MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "beka meselesi"nin artan sebze ve meyve fiyatlarından daha önemli olduğunu belirterek, "Bugün aldığımız patlıcan, biber, patates mesela bir kilogram az, iki kilogram çok olabilir. İşimiz yoksa yarın olur, yoksulsak gün gelir varlığa kavuşuruz. Yani konu az yedim, çok yedim konusu değildir. Bunların hepsi aşılır, ama beka giderse dünyamız gider, hayatımız söner." dedi.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
- Merhum Peyami Safa siyaseti; “Hayatın ta kendisi” olarak görmüş ve göstermişti. İnsanın bütün halleri, hayatın bütün yönleri elbet siyasetin yakın veya uzak ilgi sahası içindedir. Siyaset yalnızca karar ve kaynak yönetimi değil, aynı zamanda hayatın idare ve idamesidir.
- Haktan, hakikatten ve halktan yana siyaseti kötülemek; ahlaklı, hamiyetli ve vicdanlı siyasetçiyi kötü göstermek bir bakıma hayat dediğimiz karmaşık süreci baltalamak, insanı tepeden tırnağa batırmak demektir. Asıl ve yakın tehlikelerden birisi de budur.
- Hz.Mevlana, “Her sedefte inci bulunmaz” demişti. Her siyaset ekolünde, her siyaset adamında aranan ve arzulanan adanmışlık, fedakârlık, hasbilik, ölçülülük ve millilik farikaları bulunamaz. Doğru siyaset kadar siyasetin doğru yapılması da bir fazilet ve fikir pırıltısıdır.
- Tecrübe, sadece başımıza gelen hadiselerin yekûnu değildir. Esasen tecrübe, başımıza gelenlerle ne yaptığımız, ne yapacağımız, neyi başaracağımızdır. Tecrübeli siyasetçi demek, pek çok badireyi yenmiş, beka ve birliğe samimiyetle yüreğini koymuş adam gibi adam demektir.
- Beka, tasarlanmış bir propaganda kavramı, dönemsel ihtiyaçlara cevap veren bir söylem aparatı, içi dolmamış/doldurulmamış bir ifade aracı, gerçeklerin maskelendiği hamaset sığınağı değildir. Aksi iddialar ise tamamıyla hezeyandır.
- Beka, Şems-i Tebrizi’de misal olarak şöyle anlatılır: “Kötü huyların yok olup onun yerine Allah’ın vasıflarının ağır basması ve böylece Allah’a yaklaşıp ebedi olunması.” Beka demek var olmak, diri kalmak, bağımsız yaşamak, ebediyetin ufkuyla buluşup bütünleşmek demektir.
- Bugün aldığımız patlıcan, biber, patates mesela bir kilogram az, iki kilogram çok olabilir. İşimiz yoksa yarın olur, yoksulsak gün gelir varlığa kavuşuruz. Yani konu az yedim, çok yedim konusu değildir. Bunların hepsi aşılır, ama beka giderse dünyamız gider, hayatımız söner.
- Hacı Bektaş-ı Veli diyor ki: “İman bir hazine, iblis bir hırsız, akıl ise hazinedardır. Hazinedar giderse hırsız hazineyi çalar.” Esir bir kalbin imanı olur mu? Kiralık bir aklın inandırıcılığı mümkün mü?
- İşte kalpte iman, millette beka, devlette akıl, şehide vefa Türk milletinin tarihi vasfı ve vakarıdır.
- Bekayı bilmeyen milleti bilmez, tehditleri görmez, tarihten anlamaz, ecdadı tanımaz. Bakınız ne diyordu Gazali: “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.” Beka özdür, payidar milli ömürdür. Kabukla uğraşan, kalburla elenip gitmeye de mahkumdur.
- Yusuf Has Hacib demişti ki: “Yola çıkan insan yol üzerinde ev yapmaz. Göç eden insan eşyasını evde bırakmaz. Sen bir konuksun, bu dünya da bir konuk evi.” İnsan fanidir, devlet bakidir, milletin bekası ise daimidir. Buna hizmet ve riayet boynumuzun borcudur.
- Dileğim milli beka hedefine herkesin kilitlenmesi, dürüst ve namuslu her siyaset adamının milli bekaya sahip çıkmasıdır. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti ancak bu sayede varlığını temin ve tescil ettirecektir. Bu nedenle zillette hayır yoktur, zilletle gidilecek yol yoktur.
- Unutmayalım ki, “Başını acemi berbere teslim eden pamuğu cebinden eksik etmeyecektir.” Tecrübe bekayla önemlidir, Türkiye sevdası her şeyin önündedir. Hz. Ömer ne kadar isabetli söylemiş: “Dört şey asla geri gelmez: Söylenen söz, atılan ok, geçmiş hayat, kaçırılmış fırsat.”
- Bir olursak, birlikte duruş gösterirsek hiçbir dış tesir, hiçbir müessir mihrak düşüşümüzü sağlayamayacaktır. Sayın Deniz Baykal’ın uzun bir aradan sonra gerçekleştirdiği Milletvekili Yemin Töreni’ne damga vuran beraberlik ruhu keşke hayatın her alanına yansımış olsaydı.