MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. 24 Nisan'da ABD Başkanı Joe Biden'ın seçim vaadi olarak söylediği gibi 'Ermeni Soykırımı' ifadesine sert yanıtlar veren Bahçeli, "Biden'ın 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke olarak düşmüştür. Bizim sorunumuz ABD halkıyla değil Beyaz Saray'a çökmüş zulüm bekçileriyledir. Biden'ın sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür. " dedi.
Satırbaşları şöyle:
Ayaklarımıza pranga koymak için sıraya girenleri diri umutlarımızla söndüreceğiz, kabına uymayan heyecanlarımızla süpüreceğiz. Alayını birden silindir gibi ezip geçeceğiz. Tarih sahnesinde onlar yokken biz vardır. Kıtalarda bizim sözümüz geçerken, kıyı da köşe de yer bulmaya çırpınanlar bize medeniyet dersi vermeye kalkıyorlar. Çıkarcılar iş birliği, hainler güç birliği yapıyor. Taviz vermeyiz, teslim olmayız. Terör örgütleriyle görülecek acıklı bir hesabımız vardır. Terörle mücadele esas itibariyle çok boyutlu ve karmaşık bir süreçtir. Yalnızca seri katiller değil aynı zamanda onları kiralayan, kullanan, bölgesel çıkarları uğruna silah, mali destek sağlayan ülkelerle mücadele sürmektedir. Terörle mücadelenin asıl ve arkada duran faillerini deşifre etmek şarttır.
Dost ve müttefik saydığımız bu ülkelerin asıl gayreti Türkiye'nin boyun eğmesidir. Bizim inancımız şudur, Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Tek nefes olabilirsek Türk milletini ve Türkiye'yi hiç kimse tutamayacaktır. Türkiye düşmanlarının korkusu budur, kaygısı bundandır. Yuvalanan bölücü terör örgütüne darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Terör kampları havadan ve karadan ateş altına alınmıştır. İlk önce mıntıka temizliği yapılmıştır. Karadan sızan ayrıca hava hücum harekatıyla giden komandolarımız teröristlerle birlikle sığınakları birer birer imha etmişlerdir. Hainler korkuya kapılmışlar, saklanacak delik aramışlardır. Ara-bul-yok et parolası ile hainlerin kanlı defteri dürülecektir.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Milli Savunma Bakanımızı ve komuta kadememizi kutluyorum. Terörle mücadele esnasında şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Milli güvenliğimizi tehdit eden kim olursa olsun, hepsi birden üstümüze gelirse gelsin biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun. Milletimizin desteği tamdır, devletin iradesi tam ve eksiksizdir. İnsanlık düşmanlarını acımadan cezalandırmak, barış ve hukuka hizmettir.
Cenevre'de Kıbrıs Konferansı
Bir yandan kripto para vurgunu ile gri pasaport rezaleti diğer yanda kaybolan atlar. Bir yandan Karadeniz'deki sert kutuplaşma diğer tarafta Akdeniz'de sıcak kamplaşma ülke gündeminin başlıca konularıdır. 27-29 Nisan'da BM gözetiminde taraf ve garantör devletlerin katılımıyla Cenevre'de yapılacak gayri resmi Kıbrıs konferansı da gündemi meşgul eden milli bir konudur. Kıbrıs'ta bağımsız, eşit, egemen iki devletli çözümden başka yol kalmamıştır. KKTC'nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi ayıplı bir üslupla, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı eleştirmesi uyuyan komünist hücrelerin tekrar harekete geçtiğinin işaretidir.
Sayın Tatar'a Türkiye'nin papağını diyenler önce kendisine bakmalıdır. Tabii adamlıkları kaldıysa. Kıbrıs'ı ayak oyunları ile Rumların eline geçirmek için elinden geleni ardına koymayan Akıncı için tek sıfat Rum palikaryalığıdır.
Zamanlar arası muhtemel bir kopukluk dün ile bugün arasında vasat bulacak bir kırıklık çok ciddi badirelere, husumetlere davetiye çıkaracaktır.
Biden'ın 'soykırım' ifadesi
Tarihin derinliklerine fosilleşmiş, saplantılarla, fotomontaj önyargılar ile bakılmasıdır. İnsanlık kaos ile uçuruma yuvarlanacak, sonu gelmeyen restleşmeler, sonu gelmeyen cepheleşmeler, nefretler hakim olacaktır. Manası, mesajı bakımından geleceğin rol haritası görmesini bilenler için tarihin vicdanında saklıdır.
