2020 yılı için asgari ücreti net 2 bin 324 TL, brüt 2 bin 943 TL olarak açıklanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise asgari ücret görüşmeleri başlamadan önce "Geldikleri noktayı görelim jestimizi yaparız" ifadelerini kullanmıştı.
Hürriyet'ten Hacer Boyacıoğlu'nun haberine göre ilk olarak gelecek yıl asgari ücrette izleyecekleri yol haritasını açıklayan Selçuk özetle şunları söyledi: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda devlet, işçi ve işveren var. Aynı masadayız. Devlet olarak rolümüz işçi ve işveren arasında hakem olmak. Bu yıl Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’i ile birlikte bir açıklama yaptılar.2 bin 578 TL’nin altında bir asgari ücreti imzalamayacaklarını belirttiler. Gelecek sene, sonuna kadar tüm tarafların masada kalmasını arzu ediyoruz. Bu sene yaptığımız görüşmelerde, işveren tavan olarak 2 bin 250 lira bandına geldi. Biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme prensibine dikkat ediyoruz. ‘Geçtiğimiz sene asgari ücret desteğinin 2019 yılı için son kez verildiğini açıklamamıza rağmen, bu sene zam oranının enflasyon oranının altında kalmaması için 2020 yılı için de 75 liralık asgari ücret desteğini vereceğiz. Asgari ücret desteği işçiye jestimizdi. Bir işçi bazında düşünüldüğünde düşük bir rakam olarak görülse de, bu desteğin toplam maliyeti 6 milyar liranın üstünde. Hem işçimiz hem de işverenimiz için önemli bir destek.”
Çalışanların yüzde 43'ü asgari ücretli
Asgari ücretin biraz yanlış anlaşıldığını vurgulayan Bakan Sekçuk, “Asgari ücret, aslında ücretler seviyesinin en alt sınırını ifade ediyor. Asgari ücret, işverene ‘bu ücretin altında çalıştırırsan, devlet olarak seni cezalandırırım’ demek. Örneğin, Komisyonda işveren tarafını temsil eden TİSK grubu çalışanların çoğunluğuna bu ücretlerin üstünde maaş veriyorlar. Baktığınızda, asgari ücret, merdiven etkisiyle tüm ücret seviyelerini de etkiliyor. Diğer yandan, ülkemizde asgari ücretle çalışan sayısı da fazla. Hemen hemen tüm çalışanların yüzde 43’ü asgari ücret alıyor. Bakanlık olarak bu süreçteki temel görevlerimizden biri, hem işçi hem de işveren tarafından bakarak en doğru sonucun hayata geçirilmesine katkı sağlamaktır. Bu üçlü mekanizmada devletin kolaylaştırıcı görevi var. Asgari ücreti sadece devlet veriyormuş gibi bir algı var. Hayır, asgari ücreti masada işçi, işveren ve devlet tüm sosyo-ekonomik durumları göz önüne alarak üçlü bir mekanizma içinde belirliyorlar. Biz devlet olarak kolaylaştırıcı ve hakem rolü üstleniyoruz” diye konuştu.