Cumhuriyet gazetesinden Tuncay Mollaveisoğlu'nun haberine göre yangın söndürme işini alan Kaan Havacılık taahhüdünü yerine getiremeyince, Bakanlık ihaleyi iptal etmek yerine bir ihale daha açıyor. İşi LDL adlı bir firma üstleniyor. Ancak o da gereken şartları sağlayamayınca üçüncü firma olarak Bordo Mimarlık ihaleye giriyor. Yani Orman Bakanlığı, aynı iş için üç ayrı firma ile ihale süreci yürütüyor.
Mollaveisoğlu'nun haberi şöyle;
Bakanlık taahhüdünü yerine getiremeyen firmanın ihalesini iptal edip yeni ihale açması gerekirken, süreci uzatıp eksik helikopterleri başka firmalar üzerinden tamamlamaya çalıştı.
Muğla’nın 4 farklı yerinde ortaya çıkan ve 400 hektar alanı; içinde yaşayan canlıları ile birlikte kül eden yangının ardından tartışmalar sürüyor. Yangına müdahale edildiği ilk gün Cumhuriyet ğazetesinde “ Ne kadar yanarsa o kadar öderiz” başlıklı yazı ile Orman Bakanlığı’nın yangın söndürme ihalesinin perde arkasını yazmış ve çok sayıda soru işaretine dikkat çekmiştim.
Bakanlığın pahalı bulduğu Türk Hava Kurumu yerine yangın söndürme işini Kaan Havacılık adlı şirkete verdiğine, ancak rakamların bu gerekçeyi de çürüttüğüne dün gazetemizde yer verdik. THK’nin 70 milyon TL’lik teklifine karşılık özel şirketin 104 milyon TL’ye işi aldığını belirtmiştik.
Ancak skandal bununla sınırlı değil... İhale şartnamesine göre 24 helikopter daha filoya eklemesi gereken Kaan Havacılık, dolar kurunu öne sürerek bu taahhüdünü yerine getiremiyor. Bakanlık ihaleyi iptal etmek yerine eksik helikopterleri karşılayabilmek için bir ihale daha açıyor. LDL adlı bir şirket işi üstleniyor. Ancak o da helikopter taahhüdünü yerine getiremiyor. Bunun üzerine üçüncü bir şirket olarak asıl işi betonculuk ve mimarlık olan Bordo Mimarlık adlı şirket devreye giriyor. Aynı iş için üç firma sürece dahil oluyor, ancak hiçbiri ihtiyaç karşılığı olan helikopteri bakanlığın hizmetine sunamıyor.
Bu süreçte gerçekleşen yangınlara eldeki helikopterler ile müdahale ediliyor. 34 yıllık tecrübesi, gece de görev yapabilen yangın söndürme uçakları ve uzman personeli ile Türk Hava Kurumu’nun devre dışı bırakılıp özel şirketlerde neden ısrarcı olunduğu merak konusu...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde THK’yi güçlendirmek için yeni yangın söndürme uçakları alınması talimatını vermişti. Bu uçaklar yangınlarda büyük başarı ile görev yaptılar. Çünkü uçakların helikopterlere oranla yangın söndürme gücü 5-6 kat daha fazla. Dünyadaki mücadele örnekleri de ortada... Orman yangınlarına uçaklar, tonlarca ilaçlı suyu boşaltarak müdahale ediyor ardından helikopterler devreye sokuluyor.
Üstelik helikopterler özellikle çam ormanı yangınlarında türbülansa neden oldukları için yangını daha da büyütüyor.
MİLLİ BİR MESELE
Özel şirketlerin personeli, ağırlıklı olarak Rus pilotlardan oluşuyor. Teknik bakım, onarım vb ihtiyaçlar yurtdışından karşılanıyor.
Gelişmiş ülkelerde yangın söndürme işi devletin stratejik görev alanı içinde yer alıyor. Türkiye gibi dört bir yanı yangın tehlikesinde olan coğrafyada, orman yangınları ile mücadele işi uzun vadeli hazırlık, deneyim ve planlama gerektiriyor.
Türk Hava Kurumu gibi Atatürk’ün emaneti olan ve başarıları ile bölgede göz dolduran bir kurumun devre dışı bırakılıp, yangınla mücadelenin özel ve yabancı şirketlere açılması ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.