Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na suç duyurusu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılmamasına yönelik sert eleştirilerine devam etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılmamasına yönelik sert eleştirilerini sürdürüyor. Bahçeli, “Bunların sivil hayatı Çankaya’da mıdır, neredeyse bulun getirin kardeşim. Kim bunlar, CHP’de, MHP’de, hangi partide varsa çıkartın. Eğer bulamıyorsa yetki versinler, biz buluruz bunları” çağrısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemleri üzerinde hazırladığı dosyayı da açıklayan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu ‘AKP’de 120-180 arasında ByLock’çu vekil var’ diyor. Şu ByLock’çuları savcılığa götür ver, eğer vermiyorsan biz sana suç duyurusunda bulunacağız; ‘gel tıpış tıpış ayaklarınla ver’ diyeceğiz” dedi.

Hürriyet'in haberine göre, Bahçeli, dün akşam kendisini izleyen gazetecilere akşam yemeğinde biraraya geldi. Çantasından çıkardığı 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül hükümetlerinin kabinelerinden oluşan belgelerle, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmasına yönelik önemli çağrılarda bulunan Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun söylemleri üzerinde hazırladığı dosyayı da açıkladı.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bahçeli, özetle şunları söyledi:

Türkiye başarılı oldu

Ortadoğu’da yaşananlar dünya savaşına neden olabilir mi?

Sorunu daha farklı bir noktada çözmenin, diplomatik yaklaşımlarla uzlaşma zemininde halletmenin yollarının bulması lazım. Yoksa ‘böyle devam etti bir üçüncü dünya savaşı gelsin’ temennisi Ortadoğu’yu daha karmaşık bir hale getirmekle kalmaz dünyayı da aynı hale getirir. Bunu telaffuz etmemek gerekir. Terörün uluslararası tanımını doğru yapmak lazım. Terörle mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda da uluslararası bir anlayışa sahip olmak lazım. Terörün beslendiği kaynakların kurutulması lazım. Teröre destek veren ülkelerin bu destekten vazgeçmeleri lazım. Bu böyle gelişmediği taktirde yarın ne olacağını kestirmek çok zor olur. Bugün çok yetersiz gördükleri, dış politikada tecrübesi çok olmayan, uluslararası alanda fazla dikkat çekmeyen bir ülke olarak Türkiye, Ortadoğu’yu ayrıca büyük, gelişmiş ülkelerin Ortadoğu’ya müdahale şekillerini, amaç ve hedeflerini doğru okuyan bir siyaset takip etmiştir. Bu siyaset takibinde Türkiye’nin bugüne kadar edindiğimiz bilgiler ışığında başarılı olduğunu da ifade etmek isterim. Yol gösterici, itidal tavsiye eden ve zaman zaman da çözüm arayışına giren bir ülke konumunda olmuştur. Libya’nın üzerinde Türkiye’nin oluşturduğu zemini bozmak için darbeci bir generalin arkasına takılarak Türkiye’yi mahkum etmeye çalışmaktadırlar. Şu an için Moskova’dan kaçan ama Berlin’de yakalanan bir Hafter ile Türkiye zannediyorum Libya’daki ateşkesi de başaracaktır. Suriye’de de tanıdığım sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrılara uyarak Esad denilen cani ile oturup görüşeceğine ihtimal vermiyorum. İdlib meselesi çözülmelidir. Rusya rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliştirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün değil.

İttifaktayız koalisyonda değiliz

Cumhurbaşkanı ile görüşecek misiniz?

Her zaman görüşme ihtimalimiz söz konusu olabilir. Çünkü Cumhur İttifakının iki önemli kanadıyız. Yeri gelir görüşürüz, yeri gelir birbirimizi dinleriz, yeri gelir biraz sabırlı hareket ederiz. Ama her zaman görüşeceğiz diye bir kural yok. Görüşmenin sınırını ve kapsamını planlayarak görüşme de olmaz. O bakımdan bu başka türlü anlayışlara da sebebiyet verebilir. Biz ittifaktayız koalisyonda değiliz.

Savcılık mı yapacağız

FETÖ’nün siyasi ayağı nasıl ortaya çıkarılmalı?

Araştırma komisyonunda ısrar etmek ve herkesi oraya da davet etmekte eğer çok kuşku verici davranışlarının üzerini örtmek gibi bir çabaları yoksa zaten bir anlamı olmaz. Meclis’te ne yapacağız hepimiz; savcılık mı yapacağız? Böyle şey olmaz. Bir de bunu çok saptırıyorlar. İşte zaten bizi düşündüren, CHP’ye olan güvenimizi sarsan nokta burasıdır. 15 Temmuz’un arkasında bir Yurtta Sulh Konseyi var. Bunların içerisinde darbeyi yapan askerler olduğu gibi darbecilerle hareket eden siviller, bürokratlar olabilir. Darbe başarılı hale gelirse de ülkeyi yönetecek bir yönetim kadrosunun bulunması lazım. Şimdi böyle bir durumu biz araştırıyoruz.

Hangi partideyse çıkarın

Silivri ve Sincan Cezaevinde bulunanlar başarılı olsaydı ne olurdu?

Hükümeti kimle kuracaklardı, Cumhurbaşkanları kim olacaktı, Başbakanları kim olacaktı? Yurtta Sulh Konseyinin unsurları kimler olacaktı? ‘Bunlar hangi partide varsa ortaya çıkartın’ diyoruz. Diyoruz ki, kim bunlar kardeşim? CHP’nin içinde varsa çıkartın, MHP’nin içinde varsa çıkartın, bürokraside varsa çıkartın, sağdan soldan görevlendirilmişler varsa çıkartın. Bazılarını ABD görevlendirmiş adı bağımsız… Biz bunu soruyoruz. Yoksa CHP’nin kuracağı komisyonun üç üyesiyle bu iş olmaz. Ama bu 15 Temmuz’un ruhuna inmiş, onlarla geçmişte münasebetleri olan insanlar, Yurtta Sulh Konseyi’ni benden çok daha fazla tanıyor olsa gerektir. Biz de diyoruz ki bunu çıkartın, hangi partideyse çıkartın. Ama istismarından artık vazgeçin! Çorbacıyla tatlıcıyla artık uğraşmayın. Bunlarla uğraşın. Bunların hepsini geçmişteki olaylara bakarak söylüyoruz.

BYLOK'çuları vermezsen suç duyurusunda bulunacağız

Şu gördüğünüz dosyada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Başsavcılarına suç duyurusu olabilecek konular üzerindeki ifadeleri bulunuyor. Tiyatroya hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş. Demirtaş cezaevinde bari tiyatroya gittiğinizde değerli bir artistle yan yana otursaydınız da hanımlar evde sizi seyretseydi. Kılıçdaroğlu, ‘ByLock’çu vekiller açıklansın. AKP’de 120, 180 arasında ByLock kullanan var’ diyor. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, 120 ile 180 arasındaki ByLock’çuları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na götür ver. Eğer vermiyorsan biz sana suç duyurusunda bulunacağız, gel tıpış tıpış ayaklarınla bunların isimlerini ver diyeceğiz.

Türkiye Haberleri