bu kadar milyon dolar para verip şu iftiranamenin altına imza atarsan kurtulursun.

Dün neyi açıkladı sayın genel başkanımız? Yine İnan Güney'le ilgili söylemleri olan birisi Murat Kapki isimli bir iş insanının, Murat Kapki isimli bir iş insanının daha önceki ifadelerinde de İnan Güney'in adı geçermiş. Kendisine gitmişler. Bir AK Parti'de görev yapmış Mücahit Birinci isimli bir avukat kendisine gitmiş, 2 milyon dolar para verirsen, bizim istediğimiz gibi bir ifade verirsen serbest kalırsın. Tam olarak 'iftira at, para ver, kurtul' düzeni.

Şimdi Murat Kapki isimli kişinin daha önceki ifadelerinin de genel başkanımız Sayın Özgür Özel'in yaptığı açıklamalarla baskı altında yapıldığını, tehdit altında yapıldığını dün öğrenmiş olduk. Dolayısıyla bu ifadelerin de kadim hale geldiğini dün hep birlikte öğrenmiş olduk.

Ne yapıyorlar? FETÖ dönemi gibi borsa oluşturmuşlar. Mal varlığına göre şu kadar para ver kurtul. Kiminden 2 milyon dolar, kiminden 4 milyon dolar. Yarın duyarsınız bürokratlardan belki 100 bin, 200 bin, 300 bin, 500 bin rakamları bile çıkabilir.

Şişhane'den, 6. Dairenin önünden sesleniyoruz. Buradan Vatan Emniyet Müdürlüğü bodrum katındaki İnan Güney'in ve yol arkadaşlarımızın bir an önce serbest kalması gerekir. İnan Güney'in bir an önce serbest kalması gerekir. İnan Güney'in bir an önce görevinin başına dönmesi gerekir.

Ve son olarak 300 gündür büyük bir zulümle, büyük bir zalimlikle karşı karşıyayız. Ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Büyük bir adalet ve özgürlük mücadelesinin içerisindeyiz. Erken seçim sandığını milletin önüne getireceğiz. Bu mücadele bir avuç oligarkla milletin mücadelesidir. Bu mücadele haklı olanla haksız olanın mücadelesidir. Bu mücadele iyiyle kötünün mücadelesidir. Tarihin her döneminde ne zaman iyiyle kötü bir mücadele içerisine girmişse iyiler günün sonunda kazanmıştır. Ne zaman bir avuç oligarkla millet bir mücadele içerisine girmişse her zaman millet kazanmıştır. Millet sokaktadır. Millet bugün Kırşehir'de meydanlardaydı. Millet Edirne'de meydanlardadır. Millet Tarsus'ta meydanlardadır. Millet Adana'da, Antalya'da, İstanbul'un dört bir yanından meydanlardadır. Oligarkların mücadelesiyle milletin mücadelesinde millet kazanacak, hak kazanacak, halk kazanacak, demokrasi kazanacak, adalet kazanacak."

Türkiye Haberleri