Anadolu’nun son kara tabağı İsmail Araç‘ın çıraklığını yaparak parşömen yapımını öğrenen Nesrin Ermiş ve Demet Sağlam Tokbay bu eşsiz mirasın yok olup gitmemesi için mücadele ediyorlar.
Yaygın bir antik söylenceye göre Mısır Kralı, Bergama Kütüphanesi’nin İskenderiye Kütüphanesini geçmemesi için Anadolu’ya papirüs ihracını yasaklamış. Kâğıtsız kalan Bergama’nın Kralı II. Eumenes yeni bir kâğıt icat edecek olana büyük ödüller vadetmiş. O zamanki Kütüphane Müdürü Krates oğlak derilerini işleyerek yazılabilecek hale getirmiş ve krala sunmuş. Parşömen MÖ II. Yüzyıldan başlayarak Bergama’dan bütün dünyaya yayılmış. IV. yüzyıla kadar papirüs ve parşömen birlikte kullanılmış, daha sonra XII. Yüzyıla kadar tek yazı medyası olarak kültürü sonraki yüzyıllara taşımış.
Yüzlerce yıldır bilginin paylaşılmasına aracılık eden, Bergama’nın hatta Türkiye’nin en önemli kültürel miraslarından olan parşömen Bergamalı iki kadının çabalarıyla gelecek nesillere taşınıyor. Anadolu’nun son kara tabağı İsmail Araç‘ın çıraklığını yaparak parşömen yapımını öğrenen Nesrin Ermiş ve Demet Sağlam Tokbay bu eşsiz mirasın yok olup gitmemesi için mücadele ediyorlar.
Asıl mesleği restorasyon olan Demet Sağlam Tokbay ve Bergama Belediyesi UNESCO Dünya Mirası Ofisi’nde çalışan Nesrin Ermiş Anadolu’nun son kara tabağı İsmail Araç’ın yanında çırak olarak başladıkları parşömen yolculuğunda kalfalık ve sonrasında geleneksel olarak düzenlenen peştamal töreni ile usta ünvanını alarak parşömen üretmeye başlamışlardı. Demet Sağlam Tokbay’ın İngiltere’ye yerleşmesi ile birlikte Nesrin Ermiş bu kültür mirasını tek başına gelecek nesillere taşımaya çalışıyor. Nesrin Ermiş ile parşömenin ve kendisinin bu zaanata başlama öyküsünü konuştuk.
Nesrin hanım parşömen yapmaya ne zaman başladınız?
2013 yılında İsmail amcanın yanında çırak olarak başladım. Çıraklık ve kalfalıktan sonra ustamın da onayıyla dedemin ve anneannemin bahçesinde basit bir tabakhane kurdum. Bu işi burada yapmamın bir önemli noktası daha var. Dedemin babası Tabak Yusuf eskiden burada tabaklık yaparmış. Şimdi eğer beni görüyorsa eminim mutlu oluyordur.
Bu işe nasıl merak saldınız?
Parşomen antik dönemde M.Ö. 190 yılında papirüse alternatif bir yazı malzemesi olarak ilk defa Bergama’da kullanılıyor. Tüm antik dünyaya ve Roma’ya buradan yayılıyor. Hatta ismi Carta pergamena (Bergama kağıdı) olarak biliniyor. Ustamız İsmail Araç 86 yaşında ve Anadolu’nun son kara tabakı.
Ondan sonra bu mirası devam ettirecek kimsenin olmadığını gördük ve arkadaşım Demet ile birlikte bu misyonu üstlenmek istedik.
İsmail Usta'yı ikna etmek kolay olmamış sanırım...
İsmail amca bize pek güvenmedi önceleri. Yaklaşık 2,5 yıl sürdü ikna etmemiz. Çünkü 50 yıllık zanaat hayatı boyunca hiç çırağı olmamış. 3-5 erkek çırak gelmiş ama hepsi bir şekilde kaçıp gitmişler. Çünkü çok ağır, kokulu ve az para getiren bir iş olduğu için kimse devamını getirmemiş. Sonrasında biz Bergama Belediyesi olarak bir sempozyum düzenledik. Orada konumuz parşömendi ve dünyanın dört bir yanından parşömen ustalarını çağırdık. Onlara Bergama’da bu işin nasıl yapıldığını göstermek için bir atölye çalışması yaptık. Bu vesileyle İsmail amca bizim bu işi yapabileceğimize ikna oldu ve bizi yanına çırak aldı. 3-4 ay onun tabakhanesinde çalıştık. Bize işin inceliklerini öğretti. Sonra atölye çalışmasını gerçekleştirdik. Sonrasında Demet kendi atölyesini kurdu. Bir süre önce Demet İngiltere’ye yerleşme kararı alınca bu işi birinin devam ettirmesi gerekiyor diye düşündüm. Dedemden kalan evin bahçesine basit bir tabakane kurdum. Atölyeyi kurduktan sonra İsmail amca her gün gelip kontrol etti. Nasıl yaptığımı sordu. Yerin dibine soktuğu da oldu çok beğendiği de. Usta çırak ilişkimiz devam ediyor.