Her 23 Nisan günü Gazi Meclis'imizin açılması ile birlikte milli egemenliğin taçlandığı dönemi idrak ediyorken her 24 Nisan günü de milletimizin taşa tutulduğu bir iftira sağanağına muhatap oluyoruz. Karanlık geçmişlerinden utanmayan, soysuz propagandalara maruz kalıyoruz. Tarihimizi sorgulatmaz, milli şerefimizi tartışma açtırmayız.
ABD'nin yeni başkanı seçim kampanya döneminde Ermeni lobilerinin gözüne girmek, desteklerini almak suretiyle sözde soykırımı tanımlayacağını duyurmuştu. Sonunda lobilerin oyuncağı olduğunu tarih cinayeti işleyerek ispat etmiştir. Biden'ın 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke olarak düşmüştür. Bizim sorunumuz ABD halkıyla değil Beyaz Saray'a çökmüş zulüm bekçileriyledir. Biden'ın sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür.
Biden yazılı açıklamasının iki yerinde soykırımdan bahsetmiş, hayatını kaybedenleri onurlandırdıklarını dile getirmiştir. Nasıl onur katacakları başka bir tartışmanın konusudur. Biden, bir de Konstantinopolis ifadesini kullanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda böyle bir şehir yoktur. Bizim İstanbul'umuz vardır ve dünyanın en büyük Türk kentidir. Okyanus ötesinden bakınca nasıl gördüklerinin, neyi görmek istediklerinin bizim nazarımızda bit kadar değeri olamayacaktır.
Şu anda yaşadığınız toprakların asıl sahipleri, hatta derilerinin renginden dolayı katlettiğiniz milyonlarca insan mutlu ve huzurlu bir şekilde hayatlarını idame ettiriyorlar. Biden, Beyaz Saray'da Cumhur İttifakı'nı nasıl yıkarım zillet ittifakını nasıl kollarım, Türk tarihini nasıl karalarım diye hesap yapmayı bırak. Türk Milleti'ne sözde soykırım iftirası atacak en son ülke bile siz değilsiniz. Kısacık, melez tarihinizde nice rezaletlere imza atan ülke olduğunuzu hatırlayarak gerçeklerle yüzleşmeniz sizi onurlandıracaktır. Dünyada güçlünün hukuku değil, hukukun gücü önemlidir.
Sizin gibilerinin bu dünyada olması zillettir, ziyandır. Zulümlerin dünyanın hiçbir yerinde meydana gelmemesi için ortak vurgu yapan bunu önce kendisine, yönetimine, önce derisinin rengi kızıl ya da siyah olduğu için katlettikleri insanların manevi hatırasına anlatmak zorundadır. ABD Başkanı sözde soykırım suçlaması ile müttefik hukukuna onarıma uzun yılları alacak ağır bir hasar vermiştir. Dostluğun yalan olduğunu ayan beyan göstermiştir. Tarih yapraklar 24 Nisan'ı işaret ettiğinde 1915 olayları hakkında ne söyleyecekleri, nasıl yaklaşacakları, büyük felaket mi yoksa soykırım mı diyecekleri artık merak konusu olmaktan çıkmıştır. 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan'dan bir sonraki gündür ve sıradandır. Ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz, tarihimizle ters düşmeyeceğiz.
'Sevk ve İskan Kanunu ile her zaman gurur duyacağız'
Sevk ve İskan Kanunu ile her zaman gurur duyacağız. Dönemin milli kahramanlarına tarih huzurunda şükran ve minnet duygularımızı her fırsatta göstereceğiz. Ortak tarih komisyonu kurulsun dediğimizde kimlerin bu teklife yanaşmadığı bellidir. Sevk ve İskan Kanunu'nun esas temeli milli güvenliği esas çabasıdır. Ermenilerden bir bölümünün sırtımızdan hançer vurmak için harekete geçtikleri vicdanlı her insanımızın malumudur. Kanun gereğince güvenlik maksadıyla işbirlikçi Ermeniler tehcire tabi tutulmuştur. Sevk boyunca her türlü ihtiyaçları karşılanmıştır. Göç yolları, üzerindeki menzil ve istasyonlara yiyecek, içecek stokları yapılmıştır. Ölümler yaşanmıştır fakat hiçbir şart altında bir soykırım olmamıştır. 1915 olayları imparatorluğun kendi tebaası olan ve cephede kalan Ermenilerle diğer unsurları kanunla cephe gerisine çekmekten başka bir şey değildir. Ortada soykırımın en küçük delili yoktur. Tarihi gerçekler tahrip edilmektedir.
