Bahçeli'den İstanbul Sözleşmesi açıklaması

15 kişilik A takımını açıklamayan MHP Genel Başkanı Devlet, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili de konuştu.

Bahçeli, İstanbul Sözleşmesi tartışmasıyla ilgili olarak, "Bu gelişme bize göre isabetli ve hayırlıdır. Sözleşmeden çekilmek hem iç hem uluslararası hukuka uygun" dedi.

MHP'de kurultay sonrası ilk kez toplanacak MYK'da 15 kişilik başkanlık divanı belirlendi. 
MHP'nin 15 kişilik Başkanlık Divanı'nda Semih Yalçın, Feti Yıldız, Mustafa Kalaycı, İsmail Faruk Aksu, İsmail Özdemir, Mevlüt Karakaya, Kamil Aydın, İzzet Ulvi Yönter, Sadir Durmaz, Pelin Yılık, Yaşar Yıldırım, Filiz Kılıç, İsmet Büyükataman, Tamer Osmanağaoğlu ve Bahadır Bumin Özarslan yer aldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ile ilgili, "Aileyi ve kadını güçlendirmek yerine, küresel lobilerin, baskı gruplarının, çıkar odaklarının ve cinsel sapkınlıkların propaganda mecrası haline gelen sözleşmenin feshedilmesi bize göre isabetli ve hayırlı bir gelişmedir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kurultay sonrası seçilen Merkez Yönetim Kurulu ile Merkez Disiplin Kurulu Asil ve Yedek Üyeleri ile bir toplantı yaptı. Toplantı sonrası yazılı bir basın açıklaması yapan Bahçeli, şunları kaydetti:

İstanbul Sözleşmesi: Bir süredir, feshedilen İstanbul Sözleşmesi bahanesiyle Türkiye’yi karalama, devamlı kötüleme, hatta bir plan dahilinde toplumsal huzursuzluk sarmalını tetikleyip tırmandırma amaç ve arayışlarında yoğunluk gözlenmektedir. İstanbul Sözleşmesi hakkında derli toplu fikir sahibi olmayan kişi ya da kesimlerin bir kaşık suda fırtına koparma gayretkeşlikleri hem sorumsuzluk hem de maksatlıdır. Uluslararası sözleşmelerin onay ve yürürlük süreçlerinin nasıl işleyeceği bellidir, usulü bilinmektedir.

Sözleşmenin feshi hukuka uygun: Bu kapsamda ülkemizin uluslararası sözleşmelere katılımını TBMM onaylarken, hükümet bu onayı bir kararla yürürlüğe koymaktadır. Uluslararası sözleşme hükümlerinin durdurulması, feshi veya sona erdirilmesi Cumhurbaşkanı kararıyla mümkündür. Kaldı ki İstanbul Sözleşmesi’nin 80’inci maddesi taraf ülkelere sözleşmeden çekilme imkanı tanımıştır. Nitekim Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi hem iç hukukumuza hem de uluslararası hukuka uygundur.

Her ne kadar, 2012 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin kabulüne Meclis’te grubu bulunan partiler destek vermiş ise de, zaman içinde bahse konu sözleşmenin milli ve manevi yapımızla çelişen uygulama sonuçları kaygı verici düzeyde artış göstermiştir. Aileyi ve kadını güçlendirmek yerine, küresel lobilerin, baskı gruplarının, çıkar odaklarının ve cinsel sapkınlıkların propaganda mecrası haline gelen sözleşmenin feshedilmesi bize göre isabetli ve hayırlı bir gelişmedir.

Altı ülke sözleşmeyi yürürlüğe koymadı: Milli ve manevi değerlerimizi yozlaştıran her türlü akım, düşünce, niyet, eğilim ve sözleşme metnine karşı hazırlıklı olmak, tedbir ve önlem almak tarihi önemdedir. İstanbul Sözleşmesi kılıfı altında toplumsal bünyemizi zehirleyen söylem, eylem ve hedeflerin tehlikeli seviyelere ulaştığını görmek lazımdır. Bir başka altı çizilmesi gereken husus da şudur: Avrupa Birliği üyesi altı ülke mezkur sözleşmeyi imzalamasına rağmen yürürlüğe koymamıştır.

Feshi kayıp olarak görenler aymazdır: İstanbul Sözleşmesi’nin feshini kadın haklarında kayıp olarak görenler, bu suretle kadına yönelik şiddet vakalarını teşvik edeceğini ima, hatta iddia edenler Türk milletinin binlerce yıllık kültür ve medeniyet müktesebatını hiçe sayan aymazlardır. Kadın hakkı, insan hakkıdır, insanlık onuruyla mündemiçtir. Kadın cinayetlerini engellemek; şiddet, istismar ve tecavüz vakalarıyla mücadele etmek sorumluluk mevkiinde bulunan her siyasetçi veya yönetim için başlıca görevdir.

 

Türkiye Haberleri