Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kürşat Yılmaz, 30 Ekim 2005 tarihinden itibaren “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, nitelikli yağma, tehdit, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” gibi suçlardan 66 yıl 3 ay 15 gün hapisle cezalandırıldı. 2021 yılında Kürşat Yılmaz'ın avukatlarının başvurusu üzerine yeniden yargılama talebi, dosyadaki bir kısım suçlar yönünden kabul edildi, 32 yıllık cezadan beraat etti. Bu cezanın infazdan düşürülmesinin ardından kalan ceza yönünden infaz süresi tamamlanan Kürşat Yılmaz, güvenlik gerekçesiyle gece yarısı cezaevinden tahliye edildi.
Gece yarısı tahliye oldu
Kürşat Yılmaz’ın avukatı Hasan Özay, “Güvenlik sebebiyle gece yarısından sonra, erken bir saatte tahliye oldu. Saat 08.00’de bekliyorduk ancak bu şekilde tahliye gerçekleşti. Kendisi 17 seneden beri, 2005 yılından beri hapis yatmaktadır. Aldığı kesinleşen hapis cezası 66 yıldı. Bizim bu sene mayıs ve haziranda yaptığımız hukuk mücadeleleri sonucu haksız olan cezanın 35 senelik bir kısmını iade-i muhakeme yoluyla tekrar yargılanıp, beraat kararı verilip, kesinleşmek suretiyle bu ceza ortadan kaldırıldı. Kalan ceza yönünden de hukuka uygun, hak edilen, zamanında bir tahliye gerçekleşti. Başka bir sebep yok. Bu karar haziran ayında alınmıştı. Hazirandan beri süresinin dolmasını bekliyorduk. Süresi doldu ve bitti” dedi.
'FETÖ ile mücadele verdi'
Özay, “Bizim hapis yatıp, çıktığı süre yönünden de hukuk mücadelemiz devam ediyor. O cezaların da haksız olduğunu düşünüyoruz. Müvekkilimiz 2005 yılından beri FETÖ ile açık bir mücadele vermekte. Bu mücadeleden dolayı zaten 2005 yılında tutuklanmış ve gerek İstanbul'daki mahkemede gerekse de Yargıtay'da FETÖ'nün olduğu dönemde, FETÖ yargısının ağır bastığı dönemde maalesef aleyhine hükümler verilmiş ve kesinleşmişti. Bunların bir kısmıyla ilgili hukuk mücadelesi ancak 2021 yılında sonuçlandı. Bugün de tahliye oldu. Kendisini kutluyoruz. Kendisi vatana, millete bağlı birisi. Her ne kadar bir FETÖ kumpasından dolayı tutuklu kalmış ise de hiçbir şekilde vatanına, milletine, devletine karşı en ufak bir kırgınlığı yoktur. Vatanını, milletini, devletini sevmektedir ve bağlıdır” diye konuştu.
Bahçeli: Gözü kara yiğitler
MHP Genel Bahçeli, Mayıs 2018'de Twitter hesabından Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz'ın adını vererek af çağrısı yapmıştı. Tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş için yapılan çağrılarına atıf yapan Bahçeli, Çakıcı ve Yılmaz'ı 'ülke sevdalısı' olarak tanımlamıştı. Bahçeli, şu tweet'leri atmıştı:
"Ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı? Kaderlerinin kurbanı olmuş mağdurlarla ilgili lehlerinde hukuki ve ahlaki bir düzenleme yapılması, onların aydınlığa kavuşturulmaları tez elden sağlanmalıdır."
'Yetki bende olsa şimdiye kullanmıştım'
Bu paylaşımdan bir hafta sonra, Alaattin Çakıcı sağlık sorunları nedeniyle Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi'nde tedaviye alındı. Bahçeli, Çakıcı'yı hastanede ziyaret etti. Ziyaretin ardından yine tweet atan Bahçeli, "Rahatsızlığı nedeniyle önemli sıkıntılar çekmeye başlamış bir şahsı cezaevinde mahkum tutacaksın. Bunu hiç dikkate almadan mafya diyeceksin. Yetki bende olsa şimdiye kullanmıştım" dedi. Ziyaret, MHP'nin resmi Twitter hesabından duyuruldu.
Bu tartışmalardan iki yıl sonra 2020 yılında , Alaattin Çakıcı yeni infaz düzenlemesi kapsamında tahliye edildi.
Kürşat Yılmaz kimdir?
12 Eylül darbesi öncesinde Ülkücü Gençler Derneği'nde (ÜGD) yetkili kişilerden olan Kürşat Yılmaz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Kalemi’nde çalışan polis memuru Tülay Çetin‘le evlendi. Kısa süre sonra ismi iki cinayete karıştı. İlk olarak Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden’i vurma olayında gündeme geldi. 17 Nisan 1999'da Türkiye’ye iade edilen ve Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi’ne konulan Yılmaz, 15 Temmuz 1999'da Kuşadası eski Belediye Başkanı Lütfi Suyolcu’yu öldüren tetikçi Fırat Erdoğan’ı azmettirdiği gerekçesiyle suç ortağı Yavuz Kaşıkçı’yla birlikte ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.