DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Ankara’da ikinci ilçe kongresini Çankaya'da yaptı. Babacan, Kanal İstanbul projesi için, "Bu proje, Türkiye Cumhuriyeti hazinesine ve bütçesine bir ipotek koyma projesidir. Adını açık koymak lazım" dedi.
Babacan’ın konuşmasından satır başları şöyle oldu:
Şu anda bırakın koalisyonu, önce ittifak kurulup sonra seçime girmek bu sistemin artık ürettiği bir mekanizma haline geldi. İttifak, seçim öncesinde seçim ittifakı. Seçim bittikten sonra, mevcut yasal düzenlemede ittifakın hiçbir hukuki kıymeti yok. Seçim sonrası devam eden bir gönüllü birlikteliktir o kadar. Peki şimdi siz bu milletin gözünün içine bakarak defalarca koalisyonlar bitecek deyip bu sistem için oy isteyip o oyu alıp da cebinize koyduktan sonra bu kurduğunuz nedir? Bu ortaklık nedir? Bunu bir açıklayın. Hepsi kayıtlarda unutturmaya çalışmasınlar.
Kanal İstanbul
Hükümet bu projenin maliyeti ile ilgili henüz sağlıklı bir projeyi de paylaşmış değil. Ama bakıyoruz, sağda solda yapılan konuşmalardan, açıklanan raporlardan, fizibilitelerden şuradan buradan tahminler en az 20 milyar dolardan başlayıp belki de 60 milyar dolara kadar çıkacak bir maliyeti gösteriyor bize. Hangi rakam esas alınırsa alınsın, halkımızın altında yıllarca ezileceği ağır bir borç yükü geliyor. Bu proje, Türkiye Cumhuriyeti hazinesine ve bütçesine bir ipotek koyma projesidir. Adını açık koymak lazım.
Montrö Anlaşması
Karadeniz, bugün eğer bir barış denizi ise bunda Montrö’nün rolü büyüktür. Ben buradan hükümete bir kez daha seslenmek ve uyarmak istiyorum. Bugünlerde gittikçe artan Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim dikkate alındığında Karadeniz’deki dengeleri ve ülkemizin uzun vadeli güvenliğini ve çıkarlarını korumak için Montrö Anlaşması’nın tavizsiz bir şekilde uygulanması gerekmekte. Ben buradan Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Hükümeti uyarmak istiyorum. Sakın ola kısa vadeli hevesler peşine düşüp, bölgenin jeopolitik dengelerini bozmayın diyorum.
"O yurtlar sizin şahsınızın değil, tüm milletin"
Burada 18- 22 yaş arası üniversite öğrencilerinden bahsediyoruz. Hakaret dediklerinin çoğu da böyle ufak tefek eleştiriler. Gençlerimiz elbette Cumhurbaşkanına muhalif olabilir? Ne var bunda? Herkes, bütün gençler sizi destekleyecek böyle bir şey yok. Üniversite kazanmış okul okuyacak ve bu yurtlar vergilerini ödeyen her bir vatandaşın parası ile yapılıyor. 'Bu vergilerle yapılan yurtlara giremezsin' diyor. Gençleri baskı ile ayrımcılıkla karşı karşıya bırakıyor. Kamu hizmetlerinden faydalanmasını engelliyor. Çünkü zihniyet şu, 'Bu yurtlar benim yurtlarım.' Sayın Erdoğan, o yurtlar sizin şahsınızın değil. O yurtlar tüm milletin. Size oy veren veya vermeyen tüm milletin vergileriyle yapılmış yurtlar o yurtlar. Tabi ki muhalif görüşlü gençler de o yurtlarda kalacak. Ve siz de buna tahammül etmekle mükellefsiniz.
Yurtlarda barınma koşulları değiştirildi
Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işleyen yurtta kalamayacak