Tarihi vesikalar ortadadır, ortak tarih komisyonu kurulsun dediğimizde kimlerin bu teklife yanaşmadığı bilinmektedir. 1. Dünya Savaşı sürerken Ermenilerden bir bölümünün iç işgal ve ihanet cephesi oluşturmak ve sırtımızdan vurmak için harekete geçtiklerin herkesin malumudur. O dönemde patlak veren Van-Ermeni isyanını bastırmak amacıyla dönemin hükümeti 24 Nisan 1915'te genelge yollamıştır. Genelgede komite merkezlerinin kapatılması ve komite ele başlarının tutuklanması söylenmiştir. 235 kişi tutuklanmıştır.
Hiçbir şart altında bir soykırım olmamıştır. ABD bu meseleyi her sene ele almak suretiyle Türkiye'yi baskı altında tutmaya çalışmıştır. Bu ülkenin Kızıldereliler konusunda 3 maymunu oynaması çuvaldızı başkasına batırmaktır. Ortada soykırımın en küçük bir delili yoktur. ABD'nin Japon tehdidini ileri sürerek Japon kökenli vatandaşlarını sürgüne gönderdiği hafızalardadır.
Techir sırasında yaşanan ölümlerden dolayı merhum Talat Paşa'nın kendi imzasıyla 1673 kişi Divan-ı Harb'e verilmiş 67 kişi idam edilmiş, 524 kişi hapse atılmış, 68 kişi de diğer cezalara çarptırılmıştır. Elimize vicdanımıza koyup düşünelim, soykırım yapan bir devlet böylesi bir şeye gerek duyar mı? Ermeni katiller tarafından şehit edilen on binlerce müslüman Türk yürek sızımızdır.
Biden, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 11. maddesine göre 'nefret' suçu işlemiştir. Anadolu'daki toplu türk mezarlarının izahatını kim nasıl yapacaktır? ASALA'nın şehit ettiği diplomat ve insanlarımızın hesabını kim verecektir? ABD Başkanı 1915 olaylarına 'soykırım' demesi siyasidir, hukukidir. Objektif ve insanı hiçbir dayanağı yoktur. Bize göre ABD ile ilişkiler tarihi bir kavşaktadır. Hükümetimizin alacağı her karara desteğimiz tamdır. TBMM ortak gündemle sözde soykırım iftirasını telin edeceğine gönülden inanıyorum. Baktığımız yer başkent Ankara'dır. Hepimiz Ermeni'yiz diyenlere açık açık sesleniyorum. Sizin ne olduğunuz değil bizim sizi nasıl gördüğümüz önemlidir. Size bakınca boşluk ve hiçlik görüyoruz. Siz bize bakınca Talat Paşa'yı, Enver Paşa'yı, Mustafa Kemal Paşa'yı gördüğümüze eminiz.
HDP'yi hedef aldı
HDP MYK 24 Nisan'daki sözde ermeni soykırımının bu topraklarda yaşandığını, adaletin de bu topraklarda sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. Bu hainler korosu, Türkiye'nin Ermeni soykırım utancıyla yüzleşmesini istemiştir. Bölücü terör örgütü HDP'nin kökü Ermeni'dir. Hala demokrasi diyerek HDP'ye destek çıkacak var mıdır? Şu kadar oy aldı falan diyecek köksüz var mıdır? Bu terör acentesi faaliyetlerine hala devam edebilecek midir? HDP'nin kapısına hukukun mührü vurulmalıdır. Bu parti görünümlü kanlı şebeke kapatılmalıdır. Bunlardan kimse siyasette bulunmamalıdır. Milletimize soykırım yaptı diyenler, Paşinya istifa etti buyursunlar çok iyi bildikleri dağ yolundan Ermenistan'a gitsinler. Bu milleti sevmeyeni sevmeyiz.