İsmail Usta deri tabaklamaya devam ediyor mu?
İsmail usta 3 ay önce ağır bir kalp krizi geçirdi. Şuan kendini toparlama aşamasında. Ama o bu zamana kadar çalışarak ayakta kaldığı için yine çalışacaktır. Yavaş yavaş kendini hazırlıyor gücünü topluyor.
O halde Bergama’da şuanda bu işi yapan tek kişisiniz. Bu ağır bir sorumluluk değil mi?
Çok ağır bir sorumluluk. Hem fiziken çok yorucu hem de çok gurur verici. Ben aynı zamanda belediyenin UNESCO Dünya Mirası Ofisi’nde çalışıyorum. İşimiz Bergama’nın kültürel, arkeolojik, somut olmayan mirasını korumak ve yaşatmak. Aslında işimin bir parçasını, inandığım bir işi yapıyorum. O nedenle bu yorgunluk beni rahatsız etmiyor. Öğle arası ya da haftasonu saatlerce çalışıyorum. Ama büyük bir tatmin ve huzur duyuyorum.
Herhangi bir kurumdan destek alabiliyor musunuz?
Şuanda kendi imkanlarımla devam ettiriyorum. Belediyenin bir parşömen müzesi projesi var. Kızıl Avlu’nun yanında 2 tane yıkık tabakhane binası kamulaştırıldı. Bir tanesi parşömen müzesi ve işliği olarak restore edilecek. Birkaç yıl içinde bitecektir umuyorum. Bittiğinde de hem İsmail amcadan kalan işler, aletler vs. sergilenecek hem de parşömen yapımı ile ilgili atölye çalışmaları yapılacak. Öte yandan biz ekonomikten ziyade manevi olarak destek bulamıyoruz. Parşömen Bergama’nın önemli bir mirası, kültürlerin aktarım aracı olarak önemli bir yere sahip tarihte ama biz bunu somut olmayan kültürel miras olarak kabul ettiremiyoruz. Listeye alınması için çok başvuru yaptık. Ama maalesef, ‘bu topraklarda doğmuş olabilir ama bizim kültürümüzün devamı değil’ diye cevaplar alıyoruz. Bu listeye girebilsek belki daha fazla ilgi görür. Çünkü bu işin devamlılığı, sürdürülebilirliği çok önemli.
BU KIZLAR NE YAPIYOR?
Hem ekonomik getirisi yok hem de fiziksel olarak ağır. Baktığınızda pis bir iş aslında. Her ne kadar biz kokusuna alışmış olmamıza rağmen insanlar ilk bakıştı “bu kızlar burada ne yapıyor” diyorlar.
KOVALARCA KUM TAŞITTI
İsmail usta bize inanmadığı için ilk gün çok zorladı. Biz eldivenleri takıp önlükleri giyip beklerken, ‘eldivenle mi yapacaksınız, çıkarın’ dedi. Bize en pis ve kanlı derileri seçip getirdi ve ona dokunmamızı istedi. Bize inanması için dokunmak zorundaydık. Sonra biz pes edip gidelim diye dereden kovalarca kum taşıttı. Bunlar bizim sınavımızmış. Biz o sınavlardan geçtik. Ve öylece çırağı olmayı hak ettik.
PARŞÖMEN NASIL YAPILIR?
Parşömen yapmak için deri kirece yatırılarak kıllarından arındırılır, fazla et ve yağları alındıktan sonra gerilir ve kurutulur. Yazım için hazırlamak üzere değişik malzemelerle zımparalanır. Her işlemi tekrar etmek sonuçta elde edilecek parşömenin kalitesini arttırır. Son üründe derinin orijinal dokusu gayet açık görülebildiğinden hiçbir parşömen diğerinin aynı değildir. Bugün hala parşömen yapımını bir bilimden ziyade bir sanat olarak görmek gerekir. Mağara duvarı, kil tablet, mermer, balmumu tablet, papirüs, kağıt, bilgisayar ekranıyla karşılaştırıldığında kaliteli bir parşömen insanlığın kullandığı en mükemmel yazı malzemesidir. Bazen 40 yıl önce yazılmış bir kağıt üzerindeki yazı zor okunurken, 1500 yıllık parşömenler sanki dün yazılmış duygusu uyandırmakta.
Sinan KESKİN-9 EYLÜL Gazetesi