Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan'ın bugünkü yazısında, "Peker'i durduran el" başlıklı bölümü şöyle:
Tesadüf olabilir mi?
Biz SBK’yi tartışıyoruz, ABD vergi kaçıranları... Biz SADAT’ı tartışıyoruz, ABD Suudi katilleri eğitenleri... Biz Erdoğan yanlısı gayri meşru işlere kalkışmış politikacıları konuşuyoruz, ABD Trump destekçisi kapı arkası adamları...
Bir süredir “Sedat Peker’i kim durduruyor” diye soruyoruz. Nasıl oldu da bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) onu “videosuzlaştırdı?”
Öyle ya BAE ile bizim iktidar pek de iyi ilişkilere sahip değil.
Bu konuda devletin kulislerinde konuşulan ilginç bir tez var. O da Peker’i durdurmak için devreye girenlere dair.
Öyle söylendiği gibi suikast timlerinden falan bahsetmiyorum. Bayağı diplomasiyi kastediyorum.
Anlatılana göre Türkiye’de bir el, “Peker’i durdursun” diye son dönemde yakınlaştığı Suudi Arabistan’dan yardım istemiş. BAE’nin, aynı cephede olduğu Suudilerin ricasıyla Peker’e müdahale etmesi sağlanmış.
Peki, “karşılığında ne verilmiş” diyeceksiniz...
Malum, ABD basınında, Trump sonrasında Cemal Kaşıkçı dosyası yeniden gündeme geldi. Katillerin ABD’de eğitildiği bile yazılıp çizilmeye başladı. Biden’ın, Trump’ın Suudi sevici çizgisini bozması beklenirken Türkiye’den bir el Suudilere reddedemeyeceği bir teklif yapmış. “Siz Peker’i durdurun, biz de Cemal Kaşıkçı dosyasını büyütmeyelim” önerisi çok cazip gelmiş. Böylece Suudilerin devreye girmesiyle BAE yönetimi Peker’e müdahale etmiş.
Kulislerde yankılanan bu tez doğru mu, bilmiyorum.
Ama mantıklı olması bir yana, Kaşıkçı gündemi yeniden hatırlanırken Türkiye’yi yönetenlerin fazla unutkan olması sizin de dikkatinizi çekmiyor mu?