MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündem yaratacak açıklamalarda bulundu. Barajın düşürülmesi yönünde mesajlar veren Bahçeli, erken seçim çağrısına ise olumsuz baktığını vurguladı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, yüzde 10 seçim barajının Türkiye için çok ağır olduğunu söyledi. "Erken seçimden yana değiliz" diyen Bahçeli, "MHP'nin baraj sorunu yok" ifadesini kullandı.
İşte Bahçeli'ye makam odasında sorulan sorular ve alınan yanıtlar:
- Son günlerdi anketler yayınlandı. Kimisi MHP’yi baraj altı gösteriyor, kimisi ise barajda. Yeni kurulan partiyi de Meclis’te ikinci, üçüncü parti olarak gösteriyorlar. Siz bu anketlerle ilgili ne düşünüyorsunuz? Yaptırdığınız anketler var mı?
- Biz eskiden beri, arkadaşlarımızla olan sohbetlerimizde, araştırma yaptırmadığımıza dair düşüncemizi paylaşmışızdır. Bunlar kamuoyu araştırmasından ziyade, kamuoyu oluşturmaya yönelik araştırmalardır. Bunları bildiğimiz için hiçbir araştırmaya güvenmiyoruz. Yine tartışmalar var ama bugüne kadar yapılmış olan araştırmalarda MHP’nin yüzde 10 barajını geçtiği veya yüzde 10 rakamına ulaştığı hemen hemen yazılıp çizilmedi. Seçim sonuçlarından sonra bazı sonuçlar elde edildi. Genellikle bizi yüzde 2 ile yüzde 8 arasında hep getirip götürdüler. Ama sonuçlar öyle olmadı. MHP, Türk siyasi hayatında baraj sorunu olmayan partilerden bir tanesidir. Ama ille bir barajın altında kalma baskısı var toplumda. Böyle olursa da iyi olur diye düşünenler var. O da sakat bir düşünce.
"YÜZDE 10 AĞIR BİR BARAJ"
- AK Parti baraj konusunda yüzde 10’u savunuyor. MHP de geçmişte yüzde 10 barajını savunmuştu. Bundan sonrasında MHP’nin görüşünde bir değişiklik var mı?
- Yüzde 10 barajı Türkiye’de çok ağır bir baraj. Hemen hemen ilk, 12 Eylül’ün sonrasında, yeniden siyasi yapılanma sürecine geçildiğinde, yüzde 20, yüzde 25 arasında bir baraj, bunun üstünde de yüzde 10 gibi bir baraj olmuştu. O baraj tabii 12 Eylül döneminde darbe teşebbüsünde bulunan zihniyetin himayelerinde faaliyetlerine başlayanlar için böyle bir baraj söz konusu edilmemişti. Milli Selamet Partisi (MSP) ile MHP üzerinde bu konuda tartışılmıştı. Ve bunların baraj altında kalarak, Türk siyasi hayatından silinmesi arzusu olmuştu. Öyle bir dönem içinde siyasi hayatın nasıl devam etmesi gerektiği, barajın nereye kadar çekilmesi gerektiği konuları gündeme geldiğinde, sonuç alınamadığı için, hepinizin bildiği gibi yasada olmayan ama yasalardan beslendiği kanaatiyle bir ittifak uygulaması olmuştu. O ittifakta da Refah Partisi, MHP ve Islahatçı Demokrasi Partisi arasında olmuştu. Bu uygulamanın da öncülüğünü o zaman MHP yapmıştı. Yani şu an o zamandan sonraki dönemde, bölücü unsurların TBMM’de temsiline imkan vermeyecek bir baraj oranı olarak yüzde 10’un devamından yana. Yani bize karşı da yüzde 7, 8 gibi oranları söylemelerine rağmen, “Acaba biz, yüzde 10 oranına gelebilir miyiz” dedik, Allah nasip etti; geldik. Bazen de altında kaldığımız dönemler oldu. Ama o günkü dönemlerde bölücü unsurlar olarak TBMM’de temsil imkanını baraj engeliyle aşamayacaklarını anlayanlar, kendilerini bir parti içerisinde hareket ettirerek, bir yapılanma sağladılar. TBMM’ye girip orada mücadelelerini devam ettirdiler. Demek ki yüzde 10 barajı, ittifaklarla veya başka türlü kararlılıklarla aşılabilir bir duruma geldi.
"YÜZDE 5 Mİ OLUR..."
Şimdi Türkiye’de iki şeye dikkat etmek gerek. Artık bu zorlamalar ve dayatmalarla, birilerini öldürerek, kendini yaşatma yerine, hep beraber nasıl yaşarız, demokrasi içinde bunu nasıl başarırız, Türkiye’yi nasıl istikrar ve normalleştirme sürecine getirebiliriz noktasında bir uzlaşmaya varacak çalışma yapmak lazım. Bu yüzde 5 mi olur, 6 mı olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazım. Bunu yaparken bir başka partiyi yok farz ederek, kendine bir yol çizmeye çalıştığında da onun bir anlamı görmedi. Bütün bunlardan ders çıkarmak lazım. Benim söylemek istediğim o.
- Bu sözlerinizden yüzde 10 barajının esnetilebileceğini mi anlamalıyız?
- Yani bu kadar anlattım. Burada çok anlaşılır şeyler var. (Gülüyor) Bana tekrar yaptırmayın.