Bakan Kurum: Projeye karşı çıkmanın hiçbir bilimsel açıklaması yok

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul Projesi'nin ÇED raporunun 202 bilim adamı tarafından hazırladığını belirterek, "'Ya kanal ya İstanbul' diyerek projeye karşı çıkmanın hiçbir bilimsel açıklaması yok. Sadece siyasal bir algı üzerinden bu süreç yürütülmeye çalışılıyor" dedi.

AKP Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında toplanan TBMM Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u dinledi.

Bakan Murat Kurum, iklim değişikliğinin artık küresel bir sorun olduğunu belirterek, “7,5 milyar insanı doğrudan etkileyen, tüm canlı yaşamını tehdit eden hayati bir meseledir, bir krizdir. Bugün artık liderlerin bir araya geldiği tüm toplantılarda gündem maddelerinden biri de muhakkak iklim değişikliğiyle mücadeledir” diye konuştu.

"8 bin 405 metreküp müsilajı topladık"

İklim değişikliğinin etkilerinin Marmara’da müsilajla görüldüğünü söyleyen Kurum, şunları söyledi:

Marmara Denizi’nde bu anlamda önemli bir sorun yaşıyoruz. İklim değişikliği sebebiyle artan sıcaklık Marmara’da müsilajın daha yoğun bir şekilde görülmesine sebep oldu.

Tabii denizlerde oluşan durgunluk nedeniyle Marmara Denizi’ne baktığınızda bir göl gibi davranmaya başladı. Bu faktörlere kirlilik de eklenince ne yazık ki bugünkü manzara ile karşı karşıya kaldık. Bu kirliliğin yüzde 70’ine baktığınızda karasal kökenli kirleticiler oluşturmakta.

Bakan Kurum, 7 gün 24 saat yürüttükleri çalışmalarla birlikte Marmara Denizi’ni anlık takip ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

Bugün itibariyle 500 bölgede yapılan çalışmalar neticesinde 8 bin 405 metreküp müsilajı topladık. Bir taraftan bunu yapıyoruz en kısa vadede Marmara Denizi’ndeki kirliliği kontrol altına almak üzere de yönetmeliklerimizde değişiklikler yapıyoruz. Denetimlerimizi yapıyoruz.

7 ilde bugüne kadar 7 bin 293 denetim gerçekleştirdik ve denetimler neticesinde 112 tesise yaklaşık 15 milyon lira idari para cezası uygulandı. Yalova’da 3, Balıkesir’de 5, Tekirdağ’da 12, Kocaeli’de 1 olmak üzere de 26 işletmenin faaliyetini durdurma kararı aldık.

Marmara Denizi için yürüttüğümüz bilimsel çalışmaları temmuz sonuna kadar tamamlayacağız ve alacağımız kararla birlikte denizdeki biyoçeşitliliği de koruma altına alıyoruz.

"Marmara Denizimiz dünden daha temiz durumdadır"

Bakan Kurum, Marmara Denizi’ndeki bütün hayalet ağların 1 yıl içinde temizleneceğini, Eco Etiket Uygulaması’nın Marmara’ya kıyısı olan işletmelere getirileceğini, Marmara’nın oksijen miktarını artırmak için çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Marmara’nın en kısa zamanda eski haline döneceğine vurgu yapan Kurum, “Bugün Marmara Denizimiz dünden, 10 gün öncesinden, 20 gün öncesinden daha temiz durumdadır. Yapacağımız eylem planı çerçevesinde atacağımız adımlarla birlikte de inşallah Marmara Denizimizi eski haline en kısa zamanda ulaştıracağız” açıklamasında bulundu.

Türkiye’ye giren ithal atıkların kotasını yüzde 50’ye düşürdüklerini, böylece geri dönüşüm tesislerinin nitelikli hammadde ihtiyacını iç piyasadan karşılama zorunluluğu sağladıklarını belirten Kurum, “Bu sayede ekonomimize de milyarlarca lira katkı sağlıyoruz. 2021 yılının hemen başında karışık plastik atık ithalatını tamamen yasakladık ve Ticaret Bakanlığı ile birlikte plastik atık ithalatında en büyük paya sahip olan polimer gruptaki Plastik Ambalaj atıklarını ithalatını da tamamen durdurmuş olduk. Türkiye hiçbir zaman çöp ithalatı yapmamıştır” dedi.

Tek kullanımlık ürünlerin salgın döneminde yaygınlık gösterdiğini belirten Kurum, “Islak mendiller, pamuklu çubuklar, gıda saklama kapları ile sigara hizmetleri gibi tek kullanımlık ürünler gelişigüzel atıldığı için atık su toplama sistemlerine ve çevremize, denizlerimize, doğamıza büyük zararlar vermektedir. Kullanımı her geçen gün artan tek kullanımlık plastikler Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde yasaklanıyor. Ülkemize de deniz çöplerinin büyük bir çoğunluğunu bu atıklar oluşturmakta ve bu atıklara engel olmak için de yine Meclisimizin yapacağı çalışmaları destekleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul açıklaması

Kurum, sunumunun ardından milletvekillerinin sorularını cevaplandırdı. Bakan Kurum, Kanal İstanbul Projesi’nin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun 202 bilim adamı tarafından hazırladığını belirterek, "Ya kanal ya İstanbul’ diyerek projeye karşı çıkmanın hiçbir bilimsel açıklaması yok. Sadece siyasal bir algı üzerinden bu süreç yürütülmeye çalışılıyor" dedi.

Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununda suçu kimseye atmadıklarını söyleyen Kurum, şu ifadeleri kullandı:

Çevre siyaset üzeri bir mesele, çocuklarımızın geleceği adına bunu yapmalıyız. Kimsenin tercihine bırakmamalıyız. Buna ilişkin de adımları atmalıyız. Biz Marmara’da bir daha müsilajın yaşanmaması, Marmara’nın tertemiz hale gelmesi adına 22 eylem planı yaptık.

Bu 22 eylem planını da Allah izin verirse tek tek uygulayacağız. Marmara’yı kaderine terk etmeyeceğiz. Buna ilişkin atılması gereken tüm adımları da atıyoruz.

"AB’den çok daha ileri adımlar atıyoruz"

Tek kullanımlık plastiklerle ilgili Avrupa Birliği’nde bir kısıtlama, yasaklama söz konusu olmadığını sadece fizibilite çalışması olduğunu belirten Kurum, "Bunun dışında AB’de tek kullanımlık plastiklerle alakalı bir kısıtlama yasaklama söz konusu değil. Biz AB’den çok daha ileri adımlar atıyoruz" diye konuştu.

2020 yılında 39 bin 220 çevre denetimi yapıldığını belirten Kurum, toplamda 4 bin 891 tesise 240 milyon lira idari para cezası uygulandığını, 298 işletmenin ise kapatıldığını söyledi. Bakan Kurum, “2021 yılının ilk altı ayında 18 bin 159 çevre denetimi yapılmış ve 118 milyon 800 bin lira para cezası uygulanmış 202 işletme faaliyeti durdurulmuş” dedi.

"Taraf ülkelerden daha fazla adım atıyoruz"

Paris İklim Anlaşması’na Türkiye’nin taraf olmaması yönünde gelen eleştirilere cevap veren Kurum, "Anlaşmaya taraf olamasak da taraf olan tüm ülkelerden daha fazla iklim değişikliğini ve etkilerini aza indirmek adına adımlar atıyoruz. İstediğiniz ülke ile karşılaştırırız. ‘Anlaşmaya taraf olmuş şu ülkeler şunları yapmış, gelişmekte olan ülkeler adına şunları eksik yapıyorsunuz’ deyin. Böyle bir durum söz konusu değil, biz gelişmiş ülkeler kadar adımlar atıyoruz atmaya devam edeceğiz" dedi.

Türkiye’nin gelişmiş bir ülke olmamasına rağmen Paris Anlaşması’nın ek 1 listesinde yer almasının bir haksızlık olduğunu belirten Kurum, ek 1 listede yer alınması nedeniyle Türkiye’nin anlaşma kapsamında oluşturulan fondan faydalanamadığı bunun yerine Dünya Bankası’nda Türkiye’ye kredi kullandırılmasının teklif edildiğini söyledi.

Kurum, Dünya Bankası’ndan halen kredi kullandırılmadığını, bu haksızlığın ortadan kaldırılması halinde Türkiye’nin de anlaşmaya taraf olabileceğini söyledi.
 

Türkiye Haberleri