Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında "Demirtaş ve Yüksekdağ'ın daha önce başlayan ve halen devam eden yargılama konusu suçlardan dolayı tutuklandıkları" yönünde haberler çıktığı belirtildi.
Açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/146757 soruşturma sayılı dosyası kapsamında suç tarihinde HDP Eş Başkanlığı yapan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 20 Eylül 2019 tarihli kararıyla kamuoyunda "6-7-8 Ekim Kobani olayları" olarak bilinen olaylar kapsamında işlenen "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (TCK 302), nitelikli kasten adam öldürme (TCK 82), kasten adam öldürmeye teşebbüs (TCK 82, 35), yağma (TCK 149), kişi hürriyetinden yoksun kılma (TCK 109)" maddeleri kapsamındaki suçlardan tutuklandıkları söylendi.
'SUÇLAR VE SUÇ KONUSU FİİLLER FARKLI'
Başsavcılık, Demirtaş'ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyası kapsamında 'suç işlemeye alenen tahrik etme (TCK 214/1, 218)', '2911 sayılı yasanın 32. maddesine muhalefet', 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme (TCK 314/1)' maddelerine konu suçlardan yargılandığı savunuldu.
Yüksekdağ'ın da Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/159 esas sayılı dosyası kapsamında 'suç işlemeye alenen tahrik etme (TCK 214/1)', '2911 sayılı yasaya muhalefet', 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme (TCK 314/1)' maddelerine konu suçlardan yargılandığı söylenen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Her iki şüphelinin dosyamız kapsamında tutuklanmış oldukları suçlar ile yukarıda mahkemeleri ve esas numaraları belirtilen dosyalardaki yargılama konusu suçların ve suça konu fiillerin tamamen farklı olduğu hususu, kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Başsavcılık dün (20 Eylül) tutuklama kararının ardından bir açıklama yaparak "Kamuoyunda 6-7-8 Ekim Kobani olarak bilinen olaylarda PKK/KCK terör örgütü sözde örgüt yöneticileri, örgütün gençlik ve kadın yapılanması ile Hakların Demokratik Partisi MYK üyeleri ve eş başkanları tarafından sosyal medya üzerinden halkı sokağa çıkıp terör eylemleri gerçekleştirmeleri yönünde çağrılar yapıldığı basın yayın kuruluşlarına da yansımıştır. Bu çağrılar üzerine başta Doğu ve Güneydoğu bölgesinde bulunan iller olmak üzere toplam 32 ilde çıkan olaylarda 38 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, çok sayıda güvenlik görevlisi ile vatandaşımız yaralanmış, kamu binaları ve araçları yağmalanarak zarar görmüştü" demişti.