Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile bütünleşen şarkılardan birisi haline gelen ve kendisinin de sık sık söylediği 'Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda'nın söz yazarı Aşkın Tuna, CHP’ye katıldı. Tuna, “Şiirimin AK Parti tarafından kullanılması yüzünden AK Partili sanıldım, ama hayatım boyunca AK Partili olmadım” dedi. Tuna, "Artık korkma lüksümüz yok, hepimiz elimizi taşın altına sokmak zorundayız. Ben sevgi adamıyım, sevgiyle beslenen bir insanım. Siyasette de sevgi dilini kullanan, fikirler arasında ayrımcılık yapmadan bütün insanları kucaklayan, hak, hukuk, adalet peşinde koşan, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir liderimiz var, Kemal Kılıçdaroğlu. Artık onunla ve onun partisiyle yürümeye karar verdim” diye konuştu.
Tayyip Erdoğan'ın hemen her AKP mitinginde, kongresinde katılımcılarla birlikte söylediği 'Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda' şarkısının söz yazarı Aşkın Tuna CHP’ye katıldı. Hiçbir zaman AKP'li olmadığını belirten Tuna, şarkının hikayesini ve siyasete girme nedenini şöyle açıkladı:
'Sevgisiz söylemler toplumu geriyor, bölüştürüyor'
1975-1979 Ankara Teknik Öğretmen’de okurken Türkiye’nin en karışık yıllarıydı. Öğrenci olaylarının çok fazla olduğu ve çevremizde bombaların patladığı, kurşunların atıldığı bir dönemdi. İşte o zaman anladım, sevginin ve sevgisizliğin ne demek olduğunu. Sevgisiz söylemler, toplumları geriyor, bölüştürüyor ve ayrıştırıyordu. Polisler bölünmüştü, aynı zamanda öğretmenler bölünmüştü. Yani kötü bir dönemden geçiyorduk. O zaman karar verdim, sevgiyi ve aşkı anlatmaya. Yeteneğimin farkındaydım. Bunun en güzel şekilde şiirle dile getirecektim. Onun için yazdığım bin 500’e yakın şarkı sözümün yüzde 99’u aşk üzerinedir, sevgi üzerinedir. İşte onlardan 1987 yılında yazdığım ve sevgili Selçuk Tekay tarafından bestelenen, ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık, yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey seni hatırlatıyor.’ Bu şarkı öyle sevildi ki ve birçok sanatçı tarafından da seslendirildi. Nereye gitsem bu şarkıya rastlıyordum. 1993 yılından yılın şarkısı ödülünü aldı.
'Şarkının siyasetle tanışmaması imkansızdı'
Bu kadar tutan bir şarkının siyasetle de tanışmaması imkansızdı. İlk olarak rahmetli Erdal İnönü’nün siyaseti bırakacağı zaman grup toplantısına girerken ve çıkarken yani siyasete veda ederken bu şarkı çalıyordu. Aradan tam 15 yıl geçmişti. 2002’de AK Parti mitinglerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın bu şiiri okuduğunu gördüm.
'Şarkının şiirinin okunmasına müsaade ettim'
Benden izin alınmamıştı. Ben o dönemde Musiki Eseri Sahipleri Grubu (MSG) Başkan Yardımcılığı'nı yapıyordum. Hemen partili yetkililerle diyalog kurdum ve dedim ki, ‘Bu şarkının bir yazarı var ve bu şarkının bir telif hakkı var. Benim telif hakkımı verin.' Çok cüzi bir rakamla anlaşarak, şarkının şiirinin okunmasına müsaade ettim. Yalnız şiir olarak okunmasına müsaade ettim. Çünkü ben her zaman şarkılarımı topluma yazıyorum ve toplum tarafından sevilmesini isteyen bir adamım. Bunun da orada okunmasında hiçbir mahsur yok ve her zaman da söylüyorum, şarkılarım herkese açıktır, şarkılarımı herkes okuyabilir.
'AK Parti ile bütünleşmeye başlamıştı'
Fakat şarkı öyle bir duruma geldi ki benim verdiğim iznim dışında da AK Parti reklamlarında AK Parti toplantılarında her yerde okunmaya başlandı. Oysa ben yalnızca Tayyip Erdoğan'ın sesinden izin vermişken Binali Yıldırım'ın balkon konuşmasında da bu şarkı okundu. Her yerde bu şarkı vardı. Şarkının artık geçmişi unutulmuş, AK Parti ile bütünleşmeye başlamıştı.
'Hiçbir zaman AK Partili olmadım'
Şarkı AK Parti'yle bütünleştikçe ben de AK Parti'yle bütünleştirilmeye başladım. Yani o şarkının yazarı olarak sanki ben AK Partiliymişim gibi anılmaya başladım. Ama ben hayatım boyunca, orada beni çok seven dostlarım da olabilir, orada beni çok seven insanlar da olabilir. Ben herkesin fikirlerine saygılıyım, ama hiçbir zaman Ak Partili olmadım.
'Artık korkma lüksümüz yok'
Peki neden şimdi siyasete girmeye karar verdim, öğrencilik yıllarında yazdığım bir şiirim var. Diyorum ki, ‘Korktum, yazamadım memleket meselelerini. Dört duvar çok karanlık çok dardı. Fikirlerim işine gelmeyenler beni oraya atardı.’ Onun için bütün yazdıklarım aşk kadardı. Artık korkma lüksümüz yok, hepimiz elimizi taşın altına sokmak zorundayız. Ben sevgi adamıyım, sevgiyle beslenen bir insanım. Siyasette de sevgi dilini kullanan, fikirler arasında ayrımcılık yapmadan bütün insanları kucaklayan, hak, hukuk, adalet peşinde koşan, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir liderimiz var, Kemal Kılıçdaroğlu. Artık onunla ve onun partisiyle yürümeye karar verdim. Onun için verilecek her göreve talibim.”