Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, yazısında, MHP'nin internet sitesinde 17-25 Aralık dönemine ait bir arşiv bulunduğunu söyledi.
Bahçeli'nin elinden çıkan 17-25 Aralık dönemine ait bir kitap da olduğunu söyleyen Terkoğlu, "Kitaba Bahçeli’nin yazdığı önsöz, “İnançlarımızı diline dolayarak mütedeyyin kitlelere seslenen AKP, iktidara gelince Allah korkusunu defterden silmiştir” diye sert bir ifadeyle başlıyor." diye yazdı.
Terkoğlu'nun yazısı şöyle:
Bahçeli’nin çeşitli konuşmalarından oluşan kitapta, soruşturmanın kapatılmasının ardından söylenen sözler bugüne de ışık tutuyor: “(Şimdilik yakayı kurtardılar.) Şimdilik diyorum, çünkü 17 Aralık teorik planda kapatılsa da maşeri vicdanda hâlâ açık, ahlak ve adalet nezdinde hâlâ kanayan yaradır. Bu yara kabuk bağlamadan, bu illet tedavi edilmeden, 17 ve 25 Aralık zanlıları mahkeme önüne çıkarılmadan adalet zehirli duman olacak AKP’yi boğup atacaktır.”
MHP'nin ilan ettiği hafta
Bahçeli, 17-25 Aralık’ın birinci yıldönümü yaklaşırken Türkiye’ye yeni bir hafta armağan ettiğini şöyle açıklamış: “Önümüzdeki 17 Aralık’tan 25 Aralık tarihine kadar geçen dokuz günlük süreyi Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası ilan edip Türkiye’nin dokuz ayrı bölgesinde hırsızlığı, soygunu ve rüşveti cesaretle anlatacağız.”
Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın devam ettiren açıklamasında şöyle demiş: “Bundan böyle her yıl bu hafta içinde partimizce yurdun dört tarafında etkinlikler düzenlenecektir.”
Gerçekten de 9 büyükşehirde yolsuzluk konulu toplantılar düzenlendiği görülüyor. Ancak bu toplantıların bir kısmı AKP’li belediyeler tarafından engellenince Genel Sekreter İsmet Büyükataman’ın bunu protesto ettiği görülüyor:
“Türk milliyetçileri haramzadelerin salonlarına mahkûm değildir. Gerekirse ev ev gezerek gerçekleri milletimizle paylaşmak insanlık vazifemizdir.”
MHP’nin bir adım ileri giderek Meclis’e “Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası” ilan edilmesi için kanun teklifi verdiği de görülüyor.
17-25 koalisyon şartı
Odasındaki saati 17.25’te durduran Devlet Bahçeli’nin bugün Erdoğan Bayraktar’ın “tüm konuşmalar doğruydu” sözlerini o gün söylediği de anlaşılıyor:
“Adli Tıp Kurumu’nun 17-25 Aralık’tan sonra medyaya yansıyan rüşvet ve yolsuzluk tapelerinin montaj olmadığı sonucuna varması bile rüşvetçilerde bir ıslah, tedirginlik ve pişmanlığa yol açmamıştır.”
Bahçeli’nin 17-25 Aralık’ın ardından FETÖ’ye yapılan operasyonları eleştirdiği 16 Aralık 2014 tarihli açıklaması da MHP’nin resmi sitesinde duruyor:
“AKP hükümeti, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yön ve taraflara çekmek için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda aracı olan ‘paralel devlet’ söylemiyle ahlak ve hukuk ilkeleri taammüden çiğnenmektedir.”
İlginçtir, bugün iktidar ortağı olan MHP’nin, 2015 yılındaki koalisyon ortamında önerdiği şartlar da halen yerli yerinde duruyor:
“MHP’nin koalisyon için ortaya koyduğu dört önemli maddeyi yeniden kamuoyuyla paylaşmakta fayda görüyoruz: Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılmalıdır. 17-25 Aralık kapsamındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmelidir. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilmelidir.”
MHP, 17-25 Aralık’ın üstüne gidilmesini bir koalisyon şartı olarak sunarak koalisyon ihtimaline de sırt çevirmiş.
'17-25 Aralık elebaşısı'
Ya tartışılan Yüce Divan?
MHP, Bahçeli’nin ağzından tavrını ortaya koymuş:
“Ne pahasına olursa olsun, 17-25 Aralık’ın tüm failleri hukukun karşısına çıkarılmalıdır.”
Bahçeli, halen MHP sitesinde duran açıklamasında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na da çağrı yapmış:
“‘Kardeş kolu koparmaktan’ bahseden Başbakan, eğer samimiyse, eğer yürekliyse, Saray’da oturan 17-25 Aralık elebaşısının telkin ve tesirinden kurtularak hukukun önünü açmalıdır.”
Bahçeli’nin “17-25 elebaşısı” diyerek adını anmadan sözünü ettiği, Erdoğan’dan başkası değil.
MHP’li vekiller, dört bakanın Yüce Divan’a gitmesi yönünde oy kullanırken karar aksi yönde çıkınca Devlet Bahçeli duruma sert tepki göstermiş:
“Yakın tarihin en ağır, en vahim, en korkunç rüşvet ve yolsuzluk iddialarına adı karışan malum şahıslar iradeleri haczedilmiş, baskı ve şantaj altında kalmış AKP’li milletvekilleri tarafından kurtarılmıştır.”
Babacan: Erdoğan tüm vaat ettiklerini unuttu
Soylu, Resmi Gazete'yi yalanladı: Işid militanlarının zenginliği nereden geliyor?